• miley cyrus'un adıyla müsemma çiçek gibi yeni teklisi, şarkı da video da tertemiz. liam hemsworth'ün doğum gününü ona atılabilecek en zarif şekilde diss atarak kutluyor olmasının yanında, şarkıda tatlı bir doksanlar esintisi mevcut, tam feel good şarkısı. gelecek albümünün adının endless summer vacation olacağını düşünürsek bunun gibi içimizi açacak yeni şarkılar yoldadır demektir. miley'nin bangerz'dan beri aradaki ufak tefek şeyleri saymazsak taş üstüne taş koyarak kariyerini taşıdığı çok belli, hakkı yenen plastic hearts'tan sonra umarım yeni albüm hakettiği değeri görür diyelim. herkes için gelsin:

    -can you love me better, i can love me better baby-
  • "kendi elimi tutabilirim,
    kendimi, senin beni sevdiginden daha iyi sevebilirim."

    oyle bir dolandi ki sozleri dilime, tshirt yaptirip gezebilirim. melodisini de sevdim. 90'lar pop listesi yapmistim. sanki oraya girecek bir sarki kesfetmis gibiyim. sertab erener'in yolun basi sarkisi ve daha pek cok sarkiyi hatirlatiyor. bu kadar iyi hissettiren bir sarkidan sonra, mart'ta miley'cigimden bomba gibi album bekliyorum.
  • ön edit: miley ile doğum günlerimizi paylaştığımızdan özel bir sempatim var kendisine içten içe. :> normalde bizim doğum günümüzde* çıkacaktı bu şarkı ama liam eşeğinin doğum gününe karar kıldı.
    yeni bilgi editi: klipte giydiği '91 ss koleksiyonundan olan vintage ysl elbise, 2020 yılında marvel'ın bir filminin prömiyerinde giymek istediği fakat liam'ın “hayat kadınlarına benzemişsin” dediği için giyemediği elbiseymiş. hatta klibin açılışında yaptığı hafif twerk hareketi zamanında bir röportaj esnasında miley'nin liam'a yaptığı ve liam'ın rahatsız olduğunu kameralar önünde belirttiği ana ithafmış.

    miley cyrus'ın endless summer vacation albümünden yayınlanan ilk parçası.
    şarkının self love'dan çok eski kocasıyla alakalı olduğunu girişinden söyleyebiliriz.

    "built a home and watched it burn"

    malibu'daki evleri cayır cayır yanmıştı.

    şarkının klibinde liam hemsworth'ün miley cyrus'ı tam 14 kere aldatmak için tuttuğu ev kullanılmış. savage burn. liam'ın yine miley'nin asla spor yapmaması ve formunu korumamasına çok takıldığı söylenmişti, o da kullanılmış.

    şarkıda benim dikkatimi çekense sözlerin, when i was your man'e bir cevap gibi olduğunu düşünüyorum. (zaten öyleymiş.)

    -"that i should have bought you flowers"
    +"i can buy myself flowers"

    -"and held your hand"
    -"and i can hold my own hand"

    -"should have gave you all my hours
    when i had the chance"
    +"talk to myself for hours"

    -"take you to every party 'cause all you wanted to do was dance"
    +"i can take myself dancing"

    muhtemelen liam hemsworth bu şarkıyı özel bir anlarında kullandı ya da ikisinin şarkısıydı, miley de gerek beat gerek sözlerle cevabını verdi*.

    güzel oluyor böyle ayrıntılar görmek, dinlemek.
  • eğer tutarsa albüm, dua lipa ve jessie ware'in albümleri ile oldukça şenlenen seksenlerden doksanların ilk yarısına geçiş yaptık demektir.

    sanki ilk okuldayim mtv açık ve miley, üstü açık bir arabada kız arkadaşlarıyla çektiği klipte, salıncak da sallandığı sahnelerde, yağmur altında güneş altında bu sarkiyi söylüyor. çok 90'lar

    süper popüler bangerz albümü kendi içinde de hiç fena bir pop albümü değildi. miley'i sürekli dilini dışarda gördüğümüz ergen tavırları bu albümden sonra ben çok acaip farkliyim tarzı farklı bir ergenliğe geçiş yaparak her dead petz albümünde de devam etti. her dead petz, plak şirketi ile olan kavgasının gölgesinde kalan genel olarak da aceleye geldiği belli olan vasat bir albumdu. yine de benim radarima aslında bu albümle girdi. çünkü ortalama altı albümde bile çok güzel anlar vardı ve miley açık açık iyi bir müzisyen olmaya çalıştığı belliydi. sonra daha olgun tınısı ile malibu ve herkesin çok iyi adım olduğuna hem fikir olduğu country esansli bir album younger geldi. açıkçası beklentileri hiç karşılamadı ama miley'in versatil her türü güzelce söyleyebilen ve yetenekli olduğunu gösterdiği bir albüm oldu. bu albümü yere göre sigdiramayanlar oldu ama bence bir kaç şarkı dışında üzerine düşünülmüş, çalışılmış bir albüm değildi.
    hiç bir albümü birbirine benzemeyen miley'in bir sonraki işini açıkçası merakla beklemeye başladım. yayınlandığı senenin en iyi albümlerinden biri olan mark ronson'in kadınlar matinesi albümünün *çıkış şarkısı ile geldi. uzun süre boyunca miley'in gördüğü tek zirve nothing breaks like a heart geldi. yine dikkatleri üzerine çeken miley'den herkes bir sonraki albümde yıldır yıldır disko toplarının parladığı bir albüm beklerken o yine herkesi ters köşe yaparak aynı yıl oldukça underground yer yer indie olan, r&b hatta rap etkisi hissedilen bir pop albümü she is coming ile kimsenin dinlemediği ve dikkat çekmeyen, reklamı da hiç yapılmayan bir ep çıkardı. bence kötü bir ep değildi. hemen bir sonraki sene ise, rock ve metal e göz kirptigi ve bence bir pop şarkıcısının çıkarabileceği en güzel albümlerden biri olan plastic hearts geldi. nedense hiç doğru dürüst tanitimi yapılmadı. ıçinde hem hit potansiyeli olan şarkılar hem de muzikalitesi yüksek şarkılar olmasına rağmen yine dinlenme/indirilme rakamları düşük bir albüm oldu.

    bu albüm ile bu sefer şirketini de arkasına almış görünüyor. umarım albümü çok başarılı olur. risk almayı seven, çok özel sese sahip ve belli ki oldukça da yetenekli olan bir şarkıcı olarak emeğinin hakkını alır.
  • iki şarkının aynı zamanda çıkmasıyla ayrılığın iki türünü, aynı olaya karşı iki farklı duruşu görüyoruz: ya “ananla yaşadım, ben rolex'im olm, sen git casio tak varooooş” gibi sözlerle kendinizi ve başka bir kadını mal yerine koyup kendi kendinizi kıyaslanabilir hale getirirsiniz ya da bu şarkı gibi sadece “sen sevme, ben severim kendimi” der ve yolunuza bakarsınız. ikinci örneğin özdeğerine ve adamın kaybettiğine yüzde yüz inanırım. çünkü zarafet iyidir. çiçek gibi şarkı gerçekten de.

    günümüzün i will survive'ı olur bu.

    yıllardır kimsenin keyfini beklemeden kendime çiçekler alıyorum, o yüzden bu şarkının mesajını çok sevdim. bugün nergis alacağım bu şarkının şerefine.

    ayrılık da yaramış kıza, aferin.*
  • emilie simon'un söylediği herhalde son zamanlarda dinlediğim en eğlenceli şarkı böyle pek bi neşeli pek bi kız şarkısı.. elimde kırmızı bi şemsiyeyle çok da yormayan bir yağmur altında çiçekçi çiçekçi dolaşma hissi veriyor böyle boğaza kadar düğmelenen, beli kemerli yakaları kalkabilen bir paltoyla, tek başınaymış gibi. öyle işte.. yu ar so sviiit end aym so eloon hobarey..
  • uzun zamandır yaşadığım 'hit' şarkı eksikliğini sayesinde yaşamadığım durumdur. sooo nostaljik, sooo catchy, sözleri de aşırı anlamlı* ve güzel.

    umarım miley, bize vaad ettiği 'endless summer'ı da yaşatır. ki yaşatacağına eminim. kışın ortasında güneşli bir klip şimdiden de iyi geldi. ayrıca senenin feminist anthem'i olabilecek kadar da iddialı.

    sayesinde kaç gündür 'i can love me better babeeee' diye dolaşmama sebep olmuştur ayrıca. 'i didn't want to leave you, i didn't want to fight, started to cry but then i remembered...' kısmı müthiş. bazen kendi kurduğunuz evleri yıkmanız ve yenilerini yapmanız gerekir ya... öyle işte!

    liam hemsworth'e teşekkürler, kendisi olmasaydı böyle bir masterpiece'den mahrum kalacaktık. ne demiş carrie fisher, 'take your broken heart, make it into an art'.
  • ılımlı miley cyrus dönemine ait bir başka güzel eser. ödüm kopuyor yine dellenecek sağa sola dil atacak diye.
  • şarkı aslında tam olarak sağlıklı bir ayrılma sürecini anlatıyor. yaşanan bir yas var, mış gibi yapıp bunu da gizlemiyor, tam yıkılacak sonra diyor ki bi saniye ya! dünyanın sonu değil. zaten normal olarak bir insan dünyada en çok kendini sevmeli, anneler bile.. kendini seven başkasını da sevebilir. tek başına bir varlığı olan, kendi kendini mutlu edebilen insanlar sağlıklı ilişkiler kurabiliyor, kendini seven anne sağlıklı çocuk yetiştirebiliyor, kendini sevmeyi bilmeyen ve hayatını çocuğuna adayan anne psikolojik olarak hastalıklı çocuklar yetiştiriyor. dolayısıyla muhteşem bir ayrılık şarkısı olmuş. evet bu bitti, üzgünüm, ama hayat devam ediyor. bir insanın kendi kendine mutlu olması imkansızmış gibi yazılmış yorumları okuyunca gerçekten çok üzülüyorum. evet hayat eşle, dostla birlikteyken belki daha güzel ama mutlu insanların mutlu eşlikçileri oluyor, mutsuz mutsuzu çekiyor, onun için ‘i can love me better than you can’ diyebilmek önemli *. mutsuzları yolda uğurlayıp mutluluğa yer açmak için ayrılık iyi ki var!

    bir miley cyrus şarkısı dinleyeceğim ve hatta psikolojik çıkarımlar yapacağım hiç aklıma gelmezdi, işte psikoterapinin insan hayatındaki önemini buradan bile anlayabiliriz!
  • uzun zamandır pop müziğinde hissedilen bir eksikliği gideren şarkı. doksanlar tınılı, i will survive a göz kırpan, strong enough ın güncellenmiş hali gibi. önümüzdeki aylarda herkesi dans ettirecek queer friendly bir şarkı. klibi de çok sade ve çok güzel, miley ablamızsa ayrı güzel
hesabın var mı? giriş yap