• sözlükte binlerce örneği olan bir ifade biçiminin ya yanlış anlamadan ya da anlamamadan dolayı atlanması ile ortaya çıkan laf salatası.

    aha al

    (bkz: #20403630)

    yanlış olmasın depremden sonra çarşaflı kızın taşıdığı pankarttı bu.
  • teoride yoktur, pratikte vardır. yani şunu diyorum, fleur omurgasızlık diye tanımlanabilecek eylemlerde bulunuyor görünebilir ama aslında yaptığı bu değildir çünkü kendisi yaptığının yanlış olduğunu düşünmemektedir. ve omurgasızlık da tamamen kişinin niyetine bağlıdır, eğer kişi kendi yaptığını doğru sanıyorsa o zaman ona omurgasız denemez, olsa olsa yanlış denebilir o kadar.

    omurgasız adam kendi yaptığının ahlak dışı olduğunu bilir ama umursamaz, etik değeri yoktur ve "ben çamurumu atayım da" diye düşünür. fleur böyle biri değil, çünkü o yaptıklarını doğru sanıyor. yaptığı ne peki.. şu,

    biriyle tartışırken bi laf söylersiniz, karşınızdaki de sizin dediğiniz lafı kendince yorumlar ve size "yani sana göre şöyle şöyle öyle mi" der. işte fleur'ün tartışma stili budur. karşısındakinin söylediklerini yorumlar ama o yorumun sadece kendince bi yorum değil de evrensel gerçeklik olduğunu zanneder ve karşısındakini o yoruma dair konuşmuş addeder. daha açalım,

    mesela bi dinciyle konuşuyorsunuz ve ona bekaretin önemli olmadığını söylüyorsunuz. o da sizin bu lafınızı kendince yorumluyor ve başka bi ortamda sizin "sapkınlıklar doğaldır, herkes herkesle sevişmelidir, sokak ortasında hayvanlar gibi çiftleşmekte sakınca yoktur" dediğinizi iddia ediyor. ama adam samimi ve gerçekten de sizin bunu dediğinizi sanıyor. çünkü "bekaret önemli değil" lafınızı böyle yorumlamış. sonra siz kalkıp "sen beni yanlış anlamışsın" demek zorunda kalıyorsunuz.

    fleur'ün bu tip numaraları çok. mesela her türlü sapıklığı onaylarım başlığı da bu örneklerden biri. ahmet altan ensest ve zoofiliyle bi sorunu olmadığını söylemiş, fleur bunu okuyunca ahmet altan'ın demediği bi "her türlü"yü sıkıştırmış araya ve başlığı böyle açmış (ulusalcılarda çok yaygın bi metod bu kendi yorumuna göre başlık açma). oysa tecavüz de her türlü sapıklığa dahil ama ahmet altan'ın tecavüzü onaylayacağı yok. zaten o liberal bi bakış açısıyla her tarafın rızası varsa hiç bi şey yasaklanamaz gibi bi düşünceyle bu dediklerini savunmuş, yani tecavüz, çocukları taciz vs gibi suçları onaylayacağına dair hiç bi veri elimizde yok. ama işte fleur onu "her türlü sapkınlığı onaylayan adam" yerine sokuyor ve başlığı da böyle açıyor, ahmet altan bunu dedi diyor.

    aynı başlık altındaki başka bi linkle yine kendi başlıklarından birine "12 eylül'e direnenler seksomanyaktır" başlığına gidiliyor ki fleur'un yalnız olmadığını görebiliyoruz. ahmet altan'ın herhangi bi lafının yer almadığı koca bi yazıda altan'ın darbeye direnmeyi seksomanyaklıkla özdeşleştirdiği cümlesi bin defa gözümüze sokuluyor. oysa büyük olasılıkla yine altan'ın (demişse bile) darbeyle ilişkili olmadan bi seksomanyak lafı ile söylediği insanların darbeye karşı olmaları ulusalcı kafada sentezlenip "aha altan darbeye karşı olanlara sapık demiş"e evriliyor.

    bunlar omurgasızlık örnekleri değil, sadece ulusalcı kafa yapısının çıkarımları o kadar. yani ne fleur ne açık istihbaratçılar falan etik dışı bi şey yaptıklarını sanmıyorlar. şu üstüne tartışılan örnekte de fleur yine kendisini aynı şekilde savunuyor, "yıldıray oğur zamanında şöyle demişti, ben de şimdi onun ağzından zamanında dediği şeyi günümüze uyarlayıp yeni bi tivit uydurup altına da adını yazabilirim". bunda hiç bi etik dışılık görmüyor, çünkü bugüne kadar bunun yanlış olduğunu hiç duymamıştı.

    hayır şunu yapabilirdi, "zamanında bunu bunu demişti oğur, o zaman bugün de bunu bunu diyebilir mi acaba" gibi kendi yorumunu yazabilirdi ve bi sorun olmazdı. ama kendi yorumunu kesin doğru addedip buna mukabil yıldıray oğur ağzından bi tivit yazmak... işte yanlış bu.

    bu arada burada bu tip düşüncenin sadece negatif sonuçlarından bahsettim. bunun bi de başka zamanlarda söylenmiş iki şeyi birleştirip kafada yorumlayıp sonra adamı yüceltme durumları da var ki o da ulusalcıların diğer taktiklerinden.. neyse gerek yok ona şimdi, fazla uzadı entry.
  • "taraf gazetesi mentalitesi tarafından omurgasız olmakla suçlanmak, quasimodo'nun size "dik otur" demesine benziyor" (george galloway)

    (bkz: anlamlı tashih)
  • dile getirilmesi çiğliktir.

    hele, fleurquin'e böyle yafta yapıştırılmaya çalışılması mide bulandırıcı. ben onun yazılarını uzun zamandır satır satır okuyorum. bir süre de email sohbetimiz olmuştu.

    fleurquin'in 4724 küsur entarisinde en ufak yamukluk bulamazsınız. çizgisi bellidir. nettir, açıktır. fleurquin bir yurtseverdir. kibardır, makuldür. karşı tarafı dinler, ortak payda bulmaya çalışır.

    hal böyle iken, zihniyeti belli şahısların çarpıtmaları ona zarar vermez, büyütür. onun yaşında olup, bu kadar olgun olmak az bulunur bir haslettir. bir de pinot var; o da öyle.

    aslında olanlar, türkiye'nin bir yansıması: yurtseverlere saldırıp, çirkef atan sözde liberal, özde liboş tayfa. aslında bunlara değer verip, laf anlatmaya bile değmez dostum, boşver.

    istanbul'a ilk gittiğimde kendisiyle buluşma ve taksim'de bir yemek yeme sözüm de var sevgili badime.
  • omurgasızlığa kaynak olan

    --- spoiler ---

    "halkın tercihidir. saygı duyalım."
    --bir anti darbeci

    "onlar da tophane'de sergi açmayıversinler canım, istanbul'da yer mi yok!"
    --yıldırado

    --- spoiler ---+

    entrysine bakalım.

    1- yıldırado'nun tweeter'da nick olduğunu bilmiyorsanız sadece esprili bir entrydir. üstteki anti darbeci alıntısı ile birlikte gerçek dışı görünür. ~eksik demokrat - ~muhafazakar bahaneci yaklaşımlarını güzel karikatürleştiren bir entrydir. kimseye çamur atmaz, temizdir, masumdur.

    2- yıldırado'nun yıldıray oğur'un nicki olduğunu biliyorsanız:
    a) hala çok komiktir çünkü yıldıray oğur'u tanırsınız ve böyle bir şey diyemeyeceğini bilirsiniz. çünkü bu söylenen, yapılan terbiyesizliğe karşı çok seviyesiz adi bir savunmadır.
    b) komik değildir çünkü yıldıray oğur'u tanırsınız. böyle bir şey diyebileceğini bilirsiniz. yazısından siz de buna yakın bir anlam çıkartmışsınızdır. o zaman tweeter'da böyle bir tweet geçmiş olmasını muhtemel bulursunuz. aslında böyle bir tweet geçmediğini gördüğünüzde de kendinizi kandırılmış hissedersiniz. çünkü sizin için böyle bir tweet geçmiş olması muhtemeldir. flerquin de sizi kandırmıştır.

    zannediyorum omurgasızlık iddiası bu 2-b kategorisine girenlerce yapılmış. iyi de madem adamdan böyle bir çıkış bekliyorsun ya da böyle bir şey yazabileceğini düşünüyorsun neden kandırıldım diye ortaya çıkıyorsun? sen de bekliyormuşsun işte...

    tabi bir diğer seçenek de var.

    yıldıray oğur'u az buçuk tanırsın, kim olduğu ne dediği hakkında fikrin vardır. ama bu konuda nasıl bir duruşu olabileceğini tam bilmiyorsundur. flerquin'in yazısını okuyup gerçeği de öğrendikten sonra "lan gerçekten öyle dediğini sandım flerquin beni kandırdı. flerquin böyle yapmamalı" diye düşünürsün. buna da c seçeneği diyelim.

    (kandırılacak kitleyi oldukça küçülttük galiba... devam ediyoruz)
    b veya c seçeneği geçerli ama sen bunu kendin değil yıldıray oğur'un şikayet tweet'inden sonra fark ettin. o da kabul...

    öyle olsa bile bu yazılanı, yıldıray oğur'a yöneltilen bir eleştiri gibi görmek mümkün değil mi? yazarın yaklaşımını isabetli şekilde karikatürize etmiyor mu bu entry? burada yazarlar tarihe not düşme amaçlı entry girildiğinde bunun tarihini kaynağını vs referansını düzgün vermiyorlar mı? ben veriyorum. benim gördüğüm herkes de veriyor. ironi yapan, iğneleyen entrylerle tarihe not düşen entryler arasında bir ton farkı olur. bunu genel anlar. o tür entrylerde de bir "anti darbeci"'den "halkın tercihidir saygı duyalım" diye bir ifade de yer almaz.
  • gilbertus badiminde dediği gibi (bkz: #20405024) "sözlükte binlerce* örneği olan bir ifade biçiminin ya yanlış anlamadan ya da anlamamadan dolayı atlanması ile ortaya çıkan laf salatası"dır. şimdi birde ahlaksız dinciler çıktı başımıza. (bkz: #20642381)

    (*)http://twitpic.com/2ytn9l
hesabın var mı? giriş yap