• sultanahmette olan versiyonunun erkekler tuvaletinde değişik bir pisuvar tasarımı barındıran camii.

    şimdi pisuvar dediğimiz şey genelde beyaz, duvara monte edilmiş bir objedir. fakat bu caminin wc'sini tasarlayan şahıs bu konuda çığır açacak bir tasarım yapmış. nedir bu tasarım; mermer kaplı duvarın altına 30 cm genişliğinde bir oluk açılmış(gider) ve seperatör olarak da 1-2 cm kalınlığında mermer plak omuz hizasıdan yere kadar devam ettirilmiş. bitmedi bu mermer seperatörlerin üst kısmından pvc su borusu geçirilerek her bölmenin tepesine bir musluk takılmış.

    şimdi geldiniz normal pisuvara, işediniz gittiniz. e noldu çüküşünüz idrar damlacıklarıyla kaldı. ama firuz ağa camii tuvaletinde ki pisuvarlar bu duruma dur! diyor. geliyorsunuz, işiyorsunuz sonra musluğu açıp çüküşünüzü bir güzel şakur şukur yıkıyorsunuz hatta çitileyin bence fırsatını bulmuşken.

    işte yaratıcılık, kullanıcı odaklı tasarım budur.*
  • istanbul’da sultanahmet’te atmeydanı’nda bulunan cami. hipodrom ile divanyolu caddesi arasında ve adliye binasının altında kalan parkta çok sayıda kalıntı gözünüze çarpacak. bunların beşinci yüzyılda yaşamış bizanslı aristokratlar, lausus ile antioehus’un sarayları olduğu sanılıyor. parkın hemen bitişiğinde, caddenin kenarındaki cami ise firuz ağa camii’dir. istanbul’un eski camilerinden biridir ve 1491'de ii. beyazid’in hazinedarbaşısı firuz ağa (ölümü 1512) tarafından yaptırılmıştır.

    divanyolu’nun genişletilmesinden önce daha büyük bir avlusu olan cami, kapısını üstündeki şeyh hamdullah efendi’nin kaleme aldığı kitabeden de anlaşılacağı gibi 1491 yılında, yani fetihten sadece 38 yıl sonra inşa edilmiş. bu cami inşa edildiğinde sultanahmet’in yapımına daha 120 yıl vardı.

    sekiz köşeli kasnağa oturan kubbesiyle cami, klasik dönem öncesinin bursa üslubundadır. son cemaat yeri üç, ana mekan tek kubbelidir. dört sütunlu ve üç kemerli-kubbeli son cemaat yeri revaklı ve merdivenlidir. caminin revaklı kemerleri de osmanlı klasik mimari anlayışıyla çelişmez. dış avluya giriş kapısı tramvay yolu üzerinde parmaklıklı bir duvardadır. minaresi soldadır. sağ tarafında bir tuvalet vardır.

    camiyi yaptıran firuz ağa’nın mermer türbesi, 19 yy. ortalarında divan yolu’nun genişletilmesi sırasında, sadrazam keçecizade fuad paşa’nın emriyle yıktırılmıştır. bugün firuz ağa’nın mermer sandukası, minarenin bulunduğu duvarın önünde bulunmaktadır. ayrıca, bu yol genişletme çalışmaları sırasında, caminin mezarlığı tamamıyla kaldırılmıştır.

    firuzağa camii’nin bir özelliği de, uzun yıllardır ikindi ezanlarının sultanahmet camii ile karşılıklı olarak okunmasıdır. önce sultanahmet camii müezzini ezana başlar, ardından firuzağa’nın müezzini buna cevap verir şekilde ezanın aynı bölümünü tekrarlar. her iki cami arasında karşılıklı olarak başından sonuna kadar ezan yankılı olarak okunur. her iki caminin müezzini de seçme ve güzel sesli olduklarından, 5 dakika süreyle iç titreten bir ahenk yaşanır minareler arasında. alman çeşmesi ile atmeydanı, bu iki ibadethanenin tam ortasında kaldığından, ezan sesleri en iyi bu bölgede dinlenir. ayasofya’nın cami olduğu dönemlerde bu karşılıklı okuma faslı, sultanahmet ile ayasofya arasında yaşanırmış.

    kaynakça: ucuztatilyerlerin com, ibb gov tr, istanbulkulturturizm gov tr, vs.

    .

    ayrıca, arkitera web sitesinden 2003 tarihli bir alıntı. anlaşılan onlar da cumhuriyet gazetesinden alıntılamışlar:

    --- alıntı ---

    - - - firuz ağa'nın küçük camisi - - -

    hazinedarbaşı olmak kolay değil; padişah neredeyse orada olunacak... cuma namazından önce camiye gidilip padişahın seccadesi yayılacak... firuz ağa, işini iyi yapmış olmalı ki, ii. beyazıt'tan istanbul'un göbeğinde bahçesine gömüleceği bir cami izni koparmış.

    gülhane parkı'ndan sultanahmet'e doğru çıkarken... solda ayasofya müzesi... sağ kolda yerebatan sarayı... ortada tramvay yolu... tramvayın peşine takılın; divanyolu caddesi'ne girer girmez; sultanahmet durağında durun... mevsim yaprakları dallarından dökmüşse, sultanahmet camisi karşınızda duruyordur... silin... camiyi gözünüzden silerken karşı kaldırıma geçin... küçük bir caminin önünde bulacaksınız kendinizi... ayasofya gibi görkemli ve sultanahmet gibi çinili iki büyük yapının ortasında küçücük bir cami: firuzağa camisi. yapım yılı 1491. sultan ii. beyazıt'ın hazinedarbaşısı firuz ağa yaptırmış.

    bizans'ın ana caddesinde

    sultanahmet camisi'ni tümüyle gözünüzden silin... çünkü, sultanahmet'in yapımına daha birkaç yüzyıl var... ii. mehmet'in, istanbul'u alışıyla ayasofya kilisesi camiye çevrilmiş; eski hipodrom alanı at meydanı olmuş; bizans'ın çevredeki yapıları yıkık dökük de olsa ayakta duruyor... ii. mehmet öleli ve oğlu ii. beyazıt tahta çıkalı 10 yıl olmuş... hazinedarbaşı firuz ağa, bizans'ın mese denen o eski görkemli ana caddesinin başına ve ayasofya'nın çaprazına küçük bir cami yaptırıyor... böylesine değerli bir yerde, ölünce avlusuna gömülmek üzere cami yaptırmanın mutluluğu herkese nasip olmaz...

    beyaz tenli bir hadım

    firuz, farsçada mutlu demek!

    ama her firuz'a da adıyla müsemma mutluluk nasip olmaz...

    firuz ağa'nın ayrıcalığı hazinedarbaşı olması.

    ii. mehmet, topkapı sarayı'nda yeni devlet düzeni kurarken enderun'da birinci sırayı hasoda'ya vermiş... en has oda; padişahın özel odası... ikinci sıra hazine odası, koğuşu... koğuşun amiri de hazinedarbaşı.

    hazinedarbaşı olmak için önce hasodalı olmak gerekiyor...

    hasodalı olmak için de hadım edilmek!

    bu durum pek mutluluk verici olmasa gerek...

    hadım ağalardan bir kısmı siyahi... bir kısmı beyaz; akağa... siyah haremağaları ancak ''hazinedarağa'' olabiliyor; hazinedarbaşının yardımcılığını yapıyor... hazinedarbaşılar akağalardan oluyor.

    demek ki firuz ağa, beyaz tenli hadımlardan.

    istanbul'da bir firuzağa camisi daha var; tophane'den taksim'e çıkarken defterdar yokuşunda... o firuz ağa başka bir firuz ağa... divanyolu'nun başındaki camiyi yaptıran firuz ağa, ii. beyazıt'ın firuz'u!

    cami, tek kubbeli ve kare planlı... kenarlarını ölçmüşler; dıştan dışa 13 metre 50 santimetreye, 13 metre 53 santimetre çıkmış. karenin bir kenarı; üç santimetre fazla. taşın ölçüsü öyle denk gelmiş olmalı... bina, beyaz kesme taştan örülü... duvar kalınlığı 1.5 metreye yakın.

    cümle kapısının beyaz ve pembe mermerden yapılmış kemerinde, hattat şeyh hamdullah'a ait olduğu söylenen bir kitabe var... kitabede, firuz'un bu camiyi ''hasbeten lillah'' yaptırdığı yazıyor(muş)...

    ne yazıyor?

    hasbeten lillah.

    yani, allah rızası için.

    cami başka niçin yapılır?

    hazinedarbaşının işi

    hazinedarbaşının işi hazine'yi beklemekle sınırlı değil...

    seferde ve hazarda her daim padişahın yanında... padişah cuma namazına mı gidecek... hazinedarbaşı hemen padişahın namaz kılacağı camiye gidiyor... çevreyi bir kolaçan ediyor... padişahın seccadesini yayıyor... secde yerine yüzünü birkaç kez sürüp padişaha zarar verecek bir şey olup olmadığını kontrol ediyor.

    o halde, firuz ağa'ya, yaptırdığı camide cuma namazı kılmanın nasip olmadığı söylenebilir mi?

    hayır.

    sultandan izin isteyip kendi camisinde cumaya gitmiş ya da sultan kalkıp camisine gelmiş olabilir! belki de caminin açılışını ii. beyazıt bizzat yapmıştır...

    bal tutan parmağını yalarmış...

    hazineyi tutanın da parmağını yalaması normal... firuz ağa, bir camiyle kalmamış; mescitler, medreseler, çeşmeler, hamamlar, dükkânlar yaptırmış; bağlar, bahçeler, değirmenler işletmiş... vakfiyesinde yazdığına göre, caminin hemen arkasındaki binbirdirek sarnıcı bile ağanınmış...

    caminin içi de kutunun içi gibi... son restorasyonda süslemeler yeniden boyanmış... girer girmez, iki yanda birer dolap varmış; sağdaki dolap dini kitapların rafı olarak duruyor; soldakini büyütmüşler; imama oda yapmışlar; kapısına da ''kapı önünde namaza durmayın'' diye uyarı yazısı asmışlar.

    1648 depremi

    iki kat pencerelerden üsttekiler renkli camla süslenmiş, iç duvarlara kalem işleri yapılmış...

    hazıra dağ dayanmazmış... firuz ağa, bütün malını mülkünü vakfetse de 1659 yılında mustafa ağa diye biri, camiye 9 bin akçelik yeni bir vakıf yaptırmış...

    ancak burada istanbul'un temel sorunlarından biri yatıyor: deprem.

    1648'deki deprem camiyi epey hırpalamış...

    o deprem sırasında firuz ağa camisi 157 yıllık; karşısındaki sultanahmet camisi henüz 32 yaşında...

    mustafa ağa, elini uzatmasa firuz ağa'nın camisi günümüze kadar gelmeyecek... caminin karşısında olduğu sanılan mektep gibi...

    bahçedeki tek mezar

    firuz ağa'nın; sultan ii. beyazıt gibi sizlere ömür oluşu 1512...

    küçük caminin küçücük bahçesinin caddeye bakan tarafında, beyaz mermerden yontulmuş ve dört yüzünde gül demeti bulunan lahit, firuz ağa'nın...

    kocaman kavuklu mezar taşıyla firuz ağa burada yatıyor.

    bahçede başka da mezar yok...

    bahçenin öteki tarafını, üstü kadınlara altı erkeklere, hela yapmışlar...

    istanbul büyükşehir belediyesi'nden de bank almışlar; bahçenin giriş kısmına koymuşlar... oturuyorlar...

    heladan çıkanlardan para topluyorlar...

    tramvay geçiyor...

    firuz ağa uyuyor...

    firuz ağa'nın ii. beyazıt'ın hazinedarbaşı olduğu biliniyor...

    bu kadarı da yetiyor.

    cumhuriyet

    --- alıntı ---
  • sultanahmet meydanındaki koşuşturmacadan karmaşadan bi 5 -10 dakikalığına kurtulmak, kendi kendinize kalmak için güzel bir sığınaktır. bir soyutlama içine girersin, kafa dinlersin. huzur verir, güzeldir
  • sultanahmet ve ayasofya camilerinin ihtişamının gölgesinde/kıyısında kalıyor gibi görünse de hem kalabalık günler için hem de vakti geçmeye yakın namazları daha da fazla gecikmeden eda edebilmek için birebir gelen mekân.

    insan, garip bir varlık... geçmiş sayfalardan hatırlamak istemediği noktayı sileyim derken o noktadan izler taşıyan mekânlarla da arasına mesafe koyabiliyor. bu hataya kapılarak bu güzel camiye 15-16 yıldır uğramıyormuşum, yolumu değiştirip üskübi ibrahim ağa camii'nde ve diğer kardeşlerinde nefes almışım hep. bir vesile ile o mesafeyi kırdık ve kapısına vardık, şükür. lâkin mekânların da hatrı olduğuna göre, gönlünü alabildik mi, bilinmez...
  • sabaha karşı, ataköy civarında, dönülecek memleketin yolları dahi özlenmişken, bir parça kağıda, hakkında şunlar yazılan camiidir...
    uyuyamamış olmamı erken vakitte yola çıkacak olmama veriyorum, 30 'u henüz geçmişken anneanneme benzemeye başladım, durum vahim, birazdan ezanın hafif sesi gelir kulağa. kısmetse yarın geceyi, her zamanki gibi maltepe camii müezzininin sesiyle bitireceğim...kocatepeninki çakışacak ama benimkiyle, ben az biraz küfredeceğim, sonra kitap yahut laptop yavaşça kayacak kucağımdan, yüzümde nasıl bir ifade olduğundan habersiz, dalacağım uykuya...bugün, geçen seferden eksik kalan birkaç yeri tamamlamak için, yine sultanahmet tarafına geçtim, sanıyorum memlekette hiç gelişmemiş olan ''toplu taşımda dengede durma ve ittirilmeme algım'' açıldı, dönüşte sırf spor olsun diye bir etlik-kasalar otobüsüne bile atlayabilirim. niyetim aslında sultanahmet camiine girmekti, ama yine tam ikindi ezanıyla o tarafa düştüğümden, bilimum arap turistlerle girmek hoşuma gitmedi, gel gör ki o anda göktengriden başka bir şey isteseymişim, tam da dönüş moduna geçtiğim sırada ufak bir camii farkettim; firuz ağa camii. 1491'de 2. bayezid'ın hazinedarbaşı firuz ağa tarafından yaptırılmış. çok sade ama bir o kadar da zarif bir yapı...dışında birkaç saksı, bahçe duvarının kenarından alabildiğince içeri eğilmiş bir ağaç; ki çiçeklendiğinde tekrar görmek isterim, onun dibinde de iki tane kedi...derler ya eskiler; bazen kapılar açık olur, yeter ki o anda hayırlı bir şey isteyebilin, demek ki sessiz, sakin bir camide bir yarım saat geçirme dileğim kabul oldu, içerde benden başka pek kimse yoktu, iki yabancı turist, bir de arap bir aile.
    ...aklımda sadece yukarıda, kadınlara ayrılmış ahşap bölmeye gerili tül perde, o yüzden ancak yarısını görebildiğim avize ve uzun zamandır duymaktan aciz bulunduğum iç sesimin tanrıya yakarması kalmış... ''ey mutmain nefis, rabbine, hoşnut edici ve hoşnut edilmiş olarak dön. artık kullarımın arasına gir. cennetime gir''. fecr, 27.-30.
  • adına kurulmuş derneğin iyi çalıştığı ibadethane. ne zaman gitsem bakımlı ve temiz. bir de cemaatin yaptığı yardımlarla neler yapıldığını, caminin ne gibi tadilatlardan geçtiğini bahçeye asmışlar. darısı diğer camilerimizin başına.
  • istanbul'da iki farklı semtte** bulunan camiilerdir. bu, çok gezenin çok bildiğine bir ispattır aynı zamanda.

    http://beyoglumuftulugu.gov.tr/…hp?modul=cami&id=27

    http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=9325
  • dış duvarında, büyük büyük harflerle "allah rızası için camiimizi temiz tutalım!" benzeri bir şey yazılı bir tabela asılıdır. vakti zamanında, gelen geçenin katkılarıyla tabakhaneye mi dönmüştü de bu kadar çarpıcı bir ifade yazmaye gerek duydular diye merak ederim hep ki öyle olmuşsa haksız da değiller tabi.
  • sultanahmet'te olanının kitabesinin üst kısmına kuşların konmasını engellemek için çiviler yerleştirilmiş. kuşlara resmen sen gelme ulan ayı demişler. ibadethanede demişler bir de. ayıp etmişler.
  • sultanahmet camii'nin kalabalık olduğu gün ve gecelerde yer bulamayan cemaate alternatif olan, kucak açan mütevazi camii.
hesabın var mı? giriş yap