• ozet olarak cin'in batidan intikami olan tehlikeli uyusturucu madde.

    19. yuzyilda halkinin buyuk cogunlugu bati devletleri tedarikli afyon bagimlisi olan cin'de uretim, toplum sagligi ve duzen hayli bozulur. bunun ustune tedarikcilerin(ingiltere, fransa, rusya, abd) afyon getirmesini engellemek amaciyla 2 kez savas acar ve ikisini de kaybeder (bkz: afyon savaşları). yiginla savas tazminati ve kapitulasyon verir. hatta hong kong'u da ingilizlere savas tazminati olarak vermek zorunda kalir. bu olaylar ve akabinde gelisen seyler cin tarihinde aşağılanma yüzyılı (century of humiliation) olarak tanimlanir. suanki cin hukumetinin surekli bahsettigi intikam hep bu donemi referans alir.

    afyon savaslari oncesinde bati ulkeleri cinlileri bagimli hale getirip kapitulasyonlar ile zenginligini nasil aldiysa, fentanil ve turevleri de cinlilerin batili ulkeleri bagimli hale getirip zenginligini alma yontemidir.

    ozellikle kanada ve abd ayvayi yemis durumda diyebiliriz. buradaki yerel insanlar para verip cin uretimi fentanil alir. cinliler de kazandiklari parayla kanada ve abd'den yuksek fiyata ev ve vatandaslik alip, yerel halki para yetistiremez hale getirir. once evsiz, sonra zamanla issiz kalan bu insanlar da fentanile abanir. bu boyle bir dongudur ve cin'in aslinda actigi bir nevi savastir. turkiye'deki sessiz istilanin cok benzeri kanada ve avustralya'da cinliler tarafindan gercekestirilmektedir.
  • en güçlüden en zayıfa doğru sıralarsak,

    sufentanil, remifentanil, fentanil, alfentanil, morfin, meperidin'dir sıralama.

    remifentanil plasmada psödokolinesteraz'la yıkıldığı için en kısa etkili analjeziktir.

    eğer bir opiat'ın adında fentanil varsa en güçlü analjeziktir ama en kısa etki süreli opiat'dır.

    , kappa ve delta reseptörlerinin hepsini uyaran sufentanil o nedenle en güçlü analjeziktir.

    edit: bilgi ekleme.
  • kanserin son evrelerindeki kişilerin yaşadığı büyük ağrıları ya da zor doğumlarda çekilen ağrıları azaltmak amacıyla kullanılan bir ağrı kesici ilaç. yara bandı dizaynında.

    insanlar ilk başlarda hastanelerin çöplerinde bu bantları bulup elde etmeye ve kullanmaya, sonrasında da kendileri imal etmeye başladılar.

    morfinden 100 kat daha etkili.

    amerikada geçtiğimiz sene overdose sebebiyle gerçekleşen ölümlerin sayısının 60bin olduğu, bu ölümlerin 20binin fentanil overdose sebebiyle olduğu kaydedilmiş durumda.

    deriden emilimi olduğu için çok kolay bir şekilde kişiyi etkiliyor. bu sebeple postacıların öldüğü yine amerikan kayıtlarına geçmiş durumda.

    geçtiğimiz zamanlarda amerikada yapılan bir operasyon ile 40 kg fentanil yakalanmış. yapılan çalışmalara göre bu miktarda fentanil maddesi 32 milyon kişiyi öldürebilir güce sahip. bir nevi kimyasal bir silah olarak bile kullanılabileceği düşünülüyor.

    şu anda kanada ve amerika'nın bu maddeye yoğunlaştığı ve bu maddenin kullanımının bu ülkelerde arttığı gözlenmiş durumda. avrupa kıtasında ise ingiltere'de görülmüş. biliyoruz ki, avrupa'ya gelen herhangi bir madde mutlaka kısa bir süre sonra ülkemizde de görülüyor.

    kaynak: sevil atasoy "adli bilimlere giriş ve kriminalistik" ders sunumu
  • acil servislerde oldukça fazla kullanılan narkotik analjezik bir ilaçtır.
    fentanil'in en çok korkulan yan etkisi göğüs duvarı rijiditesi'dir. bu durum nadir olmakla birlikte, hastada solunum depresyonu ve ölüme neden olabilen, hemen antidotu naloxone verilmesini gerektiren önemli bir yan etkidir.
    hastaya hemen 0,4- 2 miligram (iv/im/sc/et) naloxone yapılmalı, klinik durumu düzelene kadar, maksimum 10 miligram, tekrarlayan dozlarda uygulanmalıdır.
  • fentanil, uyuşturucu krizinin 'üçüncü dalgası' olarak adlandırılıyor. ilk dalga, doktorların oxycontin gibi ağrı kesicileri çok fazla yazmasıydı. ikinci dalga, bağımlı hastaların eroine dönmesiyle ortaya çıktı ve üçüncü dalga ise fentanil. fentanil yüzünden aşırı doz ölümlerinin sayısı çok büyük oranda arttı.
    fentanil, eroinden 50 kat güçlü. bu kadar fentanil, abraham lincoln'ün kafasını iyi yapabilir mi bilmiyorum ama bir fili öldürebilir. son 5 yılda fentanil ve benzerleri yaklaşık 95 bin kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. bu, bütün afyonlu uyuşturucu ölümlerinin yaklaşık üçte ikisi. ve bu maddeyi o kadar farklı kişiler kullanıyor ki, genç, yaşlı, zengin, yoksul, ünlü... prince, tom petty ve mac miller örnekleri gibi, hayatlarını kaybettiklerinde hepsinin vücudunda fentanil vardı.
    bizler, kullananlar ya da kullanmayanlar, hemen herkes çoğu zaman uyuşturucuları aynı kefeye koyuyoruz ancak aynı değiller. fentanil, oxy veya eroinden tamamen farklı çünkü; fentanili yenmenin bir yolunu bulana kadar bu krizi atlatabilmemiz mümkün değil. peki neden hala yenilmedi bu fentanil?

    bilmemiz gereken ilk şey şu, fentanilin iki yönü var: ilaç firmalarını da kapsayan yasal yanı ve birçok farklı adı olan yasa dışı yanı. piyasa, yasa dışı olarak satılan fentaniller tek başına satılamıyor, sıklıkla eroine karıştırılıyor ve haliyle bunun da yıkıcı sonucu olabiliyor (gerçi fentalin tek başına bile bi' yıkım makinası). fentanilin en trajik yanlarından biri de şu; onu kullandığını dâhi bilmeyen çok sayıda insanı öldürüyor. bunun nedeni de şu, bir çok satıcının eroine fentanilin karıştırmış olması (unutmayalım, bir tutamı, bir fili öldürebilir, hayvan oğlu hayvanlar kafaların göre karışım yapıyorlar). peki sizce, satıcılar kendi müşterilerini öldürme riskini neden göze alıyor? çünkü onlar zarar görmüyor. fentanilli eroin, inanılmaz kârlı, normal eroinden 20 kat daha kârlı. yapılışı şöyle; (tarih veriyorum hazırol) saf eroinle başlıyorsunuz sonra da onu elinizde ne varsa onunla seyreltiyorsunuz sonra bu seyreltilmiş eroine fentanil serpiştirince, bununla milyonlarda liralık mal üretebiliyorsunuz. ancak tuhaf olan şu; fentanilin çoğu, aslında sanıldığı gibi meksika'dan gelmiyor (aaa oysa her yerde öyle söylenir). dünya'da ve özellikle amerika'da her şey gibi fentanilin de çoğu çin malı. çin'in yasa dışı fentanile karşı düzenlemeleri olsa da, hükûmet nadiren bunları hayata geçiriyor. bu kadar fazla fentanilin olmasının nedeni de bu, hayata geçirilmiyor olması ve temin etmenin de inanılmaz kolay olması. dünya, yasa dışı çin malı fentanili karanlık ağdan alıyor ve daha sonra kargo sistemiyle kendilerine yollatıyor.

    insanlar, tarih boyunca vücutlarına uyuşturucu sokmaya çalışıyor çünkü seviyorlar bunu, neden yapmasınlar ki? haşhaşlara bakalım örneğin, içinde ağrı dindirip kafa yapan ilaçlardan olan güzel bir çiçek. insanlar onu vücuduna sokmanın da her türlü yolunu buldu, haşhaş çayı oldu, afyonu sigara yapıp içtiler, morfin yaptılar, eroin yaptılar... ancak 20. yüzyılın ortasında, büyük bir olay oldu. neydi o? bilim insanları, sentetik afyon yapmanın yolunu buldu yani çiçeklere ihtiyaç olmadan ve bu her şeyi değiştirdi. sadece kullanıcılar için değil, onu satarak kâr edecek olan firmalar için de ve bu durum bizi fentanilin yasal yönüne doğru çekiyor. fentanilin, karaborsa satılmadan önce iki önemli kullanım alanı vardı: ameliyat olanlara verilirdi ve belirli bir grup insana reçete edilirdi. örneğin, diğer ağrı kesici ilaçların işe yaramadığı son evre kanser hastalarına. bu ilaçlar, gerçekten sadece son evre kanser hastalarına verilseydi kabul edilebilirdi ancak onun yerine baş ağrısı olan bir hastaya bile bu ilaç verilmeye başlandı. asıl soru şu; bu kadar insan, yazılmaması gereken böyle aşırı güçlü bir ilacı nasıl alabildi? biliyor musunuz, bu uyuşturucunun tarihiyle ilgili bir şey aslında. fentanil, 1960'da paul janssen adında bir bilim insanınca sentezlendi ilk olarak. bu, o dönem için piyasada bulunan en güçlü afyondu. daha sonra 1981'da janssen'in fentanil patentinin süresi oldu ve bu uyuşturucu, herkese açık bir ürün haline geldi ve buna bağlı olarak diğer ilaç şirketleri de kolları sıvadı. fentanil plasterleri, spreyleri ve lolipopları ürettiler. bu dönemde, çok enteresan bazı eğitici videolar da ortaya çıktı. oxy'nin aksine, fda, fentanilin ne kadar tehlikeli olduğunu biliyordu ve bu yüzden düzenlemeyi denediler. 2011'de, fda, tırf-rems denen bir program yaptı. doktorların fentanili sadece küçük bir grup kanser hastasına yazması için sıkı kurallar belirlediler. ancak burada da bir sorun oluştu; fda, tırf-rems programını işletmek yerine bana göre çok salakça bir şey yaptı, ilaç şirketlerinden temin etmeye karar verdi. ilaç şirketleri de bu iş için, dünyanın en büyük ilaç dağıtıcılarından birini, mckesson adında bir şirketi atadı. yani; tırf-rems programının amacı, bu ilaçların sadece kullanması gereken kişilere verilmesini sağlamak ancak mckesson, insanların bu ilaca erişmesini sağlamayı engellemekle hiç ilgilenmedi çünkü ilaç onlar piyasaya sürüyordu. çıkar çatışmasının bir örneği :)
    bunların yanında, fda'nın doktorların geçmesini şart koştuğu sınavın soruları çok kolaydı. bu programda, bu ilacı yazmak isteyen doktorlar, 11 soruluk bir testi tamamlamak zorunda ancak sınava, dokuz sayfalık bilgilendirme broşürü ile girebilir, cevaplara oradan bakabilirsiniz. gerçekten, bu kadar önemli bir şeyi, bu kadar kolay alabilmek nasıl mümkün? amerika'nın fentanil yazmasını düzenleme girişimi fena halde başarısız oldu ancak şunu da unutmamamız gerekiyor, suçun büyük kısmı da fentanil üreticilerinde çünkü yıllardır fentanili agresif bir şekilde üretiyorlar. purdue'nun oxycontin stratejisinden doğrudan aldığı bir takti bu. purdue, herkesi oxy'nin bağımlılık yapmadığına inandırdı ki bu tamamen aptallık. fentanil reçetesi suistimaliyle suçlanacak birçok şirket var dünyada ancak ben burada birkaç kilit şirkete odaklanmak istiyorum.
    ilki, internette fentanil için araştırma yaptığınızda karşınıza çıkan ilk şirket; johnson & johnson. j&j, duragesic adında bir fentanil plasteri yaptı. oklahoma savcıları da şirketin ilacı olduğundan daha zararsız bir ilaç olarak pazarladığı için soruşturma başlattı (biz de olsa ooooo). sadece, oklahoma eyaletinde 6100 kişinin afyondan ölmesine doğrudan ya da dolaylı olarak katkıda bulunmuştu çünkü bu zararsız ilaç algısı.
    ikincisi cephalon, bu da çok fena. fentanili türlü şekillerde satıyorlar, hap ve lolipop gibi vs ancak haplara yoğunlaşmış durumdalar. cephalon'un agresif satış tekniklerinden dolayı, doktorlar kanser hastası olmayan pek çok kişiye yazdı bu ilacı. 2006'da, reçeteyle yazılan fentanillerinin sadece yüzde birlik bir dilimi onkologlarca yazıldı, evet evet sadece yüzde bir, %1. cephalon, bunun yanlış olduğunu biliyordu ve bu yüzden 443.9 milyon dolarlık federal bir davayı kabul ettiler, ihtiyacı olmayan insanlara fentanil verilmesi suçunu kabul etmek zorunda kaldılar.
    üçüncüsü insys, üstelik bunlar cephalon gibi suçlarını da kabul etmiyorlar. doktorlara, kendilerinin üretimi olan fentanil spreylerini satmak için doktorlara kucak dansı teklif ettiler (evet evet kucak dansı). tüm bu rüşvet skandalı, eski ceo'su john kapoor yönetiminde gerçekleşti. hüküm giymiş bir suçlu olmasından önce, john kapoor servetine servet kattı. bu yer cücesi, rüşvet ve yozlaşmayla bağımlılık yapıcı ilaçları satarak milyarder oldu, forbes listesine girdi. insys, rüşvet planlarıyla ilgili 225 milyon dolarlık federal bir soruşturmayı kabul etti ve bu da insys'i iflas eden ilk afyon şirketi haline getirdi (şükürler olsun). insys kendi bokunda boğuldu, hak yerini buldu derken şu anda olana da bakmak gerekiyor, bunlar artık fentanil satamıyor ancak fentanilin panzehiri naloksonu satabiliyorlar. cephalon ne yapıyor sizce? artık teva tıbbi ilaç şirketine bağlı ve bundan yaklaşık 2 sene önce, teva, nalokson spreyi için fda onayı aldı, bunlar bir veba salgını yaratıyorlar sonra da panzehirini satıyorlar. teorisyenlere göre, çin'in covid'i yaydıktan sonra aşısını bulması gibi mesela...

    bu şirketler, fentanil krizini çift taraflı körükledi: yasal ve yasa dışı yollarla. ihtiyacı olmayan hastalara yasal fentanil pazarladıklarında pek çok insan haliyle bağımlısı oldu ve bu da doğal olarak yasa dışı fentanil ihtiyacını arttırdı.
    uzun lafın kısası, bu konuda şunu düşünebiliriz; güçlü, yeni bir afyon yaratılır, üreten şirketler hiç sakınmadan piyasaya sürer, insanlar bağımlısı haline gelir ve bir kez ortaya çıktı mı, geri dönüşü olmaz çünkü ok yaydan çıkmıştır bir kere.
  • fentanil, µ-reseptörlerine afinitesi yüksek olan, seçici ve sentetik bir opioid agonistidir. yağda çözünürlüğünün yüksek olması nedeniyle kan-beyin bariyerini hızla geçer. bu özelliğiyle ağrı kesici gücü, morfininkinden 75-100 kat fazladır. oral, intravenöz, epidural, transdermal, intranazal ve transmukozal yol başlıca kullanım yollarıdır. fentanil deri bandı amerika’da 1991 yılında kullanıma sunulmuştur. deri bandı kanser ağrısında, oral morfinin alternatifidir. kanser hastalarında ağrı kesici özelliği en az oral opioidler kadardır. yan etkileri ise daha düşüktür. bu nedenle, son yıllarda kanser hastalarında daha çok tercih edilmektedir. yirmi beş, 50, 75, 100 mcg/saat’lik formları mevcuttur. genellikle skapula üzerindeki deri bölgesine uygulanır. yetmiş iki saat süresince etkilidir. etkisi, ilk gün kanda maksimum düzeydedir, ikinci ve üçüncü gün ise azalarak devam eder

    kaynak:muijers rbr, wagstaff aj. transdermal fentanyl. an update review of its pharmacological properties and therapeutic efficacy in chronic cancer pain control. drugs 2001; 61:2289-2307.

    (bkz: durogesic)
  • vancouver'in ghettolarinda bundan kaynakli overdose'un onunu alamadiklari uyusturucuymus. 50 yas alti olumlerin birincil sebebi fentanlymis. eroinden kat be kat oldurucu, ama millet manyak gibi dusuyormus buna. safe supply hareketiyle engellemeye calisiyorlarmis, bu sanirim daha once eroin icin de yaptiklari bir seydi. fentanly resmen "disardan alma, icine ne koyduklari belli olmuyor" denilecek turden bir uyusturucu. biraz fentanly biraz eroin, gerisi seker meker... safligi arttikca immun sistemi zayif olan insanlari, aninda overdose'a sokuyormus. sifir hic sansiniz yok diyorlar ve insanlar rus ruleti oynar gibi dusuyor buna. garip diyebilirdim ama diyemem, cunku altindan her zaman cocukluk veya genclik donemine dair ya bir abuse ya travmatik baska bir olay cikiyor. hayir, "kanada'da ne travmasi olur?" diye dusunursun, "noldu cok mu usudun tuylu bamya?" diyesi geliyor insanin ama o is oyle degil.
    ...neyse, epey uzucu sonuc olarak.
  • daha önce hakkında 25, 50, 100 miligram dozlarında kullanıldığı yazılmış. gıcıklık yapmak için bunu yazmıyorum; sadece eğer bu ilacı kullanacak olup buradan bilgi almak isteyen biri olur diye söylüyorum: dozlar miligram değil mikrogramdan başlamaktadır ve bunlar saat başı salınımdır. yani 25 mcg’lik bir flaster saat başı 25, bir günde ise 600 mikrogram salgılar, miligram değil.

    1 miligram 1 mikrogramın bin katı daha fazla olduğu için bunu belirtme ihtiyacı duydum. bu ilaçta doz aşımına çok dikkat edilmelidir. hastanede en çok gördüğüm problemler arasında taktığı flasteri çıkartmayı unutan hastalar ve flaster ile birlikte ısıtıcı battaniye kullananlar vardı. yeni flasterlerde sanırım bu sorun düzeltilmiş ama daha bir kaç sene öncesine kadar kullanılan batch‘lerde sıcaklık ile birlikte salınım artıyordu. kullanan varsa lütfen dikkat etsin.
  • morfinden 80-100 kat kadar daha etkilidir. evet, biliyorum, şaka gibi.
  • overdoza maruz kalan bir polis memurunun yaşadıkları ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor. memur hayatını yanında ki arkadaşına borçlu, yaşamını kaybetmese de görüntüler bazı izleyiciler için rahatsız edici olabilir, ilgili video
hesabın var mı? giriş yap