• hikayenin esas kişisi, lisede dönüp bakılmayan, üniversitede köpeği olunan disney channel karakteri adeta.

    gitar çalmaya ilk başladığımda bu ne lan dede gitarı hohahaha dedirten, bunun yerine strat kasa (rg kasa) bir ibanez aldığım, yıllar sonra aşık olduğum gitar.

    yıllar geçtikçe amfinin drive kısmını giderek daha da kısarken bir gün bu gitarın tonunun beni kutsamasıyla doğru yola dönmüş bulunmaktayım. kişiliğine aşık olduktan sonra leylasını dünyanın en güzel kadını ilan eden ahmed arif gibi dizaynına da ayrıca hasta oldum sonra sonra.

    gelsin blues lickleri, jazz akorları gitsin mutlugil soloları. bundan sonra benim yolum sensin.

    (bkz: needs more twang)
  • distortion ile kullanıp, sert tonlar elde edebileceğiniz gitar. zaten bir elektrogitarın üzerinde manyetik varsa, ampliye bağladığınız zaman yardımcı ekipmanlar ile ( efekt pedalları, processor vs ) istediğiniz tonu elde edebilirsiniz. gitara yeni başlayanların en çok takıldığı konulardan biri de budur, gereksizdir.

    ayrıca fender humbucker manyetikli, yeni modern telecaster'lar da üretiyor. fakat burada mesele o değil.

    ama bizim bildiğimiz normal fender telecaster, yani 2 single manyetikli olanı, özünde twang tonuna sahip olan bir blues gitarıdır. bu gitarın kendine has tonu, blues, punk, alternatif rock gibi müzik türlerinde daha etkin olarak ortaya çıkar.

    bunun sebebi bahsettiğimiz müzik türlerinde çok fazla distortiona ihtiyaç duyulmamasıdır. sadece lambalı ampli ile azıcık drive bu gitarı uçurabilir.

    ben, ilk haline uygun telecaster'lar alıp, metal yapan insanları anlayabilmiş değilim. bu gitarın özelliği kendine has tonu zaten, sen o tonu boğduktan sonra bu gitarı kullanmanın anlamı ne ? sert tonlar için kullanılabilecek çok daha iyi gitarlar varken, bu gitarın tercih edilmesinin sebebi şekli midir ?

    ha yine tekrar ediyorum telecaster ile metal de yapılır, arabesk de ama yapılmasının anlamı yok.
  • çok yakışıklı bir gitar be. kim çalarsa çalsın ilgiyi üstüne çekmeyi başarıyor. kardeşi stratocaster'dan daha karizmatik sanki.
  • çok ağır bir gitardır, omuz kopartır, ama sesi de şahanedir. tüplü fender anfilerle çok başarılı bir ikili oluşturur. yanlız türkiye'de parçası bulunmaz, fender bayii bi türlü parça getirmez, elinizde paslı bridge ile kalakalırsınız, benden söylemesi.
  • kadın gibi kaprislidir, ağırdır, adamı yorar, zaman zaman çileden çıkarır.
    güzel kadını seyretmesi, telecaster ı dinlemesi zevklidir.

    gitar olayının allahı budur.
  • fenderin ilk solid body elektrik gitari.

    fender telecaster aslında kendi başına bir enstrumandır. ecnebilerin twang tabir ettiği ha bu diyarlarda ise şıngır şıngır denilen ton bu canavara aittir. iyi bir amfinin ve güzel bir spring reverbün içinde adeta mermer zemine düşen cam parçalarının şıngırtısını verir. distortion gitarı değildir, pek o ayaklara gelmez ama tok bir overdrive tonunda sabah sigarasını henüz içmiş yaşlı dayının hırıltısını duyarsınız.

    rahat değildir, kaburgaları acıtır, sapları genelde yılankavidir, her ton alınmaz, çok nazlıdır, hemen çamur yapar, ama bir, diğer elektrogitarlar, bir de telecaster vardır.
  • en ilk* modellerinde truss rod olmayan ilkel gitardır.
    teleholic vatandaşlar tarafından topa tutulmayalım, 2000 california/corona yapımı standard modeline sahibim.
    söz konusu elektrik gitar dizayn harikası değildir. verdiği hissiyat ve tonundaki yırtıcılık * maple fingerboard olduğu vakit çalan kişiyi ayrı bir boyuta çeker.
    tele, blues gitarıdır. clapton, buddy guy, bb king'in birlikte çaldığı sahnede "ah ulan bişey eksik" duygusunu kapatacak gitar tele'dir. bu tespit tele'nin başka türler için kullanılmaması gerektiği anlamında yorumlanmamalıdır.

    standard tele almayı düşünüp sözlük'e bakan okuyucuya not:

    tele, çalan adamı daha iyi bir müzisyen yapar. paran varsa maple* fingerboardlu * tele'yi al. gövdesi swamp ash* olsun.
    tele, ton cambazı bir gitar değil. tele'nin karakteristik tonu, bridge manyetiğinden alınan meşhur twangdir. bazı gitaristler neck ve orta pozisyonu kullanmaz bile. neckten alınacak ses çoğu tele'de köprüden alacağınız tondan yüksek sesli ancak daha az "yırtıcı" bir tondur.

    tele'ye humbucker manyetik ve rosewood * fingerboard yakıştığını düşünmüyorum.
    gitar meraklısı insan ne kadar tele'yi de almaya gaza gelirse gelsin aldığı telecaster onun bu açlığını gidermeyecektir. her zaman senin evinde bulunmayan gitar da satın alınmalıdır. bu noktada gitarından şüphe etme.

    tele senin bir gitardan beklediğin her şeyi karşılamaz. gitardan neler beklemen gerektiğini iyi bil ondan sonra telecaster'a bok atma. *
  • kesinlikle karizmasi olan gitar. calmayi bilen adamin elinde harika tonlar cikarir.
    albert collins bu gitari kullanirdi. zat-i muhteremin lakabida "the master of the telecaster" idi zaten.
    alinacak gitarlar listesinde es-335'den sonra ikinci sirada
  • torunlarınıza bırakabileceğiniz kadar sağlam ve değerli bir gitardır.
  • broadcaster, fender'in ilk seri üretimidir. ama isim haklarından doğan bir kargaşa yüzünden (bir başka firmanın daha bu adda ürünü vardır) kendilerine dava açılır ve broadcaster ismini kullanmaları yasaklanır. bu yüzden birkaç yüz adet gitar, kafasında "fender" harici hiçbir yazı olmadan piyasaya sürülür. bunlara "no-caster" adı takılır ve şu anda ilk üretim broadcasterlardan bile pahalıdırlar. sonra "telecaster" ismi verilir. ilk fender precision bas gitarlar da fender stratocaster çıkana kadar telecaster biçimliydi. sting'in signature serisi bas gitarı da öyledir.
hesabın var mı? giriş yap