• "eğer yaşamak varolmak çok keyifli olsaydı herkes uykudaki bilinçsizlik haline geçmek için isteksiz davranır, büyük bir mutlulukla uykudan uyanırdı. ama durum bunun tam tersi. herkes uyumak için büyük bir istek uyanmak içinse isteksizlik duyuyor"

    schopenhauer

    "anlaşılmaz bir düz yazı entelektüelliğin değil tembelliğin göstergesidir; kolayca okunan bir yazıysa asla kolayca yazılmamıştır. ya da böyle anlaşılmaz bir yazı kaleme alan yazar içerikteki eksikliği gizlemek istiyordur. anlaşılmaz olmak söyleyecek hiçbir şeyi olmayan için benzersiz bir korunaktır"
  • the consolations of philosophy orjinal ismiyle yayinlanan kitap... ayrica vintage books'dan çikmiş olan kitabin kapağının ele hoş gelen bir dokusu var... ben bunu direk "e adam ibne tabi özen gösteriyor böyle şeylere" diye yorumladim, milliyetimi belli ettim...
  • alain de bottonun şahane kitabı. kitapta birkaç filozofun hayat mücadelelerinin teması yer alıyor ve o temadan hareketle kendi hayatımız için çıkarımlar yapabiliyoruz.
    bölüm başlıkları bile çok hoşuma gidiyor benim.
    bölüm 1. toplum tarafından kabul görmemenin tesellisi (sokrates)
    bölüm 2. yeterince paraya sahip olmamanın tesellisi (epikuros)
    bölüm 3. düşkırıklığı yaşamanın tesellisi (seneca)
    bölüm 4. kendini yetersiz hissetmenin tesellisi (montaigne)
    bölüm 5. kırık bir kalbin tesellisi (schopenhauer)
    bölüm 6. zorluklar yaşamanın tesellisi (nietzsche).
    okurken de yormuyor sizi kitap. felsefi akımlar, kuramlar vs. boğulmuyorsunuz. filozofun düşünce sistemi nedir ve biz bu düşüncelerden nasıl faydalanabiliriz, bunu görüyorsunuz. filozofun düşüncelerinin kendi hayat hikayesinden bağımsız olamadığını görüyorsunuz.

    “bütün kaygılarından kurtulmak istiyorsan, korktuğun şeyin başına geldiğini düşün” seneca

    “dışarıdaki gürültü patırtı hiç bitmeyebilir, yeter ki içimizden yükselen sesler bize rahatsızlık vermesin.” seneca

    “asıl bilgelik, gerçekliği ne zaman kendi isteklerimize göre şekillendirebileceğimizi, değiştirilmeyecek olanı ise ne zaman sükunetle kabulleneceğimizi bilmektir” alain de botton

    zenon geminin battığını ve bütün eşyalarının sulara gömüldüğünü öğrendiğinde şöyle dedi: “demek kader benim, sırtında daha az yükü olan bir filozof olmamı istiyor”seneca

    “hayatın bize getirdikleri için gözyaşı dökmeye ne hacet? hayatın kendisine şöyle bir bakmak bizi gözyaşlarına boğmaya yetmez mi?” seneca

    “eğer insan bilge olsaydı, her şeyin gerçek değerini, onun kendi yaşamına getireceği yarar ve uyum bağlamında ölçerdi.” montaigne

    “keyif almak istiyorsan hayattan,
    değer vermelisin dünyaya” schopenhauer

    “hakikatin dağlarına tırmanırken çabalar asla boşa gitmez: ya bu gün daha yükseğe çıksarsın ya da yarın daha yükseğe çıkabilmek için güç toplarsın” nietzsche

    “keşke verimli tarlalar olabilsek, o zaman derinliklerimizde hiçbir şey kullanılmadan kaybolup gitmezdi; o zaman her olaya, her nesneye, her insana kucak açar, bunları toprağımızın gürbesi bilirdik.” nietzsche

    “acı çekmeyi reddediyor, kendi acına bir saat bile katlanamıyorsan; çekebileceğin bütün sıkıntıları önlemeye çalışıyorsan; acıyı, hoşnutsuzluğu nefret edilecek, kötücül, yok edilmesi gereken şeyler olarak algılıyor, bunları yaşantının kusurları gibi görüyorsan, o zaman rahatlık dinine inanıyorsun demektir. sizi rahatlık düşkünleri, insan mutluluğuyla ilgili ne az şey bilirsiniz. mutluluk mutsuzluğun kardeşi, hatta ikizidir. bu ikisi ya bir arada büyür, ya da sizin yaşantınızda olduğu gibi hiç büyümez, hep küçük kalır.” nietzsche
  • "o kız zaten yolluydu be'oğluum" ludwig andreas von feuerbach
  • 1. toplum tarafından kabul görmemenin tesellisi - sokrates
    2. yeterince paraya sahip olmamanın tesellisi - epikuros
    3. düş kırıklığı yaşamanın tesellisi - seneca
    4. kendini yetersiz hissetmenin tesellisi- montaigne
    5. kırık bir kalbin tesellisi - schopenhauer
    6. zorluklar yaşamanın tesellisi - nietzsche

    the school of life'ın kurucusu alain de botton'un kolay okunan, rahat anlaşılan ağır meseleleri sindirilebilir kılan kitabı. yazarın akıcılığına kapılıp gitmekten ziyade 6 bölümün her birinin sonunda biraz durup yansıtma yapmak, ben ne yapıyorum, bende bu işler nasıl yürüyor, ben bu meseleleri nasıl ele alıyorum diye biraz kendini analiz etmek verimli olabilir.
  • felsefenin best-seller oluşu
  • asıl bilgelik, gerçekliği ne zaman kendi isteklerimize göre şekillendirebileceğimizi, değiştirilemeyecek olanı ise ne zaman sükunetle kabulleneceğimizi bilmektir. - seneca

    yaşadığımız sorunu kağıda dökerek ya da birilerine anlatarak onu daha bir net kavrarız. kavradıktan sonra da, sorunun kendisini olmasa bile, bize sıkıntı veren yanlarını, bizde yarattığı kafa karışıklığını, şaşkınlığı ortadan kaldırabiliriz. - epikuros

    en büyük zevkimiz takdir edilmektir; ama nedense, bizi takdir edenler takdirlerini ifade etmek konusunda pek de istekli davranmaz. demek ki en mutlu insan, hangi yolla olursa olsun, kendini içtenlikle takdir etmeyi başarabilen insandır. - schopenhauer

    mutluluğa ulaşmanın, yaşamdan tatmin olmanın yolu, acıdan sakınmak değil, acıyı doğal bir şey, iyi olana erişmek için çabalarken karşımıza mutlaka çıkacak bir basamak olarak görmekti. - nietzsche

    en büyük kabalık insanın kendi varlığını hor görmesidir. kendimizi iki parçaya bölmeye çalışmak yerine, bizi şaşkınlığa düşüren bedenimize karşı açtığımız iç savaşı sona erdirmeliyiz çünkü bedenimiz ne korkunç ne de küçük düşürücüdür; o, varoluşumuzun değişmez bir parçası olarak ölene kadar bizimle kalacaktır. - montaigne

    detaylı yazı
  • toplum tarafından kabul görmemenin tesellisini sokrates'te, yeterince paraya sahip olmamanın tesellisini epikuros'ta, düşkırıklığı yaşamanın tesellisini seneca'da, kendini yetersiz hissetmenin tesellisini montaigne'de, kırık bir kalbin tesellisini schopenhauer'da ve zorluklar yaşamanın tesellisini nietzsche'de bulduran alain de botton kitabıdır.

    diğer birçok yazarın da belirttiği gibi bu bahsedilen yazarlar üstüne derinlikle incelemeler içermez; zaten amacı da bu değildir. özellikle kitabın schopenhauer'dan yaptığı "anlaşılmaz bir düz yazı entelektüelliğin değil tembelliğin göstergesidir; kolayca okunan bir yazıysa asla kolayca yazılmamıştır." alıntısı açısından düşünülürse, güzel bir kitaptır.

    özellikle ergenlik çağında, ilk paragrafta adı geçen sıkıntıların neredeyse hepsini deneyimlediğimizi yada deneyimlediğimizi sandığımızı düşününce ve bu dönemde aileden gelen tesellileri kişinin pek dikkate almadığını da hesaba katınca, bence bu kitap ergenlik çağındaki kardeşlere, kuzenlere, eşlere, dostlara hediye edilmeli, bir şekilde okutturulmalıdır. derinlemesine bir felsefe kitabı okumayı hedeflemeyen herkes için keyifli bir kitap olsa da, bence bu kitapan en çok faydayı sağlayacak kitle ergenli çağındakiler olacaktır.

    son olarak, benim en keyif aldığım kısım zorluklar yaşamanın tesellisini nietzsche'de bulmak oldu.
  • "ne yazık ki pek azımız bu zorluklara ne çok şey borçlu olduğunun farkında."
  • toplum tarafından kabul görmemenin tesellisi kısmında yazılanlara tamamen katıldığım kitap. henüz diğer bölümlere geçmedim, muhtemelen o bölümlere de hayran kalacağım.
hesabın var mı? giriş yap