• // siyasi çalkantıların hemen hiç bitmediği ispanya, 1909'da fas'a savaş açar. "fas halkı, ispanyol halkının düşmanı değildir" diyerek işçiler savaşa karşı çıkar ve genel grev çağrısı yapar. işçiler greve çıkar ve grev farklı bölgelere de yayılır. hükümet, güçlerini toplayarak karşı saldırıya geçer. ayaklanma, kanla bastırılır. bu dönem, ispanya'nın tarihine "kanlı hafta" olarak geçer. işçi hareketi 1917'ye kadar geriler.
    1. paylaşım savaşı yılları, yeni ticaret alanlarının açılmasıyla ispanya'nın ekonomik durumunun güçlenmesine yol açar. sanayi canlanır, işçilerin gelirlerinde artış olur. ancak savaşın sona ermesiyle birlikte bu süreç sona erer. gelişmeler kaçınılmaz olarak toplumsal çalkantıların büyümesine neden olur.
    lorca, işte ispanya'nın bu hiç durulmayan siyasal ortamında granada yöresinde, fuente vaqueros'ta 5 haziran 1898'de doğar. sanatçı bir ailenin içinde büyüyen lorca, tiyatro, şiir ve müzikle ilgilenir. 1917'de önce granada'da, ardından madrid'te felsefe ve hukuk fakültesine gider ancak bir taraftan da müzik eğitimi alır. bu, lorca'yı edebiyata daha fazla yakınlaştırır. burada luis bunuel, salvador dali ve şair juan ramon jimenez ile tanışır. 1917'de ilk kitabı "simgesel düşler"i çıkarır. yaptığı inceleme gezileriyle bir kitap daha yazar. gezilerden yola çıkarak "izlenimler ve görünümler" yayınlanır.
    şiirleri çeşitli dergilerde yayınlanır. yazdığı şiirlerde o çok sevdiği toprakları, granada'sı vardır. şiirlerinde, farklı formları kullanır lorca. besteci manuel de falla ile birlikte çalışarak çingene müziği üzerine araştırmalar yapması, şiirle müziğin iç içe geçmesini sağlar. sık kullandığı formlardan biri baladdır. baladlarda tema, genel olarak kahramanların maceralarıdır. halk kahramanları anlatılır. balad, sözlü aktarılan halk şiirine dayanır. lorca da bu geleneği sürdürür. ölüm, yoksulların egemenlere karşı savaşı, faşizme karşı mücadele gibi konuları işler. dini geleneklerin tutuculuğu, baskı ve şiddeti de lorca'nın şiir ve tiyatrolarında işlediği konular olur.
    lorca 1919'da madrid'e yerleşir. burada özgürlükçü, yeni düşüncelere açık ispanyol aydınlarıyla tanışır. birçok kültürün kaynaştığı, resim, şiir ve tiyatroda öncülüklerin yer aldığı madrid'te tiyatroya yoğunlaşır.
    ilk dramı olan "kelebeğin büyücülüğü" adlı piyesi, 1919'da yazar. piyes bir yıl sonra sahnelenir ancak ilgi görmez. dram yazarı olarak, asıl başarısını 1925'te yazdığı "manana pineda" ile elde eder. lirik bir oyundur. 19. yüzyılda endülüs'te yaşayan özgürlük kahramanı bir kadının öyküsünü anlatır. lorca, bir yandan da halk şarkılarını toplar. 1928'de yayınlanan romancero gitano (çingene romansları) isimli şiir kitabı, endülüs çigan şairi olarak tanınmasına yol açar. lorca bu şiirlerinde, halk şiirine başvurarak şiirde yenilenmeyi savunur.
    şiirin yanı sıra, müzik ve tiyatro ile de ilgilenir ve önemli çalışmalara imza atar. özellikle, yazdığı tiyatroların müziklerini de kendisi yapar. madrid'te eduardo marguina ile tanışır ve onun sayesinde değişik tiyatro çevrelerinin içine girer. eslava tiyatrosu'nun yönetmeni yazar gregorio martinez siera'nın lorca'nın bir şiirini çok beğenmesiyle, lorca, şiiri oyunlaştırır ve "pervanenin nazarı değdi" isimli oyun lorca'nın ilk oyunu olur. saf bir cin-peri oyunu olan "pervanenin nazarı değdi" pek ilgi görmez. ancak oyunların devamı gelir. bir bayrak üzerine özgürlükçü sözler söylediğinden dolayı ölüme mahkûm edilen bir kız için yakılmış türküye dram hazırlar. çocukken söyledikleri bir türküdür bu ve şiirde olduğu gibi tiyatroda da kalıpları parçalayan bir tarzı vardır lorca'nın. ezilenlerin safındadır lorca. "tiyatronun gücü onun toplumsal sorunlara bakış açısıyla ölçülebilir yalnızca" der. tiyatro, toplumsal eşitsizliğe karşı direnen halkın eğitimi için bir araçtır. toplumsal sorunları açık açık tiyatro ile anlatmaya çalışır. lorca için tiyatro, hayatın bir aynasıdır. bu aynayı yanından hiç ayırmak istemeyen lorca, aynasıyla yaşama ışık tutmaya çalışır. "dona rosita bekâr kalıyor" ya da "çiçeklerin dili" isimli oyunlarında hayatın önünde engel, baskı aracı olan gelenekleri eleştirir. la zapatero prodigiosa (kunduracı güzeli), el sacrificio de ifigenia (ifigenia'nın kurban edilişi) gibi onlarca oyuna imza atar.
    lorca, siyasi tutukluları desteklemek için pek çok konferansa katılır. çoğunlukla işçilerin bulunduğu salonlar tıklım tıklım dolar. lorca'nın oyunları sahnelenir buralarda.
    teatral çalışmalara ağırlık veren lorca, tiyatroyu yenilemek ister. bunu yaparken çok sayıda örnekten yararlanır. halk şarkılarıyla bütünleştirdiği "ayakkabıcının garip karısı" oyunundan sonra komik, masalsı bir oda tiyatrosu yazar.
    cumhuriyetin ilanından sonra garcia lorca, eduardo ugarto ile birlikte gezgin tiyatro kurmaya çalışır. la barraca adını verdiği gezici tiyatroyu kurar da. dönem, ispanya'da gerçeküstücülük akımının başladığı bir dönemdir ve bu gezici tiyatro bütün ispanya'yı dolaşarak seçkin, klasik oyunlar sahneler. kent kent, köy köy dolaşır la barraca ve halkı tiyatroyla tanıştırır. lorca "hep yoksullardan yana oldum, hep öyle olacağım." der.
    1933'te yazdığı "kanlı düğün" isimli oyunuyla adından epeyce söz ettirir. kanlı düğün, yerma ve sodom'un yerle bir edilişi üçlemesinden oluşan dram, ülkenin pek çok yerinde oynanır. hastalık hastalığı ve ölüm temalarını işleyen lorca, ölüm-yaşam, verimlilik-kısırlık gibi tezatlıkları bu eserlerinde başarıyla yansıtmıştır. lorca bu dram üçlemesiyle, ispanyol tiyatrosunda önemli bir yere sahip olur.
    arjantin'de neruda ile yolları kesişir lorca'nın. neruda, şili konsolosluğu görevi için arjantin'dedir. lorca da kanlı düğün'ü sergilemek için buenos aires'e gelmiştir. aralarında oluşan dostluğu lorca'nın ölümünden sonra şöyle ifade eder neruda:
    "ne mükemmel bir şair! ondaki kadar yürekliliğe ve dehaya, heyecanlı bir kalp ve duru bir sese bir daha hiç rastlamadım. federico garcia lorca, eli açık bir sihirbazdı, bir neşe kaynağı idi. içinde taşıdığı yaşama sevinci ile bir yıldız gibi parladı. saf ve komik, başarılı müzisyen, mükemmel bir pandomimci, çekingen ve batıl inançlı, pırıl pırıl ve iyi yürekli. lorca'da ispanya'nın bir çağını yaşamak mümkündü. halkçı gelişme çağını. gelip geçmiş o ispanya'yı aydınlatan biri. güzel kokular saçan bir yasemin demeti."
    1923 yılı geldiğinde, ispanya'da siyasal ortam gittikçe gerginleşmektedir. eylül'de ispanya kralı 3. alfonso, general jose antonino primo de rivera'nın darbesiyle görevinden çekilir. rivera, parlamento oluşturmak yerine, askerlerden ve teknisyenlerden oluşan bir "direktuvar (diktatörlük)" kurar. ‘30'lu yıllara gelindiğinde ülkede artan baskı koşulları, muhalefetin yükselmesine neden olur. muhalefeti silahla bastıran rivera, tepkiler karşısında istifa eder. 1931'de belediye seçimlerini büyük kentlerde cumhuriyetçiler kazanır. kral 3. alfonso yurtdışına kaçar. madrid'te cumhuriyet ilan edilir. kurulan geçici hükümetin başına eski monarşist alcala zamora getirilir. daha önce kilisenin yetkilerini sınırlayan, kiliselerle manastırların yıkılmasına, yağmalanmasına göz yuman hükümet, "cortes"lerin (siyasi yönetim kurulu) seçimlerini yaptırır. seçimleri sosyalistler kazanır. ancak ülkedeki gerginlik bitmez. ordu içinde muhalefet başlar ve kısa sürede bastırılır. alcala zamora istifa eder. cumhuriyetçi hareketin başı azanya, hükümet başkanlığına getirilir.
    bu dönemde lorca, ispanya'yı dolaşarak konferanslar verir. la barraca da ispanya'yı köy köy dolaşmaya devam ederek ispanyol klasiklerini sergiler. bir kasabada "yaşam düştür" isimli oyun sergilenirken, kralcıların saldırısı üzerine oyun yarıda kalır.
    1934 yılında rivera, "falange espanyola"yı kurar. "büyük, bölünmez ve hür ispanya" sloganıyla yola çıkarlar. falange espanyola, milli sendikacı hücum cuntaları ile birleşerek milliyetçi bir ayaklanma başlatırlar. ‘35 yılının haziran'ında halk cephesi kurulur. 1936 yılında halk cephesi seçimleri büyük bir farkla kazanır. azanya yeniden hükümet başkanlığına getirilir.
    lorca bu siyasi çalkantılar içinde, ispanya ile ilgili bir film tasarlar. siyasi bir trajedidir tasarladığı film. siyasi tutuklular için "budala kız"ı sergiler. yine siyasi tutuklular yararına bir gala düzenlenir. halk ansiklopedisi topluluğu'nun çağrısıyla işçilerin doldurduğu bir salonda etkinlik düzenlenir. lorca, şiirlerinden parçalar okur.
    azanya, cumhurbaşkanlığına seçilir. ancak orduya, rivera'nın falanjına, general morla'nın carlosçular'ına ve kralcılara dayanan muhalefet bir araya gelir. durulmayan siyasi hava, tekrar ağırlaşır. bu süreçte lorca ve kimi ispanyol yazarları bir bildiri kaleme alırlar. bildiride faşizmi teşhir ederler. lorca, "herkesin kardeşiyim ben, soyut bir milliyetçilik fikri uğruna kendini harcayan adamı sevmem" der, bir gazeteciye verdiği demeçte.
    faşistler katliamlara başlar. siyasi durum alabildiğine kötüleşir. faşistlerin kitle katliamlarına karşılık misillemeler, genel grevler başlar. sağcı muhalefetin başı calvo sotelo vurulur. lorca kararsızlığa düşer. ve faşizmin kanlı yüzünü ülkenin her yerinde gösterdiği bir süreçte, granada'ya gitmeyi seçer. babasının çiftliğine yerleşir.
    calvo sotelo'nun öldürülmesinin üzerine, fas'taki kanarya adaları'nda bulunan 35 bin kişilik ispanyol garnizonu ayaklanır. ayaklanmayı başlatan generalin uçak kazasında ölmesinin üzerine, garnizonun başına kanarya adaları valisi faşist franco geçer. isyanı, katolik ve milliyetçi kuruluşlar da destekler ve franco'ya katılırlar. franco birlikleri ülkenin güneyini ele geçirir. "falange"ciler, askeri kıyım örgütlerinin yanı sıra "tehlikeli" gördüklerini öldürmek için "kara müfrezeler"i kurar. kara müfrezeler, daha ilk günlerde yüzlerce insanı katleder. bütün ispanya'da kitle halinde kurşuna dizmeler, toplu yargılamalar alabildiğine artar.
    lorca; bu ortamdan uzaklaştığını zanneder. ancak yanılır. faşizmin kendinden olmayan herkese düşman olduğu gerçeğini gözden kaçırır. evine silahlı iki adam gelir ve bir yere ayrılmamasını isterler ondan. ardından bir tehdit mektubu alır. lorca, granada'dan ayrılmak istemez, bir arkadaşının evine yerleşir. çok geçmeden o iki adam yine gelir. 16 ağustos akşamı lorca'yı alıp götürürler. o günün sabahı ise, granada'nın sosyalist belediye başkanı, 29 kişi ile birlikte kurşuna dizilmiştir. lorca'yı kurtarmak için uğraşanlar olur ancak başaramazlar. lorca ile birlikte 35 kişi daha vardır ve hepsi de sierra yakınındaki viznar'a getirilir. viznar tutuklu barakalarıyla doludur. lorca ve beraberindekiler fuente yolu üzerindeki alfacar'a yönelir. hükümlüler araçtan indirilir. tarih 19 ağustos 1936'dır...
    "savaşın doğurduğu yaralar yüzünden ölmüş olup, cesedi yirmi ağustos'ta viznar alfacar yolu üzerinde bulunmuştur." lorca için tutulan ölüm tutanağında bu satırlar yazılır.
    lorca, bir dostuna yazdığı mektupta şöyle diyor. "yeryüzünde açlığın bittiği gün insanlık tarihinde hiç görülmemiş en büyük zihinsel devrim gerçekleşmiş olacak. o büyük devrim'in gelip çattığı gün, insanların bundan duyacağı o sınırsız sevinci sana anlatamam." kendi sözleriyle "hep yoksulun yanında olan" lorca, yaşamındaki bazı hatalara (vatansever ozanların, yazarların, müzisyenlerin elde silah franko faşizmine karşı savaştığı bir süreçte, elini eteğini her şeyden çekip köyüne dönmesi gibi) rağmen, hep halktan yana olmasıyla, faşizmin karşısında yer almasıyla ve aydın kimliğiyle, hem tarihte, hem de halkının yüreğinde hak ettiği yeri almıştır.//

    kültür sanat yaşamında tavır
  • ispanya iç savaşında faşistler tarafından kurşuna dizilen şair. sonraki elli yıl ''hayır yalan biz yapmadık başkaları yaptı'' diye arkasından ağlanan adam.

    hoşçakalin

    ölürsem
    açık bırakın balkonu.

    çocuk portakal yer.
    (balkonumdan görürüm onu.)

    orakçı ekin biçer.
    (balkonumdan duyarım onu.)

    ölürsem
    açık bırakın balkonu!
  • ne boğa biliyor seni ne incir ağacı,
    ne atlar ne evindeki karıncalar.
    ne çocuk biliyor seni ne de ikindi
    çünkü ölüsün sen sonsuza kadar.

    ne taşın sırtı biliyor seni,
    ne içinde için de çürüdüğün siyah saten.
    bilmiyor seni sessiz anıların
    çünkü ölüsün sen sonsuza kadar.

    sedef kabuktan borularla gelecek güz,
    buğulu asmalar, kümelenmiş tepelerle,
    ama kimse bakmayacak gözlerine
    çünkü ölüsün sen sonsuza kadar.

    çünkü ölüsün sen sonsuza kadar
    bütün ölüleri gibi yeryüzünün
    bütün ölüleri gibi unutulmuş
    cansız bir köpekler yığınından.

    kimse bilmiyor seni. kimse. ama türkünü söylüyorum ben.
    profilini söylüyorum geleceğe, inceliğini.
    anlayışının dile destan olgunluğunu.
    ölüme iştahını senin, ağzındaki tada.
    yiğit neşendeki kederi söylüyorum.

    kolay doğmaz, eğer doğarsa,
    böyle katıksız, böyle güngörmüş endülüslü.
    inceliğinin türküsünü söylüyorum inleyen kelimelerle
    anarak üzgün bir yeli zeytin ağaçlarında.
  • "kaçışa gazel" şiirinde lorca, ülkü tamer'in elçiliğinde adeta türkçe konuşmaktadır:

    "birçok kere yitirdim denizde kendimi
    yeni kesilmiş çiçeklerle dolu kulaklarım
    dilim sevgiyle, acıyla dolu.
    birçok kere yitirdim denizde kendimi
    bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi.

    kimse yoktur duymasın öpüşürken
    yüzü olmayan insanların gülümseyişini
    kimse yoktur dokunurken bir bebeğe unutsun
    durgun kafataslarını atların.

    çünkü aranır alında güller
    o katı görünüşünü kemiklerin.
    başka işe yaramaz erkeğin elleri
    toprağın altındaki köklere benzemekten.

    bazı çocukların kalbinde yitirdiğim gibi
    birçok kere yitirdim denizde kendimi.
    gidiyorum aramaya, suyu bilmeden,
    beni çürütecek, ışık yüklü ölümleri.
  • lorca okursun :
    "gidiyorum aramaya suyu bilmeden
    beni çürütecek ışık yüklü denizleri
    "
    işte üzerine çıkılamayacak iki mısra
    dersin(demelisin)
  • ay kocaman at kara
    torbamda zeytin kara
    bilirimde yolları
    varamam kordoba'ya
  • enduluslu* oldugu icin, bir zamanlar kankasi olan bunuel ve dali, endulus kopegi'ni yaptiklarinda filmin adini ustune alinmis ve kirilmis sair ve oyun yazaridir.

    enduluslu kopegin lorca ile bir alakasi olup olmadigi hakkinda her ne kadar bunuel ya da dali herhangi bir sekilde onaylayan bir yorum yapmamis olsalar da; dali'nin lorca'nin siir anlayisini yeteri kadar surrealist bulmadigini belirttigi ve lorca'daki cingene ve endulus saplantisiyla gelen halkcilik yaklasimini birebir kotu sanat olarak degerlendirdigi mektubunun arkasindan; ozellikle bir zamanlar bu uclu can ciger kuzu sarmasi iken, bunuel ve dali'nin paris'e gitmeleri ile lorca'nin onlardan kopmasinin ustune gelmesiyle lorca'nin olmadik yerde bu film konusunda havadan nem kaptigini dusunmek de ona haksizlik olur sanirim.
  • 20. yüzyılın en büyük ispanyol şairi olarak adlandırılır. eşi az bulunur bir söz ustası olarak nitelendirilir. gerek şiirleri, gerek oyunları ile ispanyol edebiyatının "altın çağ" yazarlarını hatırlatan bir başarı sağlamıştır. daha 19 yaşındayken babasına yazdığı mektupta:“size yüreğimin en derinlerinden beni burada bırakmanız için yalvarıyorum. buradan ayrıldığımda yayımlanmış kitaplarım ve temizlenmiş vicdanımla, saf sanatı savunmuş olmaktan gurur duyarak geri döneceğim: saf sanat,gerçek sanat. beni değiştiremezsiniz. ben bir şair ve sanatçı olarak doğdum, diğerlerinin yakışıklı, kör ya da kusurlu doğması gibi. kanatlarımı almayın benden, çünkü emin olabilirsiniz ki ben bu kanatları kullanmayı biliyorum.”
    iç savaş sırasında faşistler tarafından insafsızca kurşuna dizilerek öldürülmüştür. ölüm fermanının çıkarılmasında gerekçe sivil muhafızlar için yazdığı bu şiir olur:

    karadır atları, kapkara
    nalları da kapkara demir.
    pelerinlerinde parıldar
    mürekkep ve mum lekeleri
    ağlamak nerede onlar nerede
    hepsinin de kurşundan beyni
    yoldanağrı çıkageldiler
    gönülleri cilalı deri.
    o çılgınlar, o gececiler
    boğarlar geçtikleri yeri
    zamk karası bir sessizliğe
    ve bir dehşete kum incesi…
    (ispanyol sivil muhafız baladı)

    oysa bir dostuna “kimse şairleri vurmaz, ben de bir şairim” demiştir. en yakın arkadaşı pablo neruda'dır...

    şiir kitapları:
    ilk şiirler, cante jondo şiiri/şarkılar, çingene romansları/ozan new york’ta, tamarit divanı/dağınık şiirler
    oyunları:
    kanlı düğün, mariana pineda, el defensor, yerma, dona rosita, ihtiyar kız, bernarda alba’nın evi.

    ayrıca
    (bkz: deniz suyu türküsü)
    (bkz: değişik)
  • "...
    gelmek istemiyor.
    ne gün,
    ne gece.
    ölebiliriz o yüzden.
    ben senin uğruna.
    sen de benim..."

    (bkz: umarsız aşka gazel)
  • ''ay kocaman at kara
    torbamda zeytin kara
    bilirim de yolları
    varamam kurtuba'ya''

    38 yaşına kadar dünyaları yazan şair. bugun 115. dogum günü.
hesabın var mı? giriş yap