• fırsatçılıkla pek ilgisi yoktur.
    adalet kuramı çerçevesinde, toplumda ortalama mutluluğun maksimize edilmesinin en adil sistem olduğunu savunur. faydacılara göre, herkesin eşit derecede faydaya sahip olduğu sistemdense, bazılarının daha düşük bazılarının daha yüksek faydaya sahip olduğu ama toplam faydanın daha yüksek olduğu bir sistem, daha tercih edilir bir sistemdir.
  • (bkz: pragmatizm)
  • iktisatta azalan faydalar teoremi adinda bir teorem vardir. bu teori bir seyden edinilen faydanin o seyin miktari arttikça düsecegini söyler. iste faydacilik bunun üstüne kuruludur. bir sey ne kadar azsa o kadar yüksek fayda saglar, dolayisiyla insanlar devamli kendilerinde olmayan seylerin pesinde kosarlar. abazan erkek kiz pesinde kosar, fakir adam para pesinde kosar, çok çalisan zaman pesinde kosar, yaslandikça gençligin pesinde kosariz. hatta ölümsüzlügü arariz, sanat, edebiyat pesinde kosariz. bu nedenle faydacilik herkesin içinde olan birseydir. faydacilik özümüzde olandir. dünyanin dengesini saglar.
  • başka bir ifadelerle pragmatizm, yararcılık, uygulamacılık...

    iktisadi bir kuram olmasına rağmen biz biraz da hukuki açıdan bakalım. faydacılara göre adalet, mutluluğun maksimizasyonu ilkesine dayanır. pozitivist olmasının yanında faydayı gözetmesiyle bilinen jeremy bentham; hayatlarımızda acıdan kaçmak ve mutlu olmak için çaba harcadığımıza göre toplumun ve devletin de bu amacı gerçekleştirmek için yapılanması gerektiğini savunmuştur.

    bu yaklaşıma göre belirleyici etmen eylemlerimizin akıbetidir. faydacılık eylemlerimizin sonuçlarına bakar, bu nedenle "sonuçsallık" olarak ifade edilir. sonuçta bakılan/beklenen/istenen şey "fayda"dır.

    faydacılık, eylem faydacılığı(bir eylemin doğruluğuna-yanlışlığına, o eylemin iyi ya da kötü sonuçlarına dayanılarak hüküm verilecektir) ile kural faydacılığı(bir eylemin doğruluğuna-yanlışlığına, herkesin benzer durumlarda o eylemi yapmasını öngören bir kuralın sonuçlarının iyiliğine veya kötülüğüne bakılarak hüküm verilecektir) ayrımı da yapmaktadır.
  • john stuart mill kitabı için:

    (bkz: utilitarianism)
  • karnı doymuş bir domuz olmaktansa, aç bir insan olmak; doyurulmuş bir aptal olmaktansa doyumsuz bir sokrates olmak iyidir.”
    (j.s.mill’den aktaran cevizci 2008: 204).
  • iyiyi kötüden ayıracak ölçü fayda ölçüsüdür. hazcılık (hedonizm) faydacılığı sonucudur. insan faydalıdan hoşlanır, faydasızdan hoşlanmaz. (stuart mill)

    fayda sözcüğü, genelde yanlış anlaşılmıştır. halk onu, sanki o geçici hoşlanmalara üstünlük anlamını taşıyormuş gibi, çok zaman, hoşlanma sözcüğünün karşısına alır.
    sonuçta faydalı olan kişiyi mutlu eder. mutluluktan anlaşılan da acının yokluğudur. (orhan hançerlioğlu)

    fayda ile kâr arasındaki çizgi bayağı kalındır. karıştıran totoşdur. çıkar, kârın eltisidir. kıçını kaşımak da faydalıdır, birine yardım etmek de. (fiseng)
  • faydacılığa göre "iyi" insana en fazla fayda sağlayan şeydir. o halde ahlaken yanlış sayılan bir davranış kişisine fayda sağlayacaksa o davranış iyi ve doğru bir davranıştır. faydanın tam olarak belirlenememesi, kimin için fayda ve ne zaman faydanın oranının değişeceği gibi sorunlar faydacılığın dar sınırlarıdır.hazcılık ile bağlantısı mutluluk ve faydanın zevke dayandırılması sonucudur.
  • locke liberalizmi ve bentham-mill* faydacılığı john stuart mill*'in zihninde kaynaşmadan önce, "eşit oy ilkesi" gibi hususlarda aynı endişeleri taşıdığı liberalizmle doğal haklara karşı çıktığı ölçüde zıtlaşmış, daha çok ahlak felsefesi üzerinde kümelenen bu zıtlaşmadan doğan zengin tartışma platformuyla da modern felsefeye çok şey katmış düşüncedir.
hesabın var mı? giriş yap