• adi gecen roportaji okudum. once, buradaki entryleri okudugumdan olacak, ermeni soykirimi hakkinda aciklamalar var saniyordum. yok.

    adam, "1915 olaylari" sirasinda ailesini kaybeden bir ermeni'nin hikayesini filme cektigini soylemis.

    buradaki entrylere geri donelim;

    pardon, siz neye karsi cikiyorsunuz? 1915 olmadi mi ? ailesini kaybeden ermeni'ler olduguna mi karsisiniz yoksa ? bunlarin hangisi muglak ?

    adam baska bir sey dememis ki yahu. neyi anladiniz da karsi cikiyorsunuz ?
  • sadece adı türk adı olduğu için gururlanmak zoruma gidiyor. türkiye'de yaşamış olsaydı yine de böyle parlayabilecek miydi mesela? hiç sanmıyorum. neticede almanya'nın yetiştirdiği bir yönetmen ve gururlanması gerekenler almanlar bence.
    yine de tebrik ediyoruz.
  • bir sürü sinema eleştirmeni bu adamın filmini "eüüü sürrealist bilmemne minimalist açıdan aşkı ve onun ııı nasıl diyorsunuz insanları ve hayata bakış açılarını diyalektik açıdan bakaraktan ıııı" şeklinde yorumlarken, kendisi filmini "karılar kızlar var, bi de herif var işte arabalar var türkiye'ye geliyorlar" benzeri kelimelerle anlattığı için hoşuma giden insan.
  • okuduğunu anlayamayanların bok atabildiği insan.. adam` :fatih akın`zaten türklüğün bir kağıt parçasına indirgenemeyeciğini söylüyor.. "tc kimlik kartım elimden alınsa bile benim kimliğim değişmez" diyor..
  • başlıktan cehalet akıyor.
    he canım ayla mükemmel bir film.
    ödül almamasının tek sebebi herkeşlerin bize düjman olması. herkeşler bizi kıskanıyor. türk düşmanı olmadan ödül vermiyolla bize...

    cidden türkiyede cehaletin moda olduğu bir dönemdeyiz.

    bilgi sahibi olmadığı bir konuda hunharca ve emin bir şekilde ahkam kesen o kadar çok insan var ki. barda oturuyorsun aynı terane, arkadaş grubuyla buluşuyorsun aynı terane, sosyal medya ve ekşisözlük de malum.
    şahsen sohbet etmekten, iletişimden soğudum. tercihen asosyal olmaya başladım. cidden bıktım arkadaş.

    düşünün ki sanat tarihçisisiniz. adamın biri çıkıp bir sokak ressamının manzara resmini gösterip picassodan iyi olduğunu söylüyor.
    sebebi de “aynı gerçek gibi yeaa renkleri çok güzel picasso kargacık burgacık ne o öyle” diyor.

    bir sinemacı olarak böyle yorumlar görünce bu facepalmı yaşıyorum.

    aylayı izledim. ayle ile bu filmi izlemedim ama en basitinden soul kitchen arasındaki farkı nasıl anlatırsın aga?
    böyle devasa bir fark varken aylanın seçilmemesinin herkeş bize düjman seviyesine indigenmesine şaşırmamak lazım.
    kapasite, entelektüel seviye bu çünkü.
    mesela aylayı çok iyi bulup oscarı hakettiğini ve alınmamasının sebebi olarak da türk düşmanlığı olduğunu söyleyen bir insan aslında kendini ne kadar rezil ettiğini bilse keşke diyorum bazen.

    onu geçtim. sürekli türkiye dğşmanlığı yapmadan ödül almıyor yönetmenler lafını görüp duruyorum. burda da cehalet akması var. sinemamızla ilgili hiç bir fikri olmadığını da katıyor cehaletine.
    emin alperi ve filmlerini duydunuz mu mesela? ya da tolga karaçeliki, kalandar soğuğunu, sivası? çok değil bir kaç yıllık filmler bunlar. hepsi de iyi ve ödüllendirilmiş filmler. hangisini izledin? sen daha kendi sinemanı takip etmiyorsun. sinemayla tek ilişkin sol framede gündeme girince “gavurlar bizi sevmez ödül vermiyi yeaa” yazmak. twittera ayla vatansever film tabii ödül vermezler yeaa demekten ibaret. zekan da bu kadarlık. bilgin de. kendini soktuğu durumu, deşifre ettğin seviyeni dışardan görsen emin ol bir daha yorum yapmazdın utancından. adamın bir tane başarılı ödüllü filme gidip desteklemişliği yok ama sorarsan milliyetçi... batı bizi sevmiyor... sonra gidip sosyal medya milliyetçiliğiyle cehaletini kusuyor. iki yüzlüsünüz.

    arkadaş kendime güvenmediğim, hakim olduğuma inanmadğım bir konuda ahkam kesmedim hiç. kesemem. bilmiyorum ki.

    müzik uzmanı değilim therefore müzik yorumlayamam. bunu kabullenmek çok mu zor lan?

    her konuda çok keskin ve özgüvenli fikir sahibi olmak zorunlu mu artık?
    cidden yaşlandığımı böyle acayip şeylerde hissediyorum. çok tuhaf.
  • "ı'm a german filmmaker, ı live in germany, ı was born in germany," akin said later backstage, "but my heart is in turkey."

    bence buradaki saçma sapan muhabbete çok güzel ve şık bir biçimde noktayı koymuştur.

    (bkz: kalbim türkiye’de)
  • ermeni soykırımının hayallerde yaşandığı, 1915'te vahşetin ağababasına asıl türklerin maruz kaldığı üzerine film yapmak isteyen vatanperverleri bundan alıkoyan bir şey yok. hakeza dileyen, hikayesini kuran ve sinemasına güvenen her memleket yönetmeni, bosna'yla şincan'la hocalı'yla, aklıma hemen bir çırpıda gelmeyen ama ne vakit ermeni soykırımı dillenir gibi olsa vahşi batı'daki kovboyların silah çekmesinden de hızlı bir şekilde çekiverilen bir dizi olayla ilgili senaryo yazıp film çekebilir. bir sanatçının bir ürün yaratırken neyi yapıp neyi yapmaması, neyi kendisine konu olarak alıp neyi almaması gerektiği meselesinde o sanatçının dışındaki kişilere düşecek şey malum; ama memleket sathında zaten hiç eksik olmamış "sen nasıl olur da bir türk olarak böyle bir şeye cüret edersin"ci, o normal hayatlarında kanlı bıçaklı olan yeni türkiye sevdalıları-hard core kemalist vatan millet savunucuları koalisyonu pek tabii başlamış yine filmi dahi görmeden (ki vizyona girse de asla izlemeye lütfetmeden) kara propagandaya. 1915'le ilgili filmler çekilmesin, kitaplar yazılmasın, söyleşiler ve konferanslar yapılmasın, oyunlara alet olunmasın, kemal çiçek ve türevlerinin yürütegeldiği "türk tarih kurumu ermeni masası" türü ucubelikler (ki isminin polisiyeliği bile devlet tetikçiliğine feda edilen bilimsel onur ve şahsiyetin şahikası!) inkardan da öte üste çıkmaya devam etsin, göstermelik acılarınızı anlıyoruz mavrasının 40'ı çıkmadan "afedersin ermeni"ler dillerde cirit atsın, bütün dünya buna inansın, birlik olsun, hayat bayram olsun.
  • ekşi sözlük şuursuzlar veri tabanını tutmak isteyen bu başlıkta hazine bulur.

    bir yönetmene hangi filmi çekmesi gerektiği hakkında akıl vereninden tut, filmde ermeni var diyerek kuduranına, zaten "ödüllü" yönetmen olarak bilinen meşhur bir avrupalı olmasına rağmen hala ödüle kastığını düşünenlere, hollywood'un ermeni soykırımının peşine düşerken atom egoyan gibi bir figür dururken ona itibar edeceğine iman etmiş olanına vs. vs.

    filmi izlemiş mi peki bu ittihatçı sempatizanları? yok. sadece 1915 ve ermeni kelimelerine hassas ilkel bir algıları var. olay bu. sinir krizi geçirerek bayılmadan önce en azından usulen bir filmi izleseydiniz.
  • türkiye'nin siyasi anlayışına ters düşen sanatçılar, edebiyatçılar uluslararası alanlarda başarılı olduğunda nedense türkiye'nin düşmanı oldukları için ödülleri alıyorlar diye saçma bir algı var ortadoğulularda. gerekli entellektüel birikime sahip oldukları için türkiye'yi eleştirdiklerini ve bu birikimden dolayı da başarılı olduklarını farketmelisiniz artık.
  • yaşamın kıyısında filmiyle, son belgeseliyle daha ne kadar sahip çıkabilir ülkesine dediğim, sahip çıkmasına gerek bile olmayan 'alman ferdi' deha yönetmen.filmi izlemeden eleştiren cahil tipler var lan. istediğini çeker. istediğini yapar. sizlere bok yemek düşer. nokta.
hesabın var mı? giriş yap