aynı isimde "fallout (dizi)" başlığı da var
  • bu oyunun yeri bambaska! o cok farklı!!! niye mi buyrun okumaya...

    interplay 1997 de zamanının ses getiren post apocalyptic rpg si olan (sanırım türün öncüsü yanlısım varsa düzeltin..) wasteland den esinlenerek yaratılan bu saheseri piyasaya sürdü!

    oyununun turn based olması bu denli bagımlılık yapmasının en önemli etkenlerinden biridir! hay allah kac ap (action point) yer su inventory ama bakalım bir sonraki kursunu kaldırcak mı bu zırh tarzı tatlı stresler yasatır...

    sanırım kullanılan silahın "kurban" üzerindeki etkisinin minicik izometirk grafiklerde bu denli gercekci verilmis olması da oyunun "icindeymissiniz" hissini destekleyen bir yönü.

    soundtrack i de bence cok hostur ve basarılıdır . özellikle "maybe" oyunla özdeslesmistir... (buna tekrar deginnicem)

    bilimkurguya son derece hakim senaristleri "ohaa bee!" dedirten gercekcilikte metinlerle sizi karsı karsıya bırakır ve neredeyse genetik ilmine savas acasınız gelir! :)

    bilgisayar oyunları icinde en cok tuvalet iceren oyundur ve prezervatif, orospular vs. dahil olmak üzere pek cok "adult" konu dahi gecer oyunda hatta sex bile yapabilirsiniz bazen (sansürlü de olsa:))

    ama bu ve bunun gibi pek teknik detayın yanı sıra bir yönü var ki asıl takdire sayan nokta bence.. o da su ana dek gelmis gecmis crpg ler icinde en kafanıza buyruk takılabileceginiz neredeyse en non-lineer oyundur denebilir! (ee tabiii bir ana senaryo var ve olmalı da o kadar da degil tabii!!!)

    misal, "hub" da bir yeraltı cetesi var bu amcamlar suikastler filan düzenliyorlar bir nevi mafyalar. 3 farklı bitirisimde bu olaya yaklasımım ve sonucları:
    1) heriflerle isbirligi yaptım tüm görevleri yaptım nefis exp. aldım
    2) polisle konustum(daha basında) ve bana bu herif bir pisliktir onu teömizlememize yardım et dediler gittim herif hakkında kanıt topladım herifi polisle bastık!
    3)önce adamlarla calıstım tüm isleri yaptım ordan exp. aldım sonra polise gidip beni adam öldürmek icin kiraladılar deyip cark ettim bir de böyle exp aldım...
    4)hayvanlıgıma denke geldi bodoslama hem polisleri hem o mikrobu geberttim!!!

    bakar mısınız... bir kere polis veya yerel güvenlik güzlerine gücünüz dahilinde kafa tutabildiginiz yegane crpg (mesela cok güzel bir oyu olan baldurs gate te deneyin bakalım noluyor! ilk bir kac denemeden sonra saldıran "flaming fist battle mage" leri kac saniyede canınıza okuyor sayın... :)).

    oyun bu acıdan inanılmaz bir oynanabilirlige ve hatta "yeniden oynanabilirlige" sahip!!! sadece bambsaka bir karakterle baslayıp önceki tavrınızdan apayrı bir bakıs acısı belirleyip ona göre "role playing" yapın.. bagımlısı olursunuz.

    "regulator" lerin baskısı altında ezilen zavallı "boneyard" halkının "bagımsızlık" savasına katılabilirsiniz isterseniz!!!

    ve sonu hakkında (tam acıklama yapmak istemem bilmeyenler icin tadını kacırmiim diye :)) su kadarını söyliyim ben "big boss" u 3 ayrı sekilde yendim ve oyunu bitirdim... hırsız, savascı,diplomatik karakterlerle onların kendine has özellikleriyle onu alt ettim!!! sunu söyliiyim diplomatik karakterle o amcamı tek bir kursun harcamadan elt ettim!!! bunu kendi yetenegim anlamında söylemiyorum oyunun zenginligi acısından yazıyorum...

    ve tabiii oyunun iki de ayrı "mutlu olmatyan" sonu var.

    ve gelelim bitis demosuna... buradaki sürpriz beni resmen dumur etmisti ve senaristlerin dehasına bir kez daha hayran kaldım.(oynayın görün ...:)

    ve demonun ikinci kısmında bazı filmlerden tanıdıgımız onlara simdi ne oldu faslının tamamen yaptıgınız eylemlere göre sekillendigini belirteyim unutmadan... (mesela ben junktownu komple haritadan silmistim!!! demoda da bu tip bi sey gecince dumur olmustum killian darkwater ın adı bile gecmedi!!! normalde amcamın karizmatik suratı cıkar ilgili yerde...)

    kısacası eger sıkı bir crpg ci iseniz bu oyunu zaten biliyorsunuzdur! yok eger bu türü ilk kez deneyecekseniz kesinlikle bu oyunu kacırmayın derim...

    for (gamers) mutants by (gamers) mutants!!!
  • fallout evreninde türkiye ile alakalı tek bahsediliş dördüncü oyunun far harbor dlc paketindeki cliff's edge hotel içindeki bir terminalde bulunan girişlerdir.
    hotel terminalinde turistik yerler başlığında aldersea day spa metnine tıkladığımızda şu yazıyor:
    ''ziyaretçiler lüks aldersea day spa'da adayı keşfederek rahatlayabilirler. geleneksel bir türk spasına sahip olan bu yerel sıcak nokta, adanın doğal güzelliğinin kalbinde konfor ve rahatlama sağlar.''

    ekleme: türkiye ile alakalı bir detay daha var diamond city'deki moe cronin'den alınan out in left field görevinin ardından karşımıza çıkan beyzbol topunun üzerinde mustafa kemal atatürk'ün imzası bulunuyor.
  • bu evrenin alternatif tarihi 2020'lerden sonra dünya peak oil'e ulaştığında hareketlenmeye başlar. 2050'ler civarı orta doğu'da kalan son rezervleri ele geçirmek amaçlı şimdiki avrupa birliği'nden farklı bir nitelikte askeri ittifak olarak kurulan avrupa milletler topluluğu orta doğu'ya topyekün bir saldırıya başlar. aynı dönemde abd-çin halk cumhuriyeti ilişkileri gerginleşmeye başlamış ve birleşmiş milletler dağılmıştır.

    orta doğu'da savaş petrolün tamamen kuruması nedeniyle 2060'da biterken, milletler topluluğu parçalanarak avrupa'da iç savaşa neden olmuştur. abd ise alaska'dan ana karaya petrol akışını güvenliğe almak için bölgeye yığınak yapmaya başlamıştır.

    2066'ya gelindiğinde çin sürpriz alaska saldırısını gerçekleştirmiş ve bölgeyi işgal etmiştir. bundan sonra abd on yıl boyunca alaska'yı geri almak için mücadele verecek ve askeri sevkiyat yaparken geçtiği kanada'nın kaynaklarını tüketmeye başlayacaktır.

    2070'lerin ortalarında alaska savaşı devam ederken kanada'daki abd güçleri bir işgal kuvvetine dönüşerek ülkenin egemenliğine gayri resmi olarak son vermiştir.

    2077'de çin kuvvetleri alaska'dan sürülmeden bir yıl önce kanada resmen abd toprağı olmuştur. sonraki yıl abd karşı saldırıya geçerek çin ana karasını işgale başlamış ve fallout 2'den hatırladığım abd başkanı'nın deyimiyle 'kazanmaya çok yaklaşmışken' çin halk cumhuriyeti icbm'lerini ateşleyerek nükleer savaşı başlatmıştır.

    2 saat süren kıyamet sonunda abd yıkılmış, gölge hükümet enclave ardıl güç olmuştur. çin halk cumhuriyeti ise belli bir süre varlığını sürdürse de tayvan'dan geriye kalanlar çin anakarasına geçip halk cumhuriyeti'ne son vermiş, yeni bir çin imparatoru seçmiştir.
  • fallout evreni alternatif bir evrendir. ikinci dünya savaşından sonra bizim dünyamızda olduğu gibi transistör icat edilmemiş ve elektronik aletlerin gitgide küçülmesi olayı gerçekleşmemiştir. oyunda kendini gösteren hantal teneke robotlardan tutun yeşil monokrom ekranlı bilgisayarlara kadar herşey bu yüzdendir. bunun yerine nükleer teknolojiye kasan insanlar füzyon reaktörüyle çalışan arabalardan füzyon piline kadar birsürü şey yapmıştır.
  • bir dönem aşırı oynamam sonucu istemsizce 9 adımda tuvalete gitmeye çalıştığımı bilirim.

    siz düşünün gerisini.
  • esprileriylede harika olan bir oyun.. günümüzdeki filmlere ve ya olaylara göndermeler içermektdir. mesela hub ta polis merkezinin içindeki kenny isimli polisi vurursanız şöle bi mesajla karşılaşıyorsunuz;
    "oh my god! they killed kenny! those are bastards!"...*
  • hayatta kalmak toplu nükleer intihar sonrası dünyada raiderlara, radyoaktif ucubelere, açgözlülüğe (new reno), teknokrasiye (bkz: brotherhood of steel) (bkz: enclave) karşı sürekli mücadele etmek demektir. kısa vadede hayatta kalmayı başardıktan sonra uzun vadede hayatta kalma şansınızı arttırmak için para ve güç arayışına girersiniz. bu amaçlarınıza ulaşmak için her türlü pisliğe bulaşırsınız. vicdanınızı rahatlatmak için türlü türlü bahaneler üretirsiniz, bu vurduğum mafya babasıydı, şu patlattığım köleciydi diye. yavaş yavaş kendi çıkarınız için yapmanız gereken her işi kolayca ahlaki temellere oturtmaya başlarsınız, tek haklı sizsinizdir ve dolayısıyla bu yolda karşısınıza çıkacak herkesi ezmek sizin en doğal hakkınızdır.

    o anda kafanızda bir ses yankılanır "war. war never changes.".

    (bkz: ne dedim lan ben)
  • 2017 yılına girmemize sayılı günler kalmışken size 1997 yapımı bir oyundan bahsetmek istiyorum. yirmi yaşına dayanan bu oyunun adı fallout – a post nuclear role playing game.

    nükleer savaş sonrası yıkılmış dünyada, yaşamakta olduğumuz yer altı sığınağının ((bkz: vault)) temiz su arıtma sistemindeki bir arıza nedeniyle hayatımızda ilk defa vault’umuzu terk etmek zorunda kalıyoruz. görevimiz, en kısa sürede bozulan bilgisayar çipinin yenisini bulmak. ne ile karşılaşacağıma dair en ufak bir fikrimizin olmadığı yeryüzüne ayak basmamız ile kendimizi insanlığın hayatta kalma savaşının içinde buluyoruz. bir taraftan bilgisayar çipini arıyoruz, bir taraftan da uğradığımız yerleşim yerlerindeki insanlık dramlarına, toplumdaki yıkıntıyı, nükleer savaşın canlılar üzerinde yarattığı tahribatı iliklerimize kadar hissediyoruz. fallout 1997 yılında çıkmış olmasına rağmen bugün bile kendini oynatabilen nadir oyunlardan birisidir. sorarım size: şu anlattığım senaryo ilginizi hiç çekmedi mi?

    yıl olmuş 2017, elbette 1997 yapımı bir oyunun günümüz oyun grafikleri ile aşık atmasını bekleyemeyiz. iyi de, kim takar bunu? ortada muazzam bir senaryo ve sizi nefessiz bırakacak bir atmosfer var. bundan yirmi yıl önceki düşünce yapısı ile tasarlanmış olmasına rağmen, bugün bile bu derinlikte az oyunun olduğu bir açık dünya rol yapma oyunundan bahsediyoruz. hem de sıra tabanlı!

    evet yanlış duymadınız, fallout, açık dünya yapılı, sıra tabanlı, post apokaliptik temalı izometrik görüş açılı bir rol yapma oyunu. hey maşallah! ve birşey söyleyeyim mi size; bugünün standartlarında bile muhteşem bir oyun! ne oynarken ne de bitirdikten sonra etkisinden çıkabildim. bir kere oyun size her olaya farklı bir gözden bakma ve hareket etme özgürlüğü sunuyor. görevleri kendi kararlarınız doğrultusunda bitirebiliyorsunuz. hırsızı ister vurun ve tüm üstündekileri alın, ister onunla iş birliği yapın siz de hırsız olun, isterseniz de gidip polise teslim edin. bunların hepsini yapabileceğiniz ve yine de oyunu bitirebileceğiniz bir özgürlükten bahsediyorum.

    fallout 1997 yılında çıkmış olmasına rağmen bugün bile kendini oynatabilen nadir oyunlardan birisidir.

    1997 yapımı ilk oyunun ardından:

    1998 yılında (bkz: fallout 2),
    2008 yılında (bkz: fallout 3),
    2010 yılında (bkz: fallout: new vegas) ve
    2015 yılında da (bkz: fallout 4) piyasaya sürüldü.
    ana seriye paralel olarak piyasaya sürülen spin-off oyunları ise şunlardır;

    2001 yapımı (bkz: fallout tactics: brotherhood of steel),
    2004 yapımı (bkz: fallout: brotherhood of steel) ve
    akıllı telefonlar için tasarlanan (ve tabletler için elbette) 2015 yapımı (bkz: fallout shelter).

    gördüğünüz gibi oyunun yaratıcısı olan (bkz: ınterplay entertainments) büyük bir başarıya imza atıp unutulmaz bir oyun serisi ortaya çıkarmış. bugün bile seri peşinden büyük bir oyuncu kitlesini sürüklemeye devam ediyor. bu başarının en büyük nedeni en ince ayrıntısına kadar nakış gibi işlenmiş fallout dünyasının ilk oyunda oyuncuya en derinden hissettirilmiş olmasıdır. ayrıca, muhteşem sesler, cuk oturan müzikler, keyifli replikler ve ortama uyan karakterler ile oyuncuların fallout dünyasının içine girmelerinin sağlandığını söyleyebilirim.

    geç de olsa (yaklaşık 20 senecik) fallout’u bitirmeyi başardım. çok emek verdim, öyle böyle değil. sayısız kere öldüm ve onlarca problemi farklı yöntemler deneyerek geçmeye çalıştım.

    bitirir bitirmez fallout 2’ye başlama istediğinin kılcal damarlarıma kadar yayıldığını hissettim. dayanamadım oyunu kurdum, ana menüyü geçtim ve kendimi fallout evreninin sevgi dolu (!) kollarına attım. ilk adımdan sonra “ben napıyorum?” dedim ve hemen oyunu kapattım. henüz zamanın gelmediğini biliyordum ama çorak toprakların beni çağıracağı günün yaklaştığını hissedebiliyordum.

    kaynak
  • ciktigindan 6 yil sonra oynayarak zararin neresinden donulse kardir sozunu dogruladigim bir oyun oldu fallout.. hayal dunyasinda sekmekten keyif alan insanlar icin cok zengin bir konu ve zamanina gore cok iyi grafiklerle bezeli bu oyunun chris taylor tarafindan tasarlandigini farkedip "bu adamin bula$madigi guzel oyun yok mu?" sorusunu sormamak mumkun degil.

    fallout hakkinda fallout 2'ye bakarak kesinlikle fikir edinmemek lazim zira 1999'da fallout 2 oynayip "bu ne be" demi$ biri olarak fallout oykunun ba$inda olmasinin avantajiyla da insani kendine cok daha kolay dahil etmektedir. muhtemelen fallout 2'de bundan sonra daha cok anlam ifade edecektir..
hesabın var mı? giriş yap