• bildiğin gurbetçi demektir. ama expat diyince kulağa çok havalı geldiğinden çokuluslu şirketlerin yuppie tayfası kendilerine gurbetçi dedirtmez de expat olduklarını söylerler. mesela motorola.da çalışıp nijerya.da santral kurmakla görevli birçok mühendis oralarda bir dönem tam anlamıyla sürünmüştür. ama bu sürünmenin bedeli ayda 10.000 dolar filan olduğu için bu çileyi çekmişlerdir. şimdi 10 bin dolar alan adama da gurbetçi değil expat denilmelidir. tıpkı 3 milyar alan sekretere yönetici asistanı denmesi gerektiği gibi...
  • kendi ülkesinin dışında çalışan özellikle çok uluslu şirketler personelinin rotasyona tabi olanları.
  • sirketi icin yurt disinda calisan, bu durum dolayisiyla kira yardimiyla felan bayai iyi para kazanan uluslararasi sirketler icindeki sansli azinlik
  • iş için türkiye'ye gelip türk erkekleriyle evlenip yerleşen 33 tanesi (ki erkeklerle evlendiğine gre 33' ü de kadın oluyor) expat haremadıyla çıkardklar kitapta "türk erkeği nedir ne değildir, türkiye'de yaşamak, çalmak, çocuk büyütmek, evlenmek, ölmek" üzerine gördüklerini yazmışlar. tabii hepsi türklerle evli ve ükelerini bırakıp yerleşecek kadar türkiye'ye bağlı olduklarından genel itibariyle bşaka bir türkiye'yi anlatmışlar. içinde doğup büyüdüğümüz ülkeden ziyade bir masal diyarı olmuş. ama gana'dan, guatemala'dan, abd'den, italya'dan gelen yengelerin dilinden türkiye'yi dinlemek ilginç tabii.
  • batılıların, alt sınıf göçmenle, üst sınıf göçmeni ayırt etmek için kullandığı, üst sınıf göçmene verilen addır.

    düşündünüz mü hiç, neden bir iran'lı fransa'ya yerleşse hem de eğitim/kariyer sebebiyle verilen izinle, hala immigrant diye nitelendirilir.

    ancak, bir ingiliz, gidip de fransa'ya yerleşse, fakirlikten kırılan ve odun kafalı da olsa expat diye tanımlanır.

    ayrımcılığı gözler önüne seren tanımdır özetle.
  • nereye gidilecegine karar vermeden once onceliklerin cok iyi belirlenmesi gereken.

    eger oncelik para ise tabii ki 3. dunya ulkelerinde expat olanin maasi, kaliteli ulkelerdekilerin maasindan daha yuksek olur. mesela 34 yasinda bir arkadasim afrika'nin en dandik ulkelerinden birinde ulke muduru. adam sehrin en super malikanesinde yasiyor. yuzme havuzu, korumalar, hizmetciler (evet cogul), sofor vs.

    turkiye'deki bazi arkadaslari, ki kendisinin aldigi maasin 15'te birini falan cok daha pahali bir ulke olan turkiye'de aliyorlar, bununla dalga geciyor dunyanin en dandik ulkelerinden birinde yasiyor diye. adam ise hayatindan gayet memnun. bekar, harcamasi yok, maasi (euro olarak aliyor) yuksek, cok rahat para biriktirebiliyor, yerlilerden izole yasiyor, orada diger expat'lerle cevresini kurmus. ayda bir haftasonu istanbul'a gelip raki-balik keyfini de yapiyor. daha ne istesin adam?

    bu adam evli olsa, yeni dogmus bir bebegi olsa bu ulkede butun bu luks hayatina ragmen bir dakika bile duramayacakti. ulke secimi de cocugu ve karisini da dusunerek hayatinin geri kalanini devam ettirebilecegi, yasam kalitesinin yuksek oldugu ulkeler olacakti. malikane, korumalar falan olmayacaktir belki ama adam gene mutlu olacaktir.

    oncelikler dogrultusunda bir ulkeye gidildiginde son derece mantikli sey expat'lik.
  • bu şekilde hollanda'ya gelince oturma & çalışma izin kartının arkasında "highly qualified knowledge immigrant" yazar. aynı kişi normal pasaport / vize ile ülkeye her girip çıktığında bin tane soru soran o hollanda polisi bu ibareyi görünce bir şakalar yapar efenim bir neşe ile seni karşılar şaşar kalırsın.
  • sözcüklerle kurulan oryantalizmin güzel bir örneğidir.
    ilk bakışta vatan toprağı dışında görev yapan herkes expat gibi gözükür.
    realite farklıdır.
    afrikalılar, araplar ve asyalılar "immigrant" olarak nitelenir.
    expat, ülkesi dışında çalışmaya gitmiş "batılı beyaz insan"ı betimler.
    konuyla ilgili güzel bir makale için:
    http://www.theguardian.com/…ration?cmp=share_btn_fb
  • iş hayatının erasmusunu yapan kişi gibi bişeydir bu expat kişi.

    tabi kariyerinin ortalarında değil de başlarında dahil olmuşsa bu kervana epey bir şanslıdır namussuz.

    adamakıllı bir şirket ile, adamakıllı bir ülkeye gitmişse paraya para demez, kirası ödenir, krallar gibi yaşar, türkiye'deki seviyesiyle karşılaştırınca resmen bir üst torbaya terfi etmiş gibidir.

    medeni iş ortamlarında, "insan" gibi çalışarak, hem eğlenir, hem öğrenir, hem de über bir çevre yapar.

    lâkin bu olay aynı zamanda iş hayatının piyangosu gibi bişeydir.

    herkese nasip olmaz.

    hele ki bunun yolu yordamı gizli formül gibidir şirketlerde. gidenler efsane gibi kulaktan kulağa dolaşır, kimin nasıl becerip de, hangi yöntemleri izleyerek gittiği ise bir sır gibi saklanır.
  • bir ortadogulu veya 3. dunya ulkeli batili gelismis ulkelere calismak icin giderse "göcmen" olur ve kazanc piramidinin sonunda yer alir.

    bir avrupali veya gelismis ulkenin evladi gelismemis bir ulkeye calismak icin giderse "expat" olur ve kazanc piramidinin en ustunde yer alir.
hesabın var mı? giriş yap