• aşık olduğunuz kadın ile evlenip, özgürce gezip tozup; aşkınızın meyvelerini rahatça büyütüp, hobilerinize vakit ayıtmanız ve huzurlu bir şekilde ölmeniz sıradanlıksa şayet en sıradan şekilde ölmek isterim.
  • evlendikten sonra aşk hayatına nokta koyup tek derdi daha çok para kazanıp çocuk büyütmek olan kahramanımızın hikayesi.
  • bunu diyen insanların şöyle küçük, az bir kısmı dahi bekar ve çok sıra dışı hayatlar yaşıyor olsa gam yemeyeceğim.

    senin evli ve sıradan bir hayat yaşayan insandan tek farkın bekar olman. sıradan hayatlar ortak yani.

    evliliği sağda solda gördüğü kötü örneklerden “kocişimle kahvaltı qeyfiii” gibi olmak zorunda sanan insanların hezeyanları bunlar. gerçekten iyi anlaştığın birini bulduğun zaman evlilik iğrenç bir şey olmuyor, valla bak.
  • yanlış kişiyle evlenmek neticesinde meydana gelen hayatsal durum, yazık ikisine de.
  • aşık olabilme yeteneği herkeste yoktur. bu ifade benim için ampirik bilgi seviyesindedir.

    pek çok şey aşk elbisesi giyer. sahip olma arzusundan cinsel açlığa kadar nice aşk görünümlü duygu vardır.

    nişanlısı tarafından dövülen kızlar vardır dünyada. ve sonunda evlenirler de. sorsan kıza aşık olduğundan dövüyordur.

    karısı tarafından her fırsatta aşağılanan erkekler vardır. sorsan aşkından ölüyordur.

    aslında çok ciddi psikolojik sorunları olan insanlarla birlikte yaşıyoruz her gün. aynı otobüse biniyor, aynı sınıfta oturuyoruz. normal taklidi yapıyorlar. fakat saplantılı, sosyapat kişilikleri var aslında. aşk taklidi yapan hislerin başında da saplantı geliyor zaten.
  • "aşık olduğunuz kadın ile evlenip, özgürce gezip tozup; aşkınızın meyvelerini rahatça büyütüp, hobilerinize vakit ayıtmanız ve huzurlu bir şekilde ölmeniz" işin teori boyutu, bir şekilde yitip gitmek ise mutlak gerçek.
  • sıradan olmayan bir hayatı doğru tanımlayan çıksa daha anlamlı bir serzeniş olurdu.

    sıradan olmayan hayat nedir? insanların hayatına dokunmak mı? kendi kişisel tekamülünüzü tamamlamak mı? icat yapmak mı? ünlü olmak mı? eser bırakmak mı?

    sıradan olmayan hayat nedir? sıradan olmayan bir hayatı nasıl tanımlıyorsunuz? 6-7 yaşınızda okula başlayıp, 15 sene kadar normalize edilmiş bir eğitim görüp, içinde yaşadığınız ülkenin türlü yerleşik kişilik bozukluklarını, tüm önyargılarınızı iyi kötü bünyenize yakıp ardından hangi sıradan olmayan hayatı yaşayacaksınız tam olarak?

    imrendiğiniz hayatların menzili nedir? bir uzaylı dünyaya gelip baktığında mağara resimleriyle, uzay teleskopunuz arasında sizin gördüğünüz kadar büyük bir fark görür müydü mesela? kaç bilince dokunabileceksiniz? fizik kanunlarının elverdiğinden ne kadar fazlasını algılayacaksınız minicik hayat süreniz içinde? ne kadar bileceksiniz? bıraktığınız izlerin hangisi, en iyi senaryodaki dahi zamana dayanacak? 100 sene mi hatırlanacaksınız? 500 mü? 10bin mi? bütün insanlık sizi bilse ne olacak? ateş olsanız tür olarak yakacağınız cürmünüz astronomik skalada bir toz tanesi değil midir (evet pale blue dot, siz nereden arakladığı belli demeden)

    o yüzden, sıradan bir hayattan uzaklaşmak mı istiyorsunuz? izleyin, okuyun, anlayın. hak vermediğiniz insanı da anlayın, kendi bilincinizi önemsemeyi bir kenara bırakın. gelip geçici, doğası gereği sıradan yaratıklar olduğunuz gerçeğiyle barışın. bilgiye doyun. evriminizin hakkını verin. bukalemun renk değiştirmek için varsa, kedi dengede durmak için varsa, portakal lezzeti yüzünden yenip çekirdeğini başka yerlere dağıtabilmek için varsa, siz de evriminizin yapmak istediğine izin verin ve bilin. görünmez olun, evlenecekseniz evlenin, iyi olun, sevin ne bileyim. kendinizi mutlu edin. kendi varlığınızdan başka hiçbir şeye ne yetkiniz, ne beceriniz, ne de erişiminiz var. bırakın sıradanlığı falan. hepiniz sıradansınız. en sıradan olmayan da sıradan. yedi milyar tane olup da her birinin sıradan olmaması kadar abes bir şey olamaz.
  • burada yaşayan en güçlü ve en zeki erkekleri görüyorum bu potansiyeli görüyorum ve hepsi heba oluyor...lanet olsun bütün bir nesil benzin
    pompalıyor,garsonluk yapıyor ya da beyaz yakalı köle olmuş... reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşinde nefret ettiğimiz işlerde çalışıp
    gereksiz şeyler alıyoruz bizler tarihin ortanca çocuklarıyız bir amacımız yada yerimiz yok ne büyük savaşı yaşadık ne de büyük buhranı bizim
    savaşımız ruhani bir savaş en büyük buhranımız hayatlarımız televizyonla büyürken milyoner film yıldızı ya da rock yıldızı olacağımızı
    inandık ama olmayacağız bunu yavaş yavaş öğreniyoruz ve o yüzden çok çok kızgınız...

    aslında bütün sorunlar burdan çıkıyor galiba. hayattan sıkılan birinin yazdığı başlık.
  • ben biriyle aşk evliliği yapıp mutlu bir şekilde gebereceğim inancını çoktan yitirdim.

    hayatımın sonu şu entrylerde anlatılanlar olacak.
  • evlilik konusundan öte, hayattan bir şey anlamayıp, geberip gitmek. işte bu duyguyu en çok seyahat ettiğim sırada, yolda gördüğüm, dağların arasında kurulmuş küçük köylerden geçerken, orada yaşayan insanların yaşamlarını, nasıl olabilir ki diye düşünürken hissederim.
hesabın var mı? giriş yap