everything in its right place

• (bkz: yesterday i woke up sucking a lemon/@radioheadbanger)
  
  masada oturmus dinliyordum. bana patates kizartirken sunlari soyledi annem:
  
  "afedersin ama, kulakligini takmani rica edecegim. diger seyleri dinlediginde cikartabilirsin de tabii ki, bu adami dinleyince nerede oldugumu bilemiyorum inan. hani obur taraf bile olsa korkmayacagim ama, valla bosluktayim yani. korkuyorum. icim urperiyor ulan, daraliyorum! boyle bilinmez bir dunyanin icine giriyorum bunaliyorum! etrafimda boyle seyler oluyor bak ilk kez dile getiriyorum bunu sana komik ama, ben boyle bosluktayim hangi alemdeyim bilmiyorum, etrafimda da boyle ucusan zebani mi deseeeem, melek mi deseeem bilemedim, boyle anlayamadigim seylerle birlikte bambaska bir alemde ucuyorum. hu'culari anliyorum yani anladin mi? muzik degil bu." 20.56, mutfak
  
  "oglum sen bunu dinlerken mesela bu ayni seyi soyluyorsoyluyorsoyluyor ya, ben de onla beraber gidiyorum boyle ruhum geciyor, sonra bagriyor ya, orada kopuyorum iste! sen de boyle oluyor musun oglum? kac senedir dinliyorsun bunu bak sen? bu varla yok arasi olmak gibi bir sey ulan? yok olmak daha iyi! ah oglum keske o sleyirlari dinlemeye devam etseydin. bunlara sarmadan once bu kadar kotu degildin sen cunku... yoksa benim bi alip veremedigim yok redyohedle... ama o adam cok tuhaf boyle bakislari filan! aman pis herif be!" 21.05, mutfak
  
  - trayttuu seeeeeeeeeeeeeeeeey...
  
  "bak yine koptu." 21.11, mutfak
• geçtiğimiz günlerde kid a, 10. yıl dönümünü kutladı. kid a objektiflere poz verirken, kalbini yere fırlatıp üstünde tepinen bir vatandaşın protestosuyla karşılaştı. "10 yıldır bu hayaletli şarkıyla hayatımızı siktiğin için mi mutlusun?" diye bağıran vatandaşı karma polisler apar topar gözaltına alırken, kid a kendini "everything in its right place sikmiyor, sikilmişliğini tarif ediyor." diyerek kendini savundu. yapılan kan testinde a.k.'nin kanında yüksek oranda c vitaminine rastlandı. limon bağımlısı olduğunu inkar eden a.k.'nin sorgusu sürüyor.
• bu şarkıyı ilk dinlediğimde kulağımda kulaklıkla öylece kalakaldığımı hatırlıyorum.. belki bi sağdan bi soldan saldıran hayvani stereoydu beni etkileyen, belki de sözlerin anlamından falan çok kelimelerin ve melodilerin çılgınca arka arkaya, adeta hastalıklı bi şekilde tekrarlaması, arada bir bozulması falandı, bilmiyorum.. şaşırmıştım ama, radiohead şarkıları genelde zor hazmedilir cinstendi, birden insanı çarpmaz, yavaş yavaş, çaktırmadan bünyeyi ele geçirirdi çünkü.. sonraları bu şarkıdan aynı tadı alabilmek için hep kulaklıkla dinlediğimi hatırlıyorum ve her dinlediğimde de tüylerimin diken diken olduğunu..
  thom yorke bu şarkıda başka şeyler anlatmak istemiş olabilir, ama ben bu şarkıda obsesyonlarıyla cebelleşen bir insandan başkasını görmüyorum.. ardı ardına tekrarlayan sözcükler, melodiler ve çarpılıp bükülen "everything in its right place" sözcükleri.. eşyaların yerli yerinde olmasından sıkılan bi thom yorke'dan ziyade eşyaların olması gerektiği yerde olmasını istiyor gibi ya da kendi obsesyonlarını paylaşmak yerine böyle bir simgeyi kullanarak içini döküyor sanki..
  her neyse, thom yorke bu şarkıyı yaparken neler hissediyordu bilmiyorum, kimse bilmiyor ama değişik bakış açıları ve çıkarımlarıyla tam da radiohead'den bekleneni veriyor bu şarkı..
• bir ok computer turnesi konserinin ardindan thom yorke kulise gidiyor. tek kelime etmiyor. insanlar sasiriyor, "baba hasta misin n'en var?" diye soruyorlar. thom konusmuyor. sonra bu sarkiyi yaziyor. (bkz: yesterday i woke up sucking a lemon)
  sonlarina dogru thom'un vokaliyle de olsa klasik radiohead delirmesine yer vermektedir. sikiliyor bu adam haddinden fazla her seyden. misal bir iki rare exit music performansinda da sarkinin ortasina kadar olan kismi blablablabla diyerek hizli hizli geciyor falan. uzuluyorum serefsizim. thom da oyle. everything in its right place'i soylerken gozlerini ovusturup agliyor. baska hicbir sarkida yapmiyor bunu.
• "sozlerden bir bok anlayan varsa beri gelsin" dedirten,guzel kid a $arkisi.pyramid songla ayni zamanda yazilmi$.
• sabrinanın odasını toplamak için yaptığı büyünün lyric leri.sanırım..
• bu gün kafamın içine bir mikrofon koysalar duyulacak sesler bütünü..
• sevmedigini söyleyen biriyle evlenmeyecegim eser.
• kanımı donduran şarkı. sanki birileri sinir sistemime girmiş, korteksimin tadına bakmış, beyin zarlarımın arasında dolaşmış, kafa içi basıncımı ölçmüş, düşüncelerimi okumuş, gerilimlerimi, yayılıp duran elektrik dalgalarımı kaydetmiş; sonra tüm bunları bir araya getirip bir şarkı yapmış ve ortaya çıkanı yine ben dinliyorum. özeli deşifre edilmiş her insan gibi rahatsızım. belki de hala beynimdeler, öyle ki şarkıyı her dinleyişimde nöronlarıma sağlam bikaç yumruk yemiş gibi hissediyorum.
• bazen çeşitli farkındalık anları olur ya. beyin sadece kafatasına hapsolmuş kütleden çok; uçucu bir madde gibi insanların arasından geçer, yayılır, uzar, bölünür. bi insanı, bi olayı, bi nesneyi her zaman yakalayamadığınız bi açıyla görürsünüz belki bir saniye, belki bir dakika. belki farkındalıktır bu, belki de acizliğimizin bir an için bize gösterilmesidir. işte bu şarkı o anlar için yazılmış gibidir. her zaman dinlenmez. zamanı gelmemişse beyin algılamaz gibi. dinlense de etkisi anlaşılmaz gibi. özel bi anın şarkısıdır everything in its right place.