• lisan ilginç bir şey. her bir şeyin (şair burada "every single thing" demek istiyor) ayrı birer kelimeyle ifade edilmesi, epey sistematik bir zihnin ürünü olmalı. türklerde öyle bir zihniyet olmadığı için mi türkçe böyle bir dil yoksa tam tersi mi geçerli bilmiyorum ama bir güç var.

    mesela "güvenmek."

    şimdi ben, eşim diyeceğim - ve çok şükür dediğim - insana olan güvenimi düz bir "trust" diyerek anlatamam mesela.

    depend on
    rely on
    count on
    confide in

    ... ve daha bilmediğim ne varsa hepsini birden eklemem gerekir. çünkü öyle bir güvenden bahsediyorum ben orada, "benim eşim yapmaz" deyip geçtiğim bir şeyden değil.

    bu aralar bir şeylere canımız sıkkın, dün de yine keyifsiz keyifsiz oturuyoruz. ben kafamı yine bir şeylere takmışım onu anlatıyorum. eşim durdu dedi ki, "bunu aşmak için ne yapacağımı bilmiyorum. antidepresan kullanayım dedim ama sen kullanamıyorsun, tek başıma rahatlayıp seni derdinin içinde yalnız bırakmak istemiyorum."

    *
    eş, böyle biridir.

    karı koca, gelin güvey, hanım bey, hepsi bulunur, her şey olunur. bunlar yürür veya yürümez başka hikaye.

    ama bak "eş" diyorum, böyle biridir. ona göre bakının.

    sevgiler,
    dagny.
  • sebeb-i şükür. pervanenin aşkı. huzurun ve sevginin yuvadaki adı.
    hayatın her diliminde beraber olmak istenen maşuk.

    masallara çevirmeye gelmiş hayatımı, ömrümce eşlik ederek. bana da minik bir kuş söyledi.
  • sözlük nickimi bildigi halde bir kez olsun yahu ne yazmış bu hatun du bi bakalim dememiş (ki cok isterdim takip etmesini), ancak beni herkesten daha cok önemsediğine adım gibi emin olduğum, bu dünyada ve (dilerim ki) öte dünyada ruhumu tamamlayacak kişi. kimse kusursuz değil belki ama kusursuza en yakın baba. biliyorum okumayacak buraları, çok karamsarlık da yapmak istemiyorum -ki kanımda vardır- bir gün ben yanında olmazsam merak eder açar belki, onu ne kadar sevdiğimden biraz bile şüphesi kalmasın istedim. yaptıklarıni görmediğimi düşündüğüne eminim ama hepsini görüyorum. yaptığım pırasalari şikayet etmeden yediği için, her gün yeni bir maraz çıkaran vücudum ve sürekli şikayet eden dilim yüzünden bir kez olsun söylenmeden doktorları zengin ettiği için, sırtımda hiç açılmadığını söyleyip sürekli masajı kaptığım kulunca katlandığı ve elleri kopana kadar sesini çıkarmadığı için, oğlumuzun uyumadığı sonsuz gibi gelen gecelerde biraz olsun uyumamı sağladığı için, bu çekilmez dünyada delirmeden hayatta kalmamı hatta çoğu zaman eğlenmemi sağladığı için teşekkür etmem gerek. aslında aşk dolu bir entry ile karşılaşsin istedim vasiyet gibi oldu amk. neyse işte o kulunç her zaman o kadar kötü değildi. masaj yapan ellerin dert görmesin.
  • bu dünyada her canlı, kendine bir arar.
    taşın canı yok ama, onu da yosun sarar.

    bir çamlıhemşin deyişi.
  • çok sevdiğimdir. kıyamadığım kıyamayandır. zaman zaman insan değil diye düşünüğümdür. bir insan nasıl bu kadar dört dörtlük olur sevgisiyle saygısıyla. anlatmaya nazar değdirmeye korktuğumdur. çektiğim adet sancısını benimle yaşayan ne yapacağını bilemeyen elini karnımın üstünde tutup azalıyor mu ağrın böyle yapınca diyendir. canımın ta en içidir. çekilen her sıkıntıda varlığını bilip şükretmektir.
  • bu yazıyı okuduğumdan beri eş kelimesinin üzerinde düşünmeye başladım..

    eşim olma, karım ol!
    bakma daha ilkel durduğuna sen, ruhu vardır kelimelerin.
    "karı-koca" "eş"ten daha çok şey anlatır. hatta belki bize unutulmuş bir şeyi söyler.
    sahi, biliyor musun? neden erkeğe "koca", kadına da "onun karı" demiş eskiler? ...
    eşim değil, karım ol!
    kedilerin eşi olur, terliklerin de... insanın eşi olmaz. bir ömür eşlik ediyor diye mi sevgiliye eş denir? eşlik etmek yeter mi? fazlasını beklemez mi insan yârinden?
    kelimeleri yitirmeseydik anlardık belki, evlenecek erkeğe eskilerin neden "koca" dediklerini. çünkü "koca" bilge demektir, yüce demektir.
    koca demek, dağ demektir. ve ne kadar yüce olursa olsun, üstünde kar olmayan dağ eksiktir. dağların yücesine kar yağar diye kadına da "kocanın karı" demişler.
    bakma şimdi evlenenlerin "karı-koca" ilan edildiğine. "koca ve onun karı" olmalıdır aslında.
    yani yüce bir dağ olmalı adam. kar gibi pak ve masum olmalı kadın.
    örtmeli ve bir ömür, süsü olmalı dağın.
    çünkü üşür tepesinde kar olmayan dağ, ne kadar yüce olursa olsun, yarım görünür.
    eşim olma, karım ol!
    bana benzemeye çalışma sakın.
    bana benden lazım değil bir tane daha.
    ama unutma ki sensiz yarımım. her zaman söylemem, ama sen anla.
    eşim olma, karım ol!
    beni tamamla…
  • mutlaka edinicem bunlardan bir tane. yani umarım edinebilirim, bir hayat dostum olsun istiyorum. başka dost ya da arkadaş istemiyorum çünkü uyandım. abi hiç birimiz diğerini gerçekten sevmiyor ve eğer hayata mantıken değil de daha çok manen bakan biriyseniz bu acı sizi daha çok eziyor; aslında siz de kimseyi sevmiyorsunuz ya belki de. bu yüzden tüm ilişkiler içerisinde en çok evlilik ilişkisi bana saf ve kutsal görünmeye başladı. tabi buna da pek çok kulp takılabilir, bir eş bile ''çıkar'' için seviliyor gibi yapılabilir. ama yine de dostlukların, ev olsun iş olsun ya da mahalle olsun her kategorideki arkadaşlıkların içerisinde olan ''çıkar'' faktörüyle daha az kirlenmiş gibi geliyor. ya da hiç evlenmediğim için (evet evlilikten bahsediyorum, evliliğe gitmeyecek ya da resmiyet önemli değil evlilik gibi sıkı olmayan gönül işleri de çıkarcı ve kirli) bana öyle geliyor, o da belki fos çıkıcak. o zaman ver elini yokuşlar, benim meskenim dağlardır dağlar....
  • eş", ibranicede ateş anlamına gelir.
  • eş, ne güzel bir kelimedir aslinda; o benim eşim, diğer yarim, ben aslinda onsuz tekim..
  • eş, dünyadaki hiç kimse inanmasa bile yine o kişiye inanacak insandır.
    öyle olmazsa zaten eş değil başka bir şeydir.

    benzer bir ifade için (bkz: #1496034)
hesabın var mı? giriş yap