• doğruları söylediği için eleştirilen şarkıcı...

    bu ülkenin sorunu ne yaptığından bihaber insanların bir şeyler yapması değil mi? cahil adam müteahhitlik yapar, bina göçer... cahil adam kırık çıkık tedavi eder, sakat bırakır... cahil adam araba kullanır, en basit trafik kurallarına uymadığı için kaza yapar... cahil adam oy verir, kendisi gibi cahili seçer... cahil adam siyasete girer, devletin amına kor...

    sorun cehalet... neden son 13 senede üniversite sınav sistemi 6-7 kere değişti? ilköğretim sistemi neden her sene değişiyor? neden? halk cahil kalsın da başımızdaki kurnaz cahillere oy vermeye devam etsin diye... bunu dile getirdi diye onu bunu faşist diye fişleyip kendini tatmin eden liboşlarla, cehaletinden burnunun önünü göremeyenler yüzünden bu hale geldi zaten ülke... bütün cahilleri keselim demiyorum erol evgini savunurken, herkes muhakeme yeteneğini edinebilecek kadar eğitimli olsun ki kime oy verdiğini, neden oy verdiğini bilsin diyorum, zaten o eğitim seviyesine çıksak sorunların pek çoğunun kendiliğinden çözüldüğünü göreceğiz...

    son bir kez ağzına sağlık erol evgin, peruğuna kurban...
  • ya bana oyle geliyor ya da sacindan sonra perugu da acilmaya basladi bu adamin. gecen televizyonda gordum kendisini, bildigin saci azalmis yine adamin. hayatimda ilk defa bir perugun seyreldigini gordum. allahim aklima mukayyet ol sen.
  • beyefendiliğin ekmeğini o kadar çok yemiştir ki adamın şöyle yakası açılmamış küfürlü ne biliyim barzo.swf ayarında bir videosu çıksa toplum inandığı değerlere aldığı darbe yüzünden uzun bir süre kendine gelemez.
  • dün akşam beşiktaş belediyesi'nin düzenlediği bir etkinlikte beni dumura uğratan sanatçı.

    açıkçası efendi, düzgün adam ama'' üç şarkıyla kırk yılı geçiren biri'' gözüyle bakardım fakat konser sonunda utandım. sahne performansı, anlattığı hikayeler, fıkralar, atatürk ile ilgili pek de bilinmeyenleri anlatımı tarzı, sonlara doğru sanat müziği okuması, kendisini daha da devleştirdi. gecenin sonunda, yüzlerce kişi ile hep bir ağızdan söylenen memleketim şarkısı, şu günlerde ihtiyacımız olan umudu, yeniden canlandırdı.

    allah uzun ömür versin dediğim üstat.
  • an itibariyle görülmüştür ki; o yaşlandıkça, peruğu da beyazlamaktadır. çok ilginç, çok başarılı.
  • dün harbiye açık hava tiyatrosu'nda müzikteki 45. yılını kutlayan insan.

    konsere gelenlerden tek ricası vardı: "yarın herkese 'sesi hiç değişmemiş, hâlâ çok yakışıklı' diyeceksiniz."
    bence böyle bir ricada bulunmasına gerek yoktu zira konsere gelen kimsenin bunu inkâr etmesi mümkün değil. 9.15'te başlayan konser, hiç ara verilmeden 00.10'da bitti.

    tabii ki de yine beyaz pantolonu parlement mavisi ceketi ve daha sonra da giydiği kırmızı ceketiyle tiril tirildi. konser öncesi "kesin beyaz pantolon ve lacivert ceket giyecek" iddiamızda boşuna ısrarcı değilmişiz.
    ben daha çok 67 yaşındaki birinin "ben yaşlandım istediğim aksiliği, nazı yaparım" demeden hatta bu tavırdan çok uzakta hiç değişmemiş sesiyle 3 saat boyunca kendini dinletmesine takıldım. üstelik son dönem şarkıcılar gibi konserin yarısını gelenlere söyletmedi; nükhet duru, füsun önal, emel sayın gibi ünlülerin varlığına rağmen tüm şarkılarını kendisi söyledi.

    naif ve kibar bir adam. yıllar karşısındaki inatla değişmeyişini dipfrizde saklanıyor olmasına bağlıyorum. bence konseri oldukça, programı oldukça dipfrizden çıkarılıyor. yoksa sesle, görüntüyle bu denli aynı kalmak akıl almıyor...

    henüz konserine gitmemiş anne ve kızlara tavsiye ederim, bir gün mutlaka gidin nostaljinin ve romantizmin dibine vurun.
  • gayet yerinde tespitler yapmış bir sanatçıdır.

    nietzsche şöyle buyurur:

    "cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. sadece seçim yaptığını zanneder. cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır! böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!"

    platon da şöyle buyurur:

    demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. halk övülmeyi sever. onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir.

    erol evgin de derki; okuma yazma bilmeyen insanla üç üniversite bitirmiş insanın oy hakkının aynı olması doğru değil. esasen okuma yazma bilmeyen(cahil demek istemiştir ama biraz yumuşatmış kendince) insanın doğru tercih yapacağından emin değil ki bence de doğru bir yaklaşım.
    şimdi taa 2500 yıl önceden bu yana bilinen bir şeyi erol evgin tekrar ama biraz daha değişik biçimde söyleyince neden linç ediliyor anlamıyorum. bunu linç edenler platon ve nietzsche'nin söylediklerini facebook'tan paylaşmayı biliyor ama.
  • bir ülkem olsa kendisini hemen lord ilan ederim. o derece beyefendi, o derece bu sıfata yakışan... centilmen, güzel gönüllü bir abimiz.
  • bu adamı kılığıyla kıyafetiyle ve özellikle saç stiliyle seksenli yıllara koy, bir allahın kulu yadırgamaz. adamı izlemek bildiğin nostalji.
  • zamanında trt'de yayınlanan bir konserde "hep böyle kal" şarkısını kenan evren'e ithaf etmiş ve onun gözlerinin içine bakarak söylemişti. yani şimdi atv'deki çocuk istismarı programında fethullah olimpiyatlarına katılan çocuklarla pek mutlu görüntüler vermesi şaşırtıcı değildir. insan onyıllardır böyle şirinlik muskası gibi gezince her devrin adamı da oluveriyor.
hesabın var mı? giriş yap