• birinci dünya savaşının bir yıl daha uzamasını engelleyen generaldir. 26 eylül 1918'de fransız ve amerikan güçlerinin, üç gün sonra ise ingiliz, kanada ve belçika güçlerinin nihai saldırısı sonucunda direnmek yerine ateşkes kararının en doğru karar olduğu düşüncesini yeni şansölyeye iletmiş, akabinde ateşkes görüşmeleri başlamıştır. bu kararıyla savunmadaki alman güçlerinin yok olmasını engellenmiştir. alman ordularının 1930'larda tekrar güçlenmesinin ve akabinde ikinci dünya savaşının çıkmasının temelini oluşturan etkenlerden birisi yokedilmeyen bu ordudur, dolayısıyla da ludendorff'dur.
  • "barış diye kalıcı bir şey yoktur. barış, sadece savaşlar arasındaki geçici dönemlerdir." sözünün sahibi alman general.

    kurnaz ve keskin bir gözlemci olmasına binaen 1. dünya savaşı sırasında alman yahudilerinin milliyetçilik dalgasına kapılmaması ve akabinde orduya destek vermemesi, aksine bunu fırsat bilip savaştan gelir etmek için durumdan istifade etmelerini gözlemleyerek bunu siyasi platformlarda da sıkça dile getirerek nazizm'in temellerini dolaylı yoldan atanlardan biridir. yine de adolf hitler'i hiç sevmez.
  • adolf hitler ile birlikte kuvvetlendirdiği nasyonal sosyalist alman işçi partisi'ni birahane darbesi'nin başarısızlığa uğramasından sonra terk etmiştir.birahane darbesi sonrasında bu darbenin planlayıcıları ve düzenleyicileri tevkif edilirken ludendorff elini kolunu sallaya sallaya olay mahallini terk etmiştir.hatta alman polisinin ve askerlerinin kendisini tutuklamayı reddettiği söylenir.kahramanlık böyle bir şey işte,yanlış da yapsan cezalandırılmıyor hoşgörülüyorsun...
  • hitler'i ve naziler'i uzun süre destekleyen, hitler'in chancellor olarak atandığını öğrendi vakit ise çarklardan çark beğenip, dönemin başkanı paul von hindenburg'e şu sözleri eden alman general: "by appointing hitler chancellor of the reich, you have handed over our sacred german fatherland to one of the greatest demagogues of all time. i prophesy to you this evil man will plunge our reich into the abyss and will inflict immeasurable woe on our nation. future generations will curse you in your grave for this action." (hitler'i başbakan yaparak kutsal partimizi/ülkemizi dünyanın en büyük demagoglarından* birinin eline bırakmış oldunuz. tahminimce bu uğursuz* adam devletimizi cehennemin dibine sokacak ve milletimize sonsuz bir elem verecek. gelecek nesiller bu olay yüzünden mezarınızın başında size beddua edecek.)

    bir nevi ikinci dünya savaşı nostradamusu.
  • sabah sabah beni güldürmüş general. sözlükte hakkında yazılanlara bakılırsa, bu alman general, almanya devlet başkanı ile ingilizce konuşurmuş.
  • hiç bir zaman "von" ünvanını kabul etmemiş olan alman imparatorluğu ordusu başkomutanı, hindenburg'un ardındaki esas beyin. 1917-18 arasında almanya'nın gizli diktatörü.
  • birinci dünya savaşında ki en önemli zaferlerinden biri ağustos 1914 te liege i almasıdır. lakin burda belçikalıların direnişi yüzünden alınması düşünülen süreden 10 gün fazla süren kuşatma nedeniyle ingilizler karaya ayak basmış ve fransa ile belçika nın yardımına yetişmişlerdir.
  • 1. dünya savaşı yıllarında alman genelkurmayı ikinci başkanlığı yapmış ulusalcı asker. savaş sonrası hitler'in partisinde görev almıştır. nazi partisini iktidara götüren başarısız birahane darbesine iştirak etmiştir. hatıralarında, ittifak kuvvetleri çatısı altında osmanlı devleti ile birlikte savaşa girmeye karşı çıktığını ve bunu hiçbir zaman doğru bir strateji olarak görmediğini söyler. tıpkı kendisi gibi, 1. dünya savaşı arefesinde, almanya ile müttefik olup savaşa girmenin osmanlıyı büyük bir felakete sürükleyeceğini düşünen ve bunu ittihat terakki takımının ileri gelenleri ile dışişleri bakanına dahi söylemekten çekinmeyen mustafa kemal, ludendorff ile aralarında geçen kısa bir görüşmeyi falih rıfkı atay'a şöyle anlatır:
    "bilhassa o günlerde kuzeybatı cephesi üzerinde itilaf ordularina karşı başlattıkları parlak taarruzu esasen biliyorduk. fakat taarruzun ulaşabileceği neticeyi ludendorf'un ağzından işitmek için sabırsızlanıyordum.
    gördüm ki, konuşmanin hedefi bu değil. alman ordusunun taarruz etmekte olduğunu söylemesinin nedeni, alman millet ve ordusunun ve bütün müttefiklerin maneviyâtını yükseltebilecek teminat vermekten ibaretti. şüphemi halletmek için olmalı, generale kısa bir sual sordum:
    - taarruz kuvvetleri en son hangi hatta kadar gidebileceklerdir?
    böyle, veliahd refâkatinde bulunan bir subayın damdan düşer gibi sorduğu soruya muhâtap olan ludendorf, nezâket içinde devam eden beyanâtını kesti, biraz düşündü, biraz da yüzüme baktı ve dedi ki:
    - biz taarruz ediyoruz, neticesini olaylar gösterecektir.
    cevap verdim: yapılmakta olan taarruz neticesinin ne olabileceğini anlamak için olayların ve tâlihin tecellisini beklemeye lüzum olmadığını zannediyorum; çünkü yapılan taarruz, en nihayet "parsiyal" bir taarruzdur.
    ludendorf, tekrar yüzüme baktı. ne demek istediğimi pek iyi anlamıştı. olumlu veya olumsuz cevap vermeyerek sustu.
    konuşma burada kaldı ve ziyarete son verildi."
  • 1918 senesinde almanların pazarlık yapabilecekleri bir barış masasını engellemiştir. daha doğrusu kendisi gibi düşünen önemli bir kaç askeri isimle barış isteyen sivillerin sesini bastırmış son bir saldırı daha hadi bir kere daha diye diye tüm şansları tepip en sonunda amerikan birliklerinin sahaya inmesiyle almanya'nın teslim olmasına neden olmuştur.

    aslında çokta önemli olmayan bir şeyler kazanmak uğruna rusya ile yaptıkları barış anlaşmaları daha sonra almanların götünde patlamıştır. itilaf devletleri rusya örneğinde olduğu gibi hunharca davranmıştır. tabi bunda savaş suçları ve süper güç olmasınlar tekrar bla bla da önemli yer tutar.
  • 1. dunya savasında kendilerinden sayıca cok ustun olan rusları haberlesmelerini dinlemek suretiyle hezimete ugratan ıkı generalden biri. digeri de hindenburgdur.
hesabın var mı? giriş yap