• vakti zamaninda sans eseri muhabbet etme firsati buldugum sanatcidir.

    yillar once istanbul’dan toronto’ya giderken ucakta koridorun diger tarafinda bir adam oturuyordu. gozleri kapali, elini baglama calar gibi oynatiyor. resmen kafasinin icinde baglama konseri veriyor gibiydi. o zamanlar baglama dinlemeye ilgim olsa da isim olarak tanimiyordum. fakat baglamayla ilgilenen birisi oldugunu anlamistim. ucak inmeye yakin form doldurmamiz gerekiyordu. o da yakininda oturdugum icin benden yardim istemisti. formlari doldurduk, muhabbet etmeye basladik. “elinizle baglama caliyor gibi yapiyordunuz, ilgilisiniz sanirim” dedim. kendisi de turkucu oldugunu soyledi. ben de saka olarak “urfalisinizdir o zaman” dedim. guldu, erzurumlu oldugunu soyledi. ucak inenene kadar muhabbet ettik, en son ismini sordum. erdal erzincan dedi. o kadar mutevazi bir adamdi ki ismini duyunca aklima hep o mutevazilik gelir.
  • etliye sütlüye karışmayan, birilerine ayar vermeden (mesela orhan hakalmaz gibi) ilkeli olabilen, bütün diğer duygusuz (ama iyi) virtüözleri cebinden çıkarabilen tüm konserlerinde sahneye gelirken gördüğü seyirciyi, bir de bitiminde ayağa kalkmış onu alkışlerken gören, sanki niye alkışlandığını bilmiyormuş gibi bakan şelpe doktoru.
  • yüksek kabiliyetli ama alçakgönüllü adam. gayrıresmi ortamlarda bile sanatından bahsederken kelimeleri özenle seçen, kendini çok ön plana çıkarmamaya çalışan müzisyen. kendini değil bağlamayı yüceltiyo. sazkulu.
  • #119876298 yav he he! uğur kurt hakkında hiç bir şey yazmamışım öyle mi! öncelikle şunu şuraya bırakayım #67793962
    cahilin araştırma kabiliyetiyle anlama kabiliyeti arasında paralellik olduğunu anladığım için yazdığı tutarsız, mantıksız laf salatasını bir kenara bırakıyor, idrak etmesini umarak ilk ve son kez tekrar izah ediyorum. çünkü neden, çünkü buna ihtiyacı var bu meczupların. sivas'tan girip ölüm orucu sadizminden çıkmış, manipülatörün önde gideni. konuyla uzak yakın ilgisi yok bunların. lakin merak edersen, -şu hal hareketinden tahminimce bu şahsın aksine benim yaşım tutuyordur- sivas katliamının tanıklarındanım. bu konuda gerekeni de yıllarca söyledim yaptım. gel gelelim sadede.

    hala sen inancını yaşa bana karışma, istediğim gibi cemevinde at oynatayım diyor fikirsiz ahmak. bunların kafaları şuna basmadı gitti. burada benim inancım onun inancı diye bir şey yok. alevi inancı var. alevi inancının da kuralı kaidesi belli. bu gibi çomarların sabredip hepsini okumasını ummuyorum ama insaniyet namına bu konuda bir girizgah da ekleyeyim:

    alevilik kültür değil inançtır. islam dini içerisinde bir fraksiyondur. son yıllarda ‘’kültür’’ kavramının öne çıkarılması ve hatta bazı alevilerin de kendini tanımlarken ‘’alevi kültürüne mensubum’’ demesi aleviliği inanç dışı bir oluşuma evirme gayretidir. bunun en büyük nedenlerinden biri, alevilik’i şiilikten yani islamdan tamamen ayrıştırma savunmasıdır. diğeri ise; aleviliği bedevi halkla özdeşleştirmekten kaçınmak, bir yerde bundan hicap duyma kompleksidir. ha kültür ha inanç ne farkı vardır? inanç derseniz hiçbir ögesini, yöntemini, sonucunu tartışamaz olduğu gibi kabul edersiniz. kültür derseniz tüm külliyat üzerinde bir folklor algısı oluşturup istediğiniz gibi eğip bükersiniz. dokunulabilir olur yani. kesin çizgileri, kati prensipleri yok olur ve en nihayet dejenere olup yok olur gider.
    alevilik’te cenaze merasiminin nasıl yapıldığının kanıtı var mıdır? vardır.

    1. ve en pratik kanıt etrafınızda ailenizde erişebildiğiniz herhangi bir yaşlı alevidir. onlara sorup cenaze merasiminin nasıl yapıldığını, onların dedelerinin nasıl gömüldüğünü sorabilirsiniz.
    2. kanıt alevi köy kasabalarını ziyaret edip oradaki ölülerin bundan 20 yıl öncesine kadar nasıl gömüldüğünü, daha önce sazlı türkülü bir uygulamaya şahit olup olmadıklarını sorabilirsiniz.
    3. kanıt alevi imamların cenaze erkanı ile igili yapılması şart uygulamaları, bunları neye dayanarak yaptıklarını, 4-5 yıl önceye kadar standart uygulama dışında bir etkinliğe tanık olup olmadıklarını sorabilirsiniz.
    4. kanıt -aleviliği islamın şii mezhebinin bir fraksiyonu olarak kabul ediyorsanız- islami ritüellerde müzikli gömme işinin olup olmadığını bir şii imama danışabilirsiniz.
    5. kanıt –aleviliği halifeler döneminde hz ali ve soyunun yaşadığı baskılar sonucu yavaş yavaş kuzeye göçmesi ve nihayet kerbela olayı sonrası tamamen türkmenistan’a afganistan’a yönelip orada zamanla kurumsallaşan bir tarikat olduğunu düşünüyorsanız – horasan’dan anadolu ve balkanlara oradan dünyaya yayılan abdalların ve müridlerinin cenaze merasimlerine, yaşam tarzlarında islami kurallara göre yaşayıp yaşamadıklarına bakabilirsiniz. hepsinin hayat hikayeleri, makalatları ortadadır.
    6. kanıt: aleviler’de cenazeden sonra dardan düşürme(indirme) cemi yapılır. bu, ölenin sembolik olarak kalanlarla hesaplaşması, helalleşme, bir yerde ölene de hayır duası selamet dileme uygulamasıdır. orada bile semah olmaz. çünkü semah olursa müzik olur. cenazede de müzik yasaktır. alevi cemlerinde semah olmayan tek cemdir bu aynı zamanda.

    alevilerde bırak cenazede saz çalmayı, bir mahalleden cenaze çıkmışsa ölenin yakınları 40’ı çıkana kadar tv radyo açmaz, koşusu ölü evine ses gitmesin diye müziğin sesini açmaz, köy yerlerinde 1 yıl düğün dernek olmazdı.
    ben tuncelili bir aleviyim. kureşan ocağı üyesiyim. dersim katliamı ile ilgili avrupa dersim federasyonunun dersim’de yaptığı yüzlerce mülakatı kendim taradım. bu insanlarla konuşurken sadece katliamdan bahsetmiyorsunuz. gündelik hayatla ilgili de bir sürü şey dinleyip öğreniyorsunuz.

    dersim’de alevi dedeler vardır. şimdiki üçkağıtçılardan bahsetmiyorum. en yakın 40-50 yıl önce ölenler ve daha eskileri kastediyorum. hiç birinin türbesi yoktur. mezarları belli belirsizdir. bunun neden böyle olduğunu sorduğumda yaşlılar şöyle demişti: onlar cenazede gösteriş istemediler. tabut bile olmasın, mezarımız belirsiz olsun ki insanlar gelip çaput bağlamasın kurban kesmesin. cenazelerimiz gösterişsiz, sessiz sakin kaldırılsın... tabut bile istemezlermiş, bir an önce toprağa karışmak için. ha bunların yaptığı ‘’ama efendim biz duaz okuyoruz, cem’de de duaz okunuyor’’ dedikleri de cenazede geçersiz kalıyor. alevilerde cenazede müzik olmaz, ister türkü oku ister ilahi, ister duaz. kaldı ki nurşani’de duaz değil türkü vardı (gördüm iki kişi mezar eşiyor..)
    bunların yaptığı işgüzarlıktır. bu güne kadar hiç yapılmamış bir şeyi yapıp; siz de yapılmadığına kanıt gösterin o zaman, demek de soruya soruyla cevap verme acizliğidir. yaptıkları hareketin hiçbir dayanağı, iler tutar bir tarafı yok.

    aleviliğin şaklabanlara değil, inanca değerlerine saygı duyan insanlara ihtiyacı var.
    hadi şimdi siktirin gidin troller.

    edit: uğur kurt hede

    büdüt: tartışmanın nereden çıktığını ve bu safhaya nasıl geldiğini merak edenler, bu başlıkta 08/01/2021 tarihinden itibaren yazılan entry'lere bakabilir. meselenin kaynağı erdal erzincan ve tolga sağ'ın, engin nurşani'nin tabutu başında cem evinde türkü söyleyip bağlama çalmaları ve akabinde de bu durumu alevi inancının bir rutini gibi göstermeleri üzerine çıkmıştır.

    ayrıca (bkz: sma hastasi ayaz bebegin dort ayinin kalmasi)
  • bugüne kadar çıkartmış olduğu* solo albümleri;

    "kervan" - 2006

    1. bugün ayın ışığı
    2. açış
    3. kara camışlar
    4. hel hele verin geline
    5. evvel bahar
    6. kuleden gel
    7. felek şad olacak günün görmedim
    8. dost dost diye hayaline yeldiğim
    9. gel güzel yola gidelim
    10. gör bak neler var
    11. dostun bir tek teline
    12. nazlı yare varam dedim
    13. kırma gönül şişesini
    14. aşağıdan gelir aldıramadım
    15. bayburt dağlarında

    "al mendil " - 2002

    1. al mendil
    2. bugün pazar ı aşktır
    3. gül yüzlü sultanım
    4. zöhrem gelmedi (yara bende)
    5. ilahi dostun bağına
    6. keklik gibi
    7. gözlerim yollarda
    8. bende şu dünyaya
    9. dost bildiğim ele döndü
    10. baş bar
    11. ikinci bar
    12. dideban üstündeyim

    "anadolu" *

    1. sinsin halayı (elmaların yongası), (kıyılı halayı)
    2. kadıoğlu zeybeği
    3. dik halay
    4. çeke çeke(deyiş)
    5. silifke zeybeği
    6. anadolu
    7. gelin çıkarma havası
    8. hubyar semahı
    9. azeri oyun havası

    "gurbet yollarında"

    1. medet
    2. nem kaldı
    3. yandım allah
    4. çiçekler ekiliyor
    5. yola gel
    6. yaram var benim
    7. kaytağı
    8. mehriban
    9. gurbet yollarında
    10. leyli leyli
    11. insan kısım kısım
    12. gönül gel varalım

    "garip" - 1996

    1. garip
    2. gül yüzünü görüp
    3. hozalı gelin
    4. felek senin elinden
    5. dağlar
    6. kaç kuzulu ceylan
    7. bağlama üvertürü
    8. semah
    9. dilim
    10. eridim aşkınla
    11. arayıp gezerken
    12. girdim yarin bahçesine

    "töre" - 1994

    1. ehlibeyt
    2. ağalar gurbetten geldim
    3. dam üstüne
    4. şeytan bunun neresinde
    5. eğer bir zerreysem
    6. çalın davulları
    7. ertaş a özlem
    8. töre
    9. sözün bilmez
    10. güzel seni gözler için severim
    11. hey efendim
    12. yayla yolları

    sanatçının yer aldığı diğer albümler;

    "concerto for bağlama" - 1998

    1. part 1 - serenler (anonim)
    2. part 2 - music by erdal erzincan
    3. part 3 - yandım şeker oğlan (anonim)
    4. part 4 - a. music for clarinet (cengiz özdemir) b. music by erol parlak
    5. part 5 - a. music by arif sağ b. music by arif sağ c. music by arif sağ
    6. part 6 - music bydertli divani

    "turkuler sevdamız" - 1997 * * *

    1. bir haber
    2. yıldız
    3. ölüm
    4. yar senin derdinden
    5. mor koyun
    6. ağlasam mı
    7. oğul
    8. yemen ellerinden
    9. gör nice olur
    10. kimselerim yoktur derdimi yanam
    11. ey erenler

    "turkuler sevdamız 2" - 2001 * * *

    1. dağlar oy dağlar
    2. kan gider
    3. nazlı yare doymadım
    4. dünyada tükenmez murat var imiş
    5. her sabah her sefer
    6. süpürgesi yoncadan
    7. feleğe sorduraydım
    8. böyle kem zamanda
    9. dağlar kışımış
    10. lütfet sultanım
    11. ben pirim diyene
    12. hüseynik
    13. bizim sahraların başı
    14. dünya arsızındır
    15. gam gasavet keder
    16. şu yalan dünyaya
    17. kara köprü narlıktır

    "türküler sevdamız 3" - 2005 * * * *

    1. ateş i aşkına
    2. gül yüzlü sultanım
    3. her sabah her seher
    4. senden ayrılalı
    5. asaf ın mikdarını
    6. aliyar
    7. ali ye selman olasın
    8. bir garip bülbülüm
    9. hal böyle böyle
    10. canım kurban olsun
    11. evvel erkan ile
    12. bir turna uçurdum
    13. imam hüseyin
    14. haktan didar isteriz
    15. derman diler mi
    16. aldanma gönül

    birde öyle veya böyle yer aldığı albümlerden bazıları; *

    - asker türküleri
    - barış türküsü - belkıs akkale
    - dam geceleri - ihsan güvercin
    - dillerim lal - mehmet koç
    - geri gelmiyor / al yanaklım - belkıs akkale
    - ışık doğudan yükselir / ex orient lux - sezen aksu
    - kül - ilkay akkaya
    - mapushane türküleri
    - pervane - erol parlak
    - seher yıldızı - arif sağ
    - yol - tolga sağ
  • radyo proğramında kendisine yöneltilen o' nun gibi bağlama çalabilmek için, günde kaç saat çalınması gerekir sorusuna; "öncelikle bunu bir iş değil aşk olarak görmek gerekli, insan da aşkına ayırdığı vaktin hesabını yapmaz zaten" diyerek nasıl bu kadar iyi çaldığını öğrendiğim sanatçı.
  • orhan gencebay bağlama değil tek tip uzun sap çalıyor. erdal hoca eline ne geçerse onu çalıyor. o yüzden üstad önce erdal erzincan dır.
  • üniversite kendisinin konserini organize etmiştik. geldi, 5 yıldızlı otelde kalmak isterim diye tutturmadı ki biz hilton da yapmıştık rezervasyonunu, şehrin en iyi restoranında yemek yemek istemedi, özel araba ile ulaşım sağlamak istemedi. konserden sonra bizimle birlikte okulun servisine bindi ve bize , öğrenci evimize geldi. kurduğumuz yer sofrasında birlikte rakı içtik, saatlerce bağlamasını çalıp selpe yaptı, türkü söyledi, sohbet etti . sonra bizim yataklarımızda yattı. sabah kahvaltısını bizimle yaptı.
    bağlama üstatlığı, sanatçılığı zaten avaz avaz bağırır da iyi adamdır, güzel adamdır. öğrenci parasını boşa harcatmam ben yatarım bir yerde diyen adamdır. yıllar sonra tekrar okula gittiğinde mezun olmuş beni göremediğinden kırmızı saçlı kız nerde diye soran ince, dost , doğal, mütevazi adamdır.
  • öncelikle alevi değilim.

    sanatının hayranıyım. hatta kendisiyle çok güzel bir anım vardır, paylaşma ihtiyacı duydum.

    96-97 senelerinden birisinde, arif sağ'ın açtığı bir bağlama kursu sınavında, tolga sağ ile bir yetenek sınavı yapmışlar ve o sınavda beni birinci ilan etmişlerdi, sınav boyunca da verdiğim her cevap için, tepkisini gizleyememiş, sen bir fırtınasın, aslanım benim diyip sarılmıştı. üstelik sınav sonrasında anneme gidip bu çocuk deha, burayla yetinmeyin, onu konservatuvar sınavına sokun demişti de sağolsun onun sayesinde konservatuvar sınavını da birinci olarak kazanıp klasik müzik okudum.

    o yüzden benim için muhteşem bir insandır. hiçbir siyasi unsur benim ona olan saygımı da sevgimi de etkilemez. iyi ki varsın erdal erzincan.
  • şu an türkiye'nin aktif müzisyenleri içinde bana kalırsa tekniği en gelişmiş olanı. kendisine overrated diyenlere şifa dliyorum.

    sazıma dokunma
hesabın var mı? giriş yap