2 entry daha
  • yunan mitolojisinin en önemli karakterlerinden biri olan ve edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden ilyada’ya konu olan aşil (akhilleus), özgür ruhlu ve savaşçı bir kahramandır. öyle ki başarılarına ve başarısızlıklarına eşlik eden trajik yazgısı ile truva savaşı’na da damgasını vurmuştur.

    peleus ile thetis’in oğlu olan aşil, küçüklüğünde kendisini ölümsüz kılmak isteyen annesi tarafından ölüler ülkesinin styx nehrine batırılmıştır. tüm vücudu tıpkı zırhla kaplanmış gibi, silah geçirmez hale gelirken; topuğundan tutularak nehrin sularına sokulduğu için topuğu, yara alabileceği zayıf noktası olarak kalmıştır. nihayetinde truva savaşı sırasında, paris tarafından topuğundan vurularak öldürülmüştür.

    bu bağlamda “aşil topuğu” her insanın küçük ama önemli bir kusuru olduğunu anlatmak için kullanılan bir ifadedir. insan kişiliğinin yaralanabilir ve hassas yönünü simgeleyen aşil topuğu, aynı zamanda tıp literatüründe de kullanılan bir terimdir. ortopedide topuğun üst kısmındaki kas tendonu, aşil tendonu olarak adlandırılmaktadır. konuyla ilgili bir diğer tıbbi terim olan aşil refleksi ise nörolojide kullanılan bir terimdir ve ayak bileği refleksi olarak da bilinmektedir. psikoloji literatüründe ise aşil sendromu yani sözde yetkinlik sendromu olarak kendine yer bulmuştur. clarkson’a göre “sözde yetkinlik, belli bir alanda kişinin kendi hakkındaki düşük değerlendirmesi ile başkalarının onun hakkındaki yüksek fikirleri arasındaki büyük farkı ifade etmektedir.”

    bazı kişilerin yaşamlarını kendilerine ilişkin sahip oldukları derin kusur ve yetersizlik duygularını ödünlemek için geniş çaplı bir psikolojik zırh oluşturmaya adadıklarına dikkat çeken clarkson, sözde yetkinlik sendromu olarak adlandırdığı bu sendromu nitelemek için ölümsüz görünen ve her savaşı kazanan ancak gizli ve ölümcül bir hassasiyete sahip bir kahraman olan aşil’den yararlanmıştır.
hesabın var mı? giriş yap