6 entry daha
  • zamanın birinde, istanbul dediğin taş toprak şehirde bir küçücük emrah (bkz: küçük emrah) varmış..arkadaşlarıyla beraber bir fakirhanede yaşarlarmış..paraları yokmuş ama ruhları varmış, namusları varmış..haram lokma yemeden yaşaaarr giderlermiş..giderlermiş ama emrahın geçmişi de, onda derin yaralar açacak cinstenmiş..kısaca anlatmak gerekirse, şimdi bu emrahın anasıylan, babası olacak namussuz bi haltlar yemişler ve anası emraha hamile kalmış, ama baba bunu siklememiş, anasına namussuz muamelesi yapmış.fakat, bu filmde emrahın anası namussuz filan değilmiş..
    evvett emrahımızın içi böyle acılarla dolup taşarken, bir gün fakirhanelerine bir kız gelmiş ve tabii pek bi klasik olarak aşk meşk devreye girmiş..fakat kızda az orospu değilmiş. kasaba, manava ellete ellete, emrah ve arkadaşlarına ziyafetler vermeye başlamış..bi gün iki gün keklemiş emrahı ama emrahta salak değil ki, bi süre sonra çakmış kızın numarasını..vee filmin en canalıcı sahnelerinden biri yaşanmış, emrah ekmeği alıp kıza uzatmış, all işte bu ekmek alın teriylen kazanıldı..vee gözyaşları...
    bunuda atlatmış emrah ve yavuklusu..sonrada olaylar gelişmiş..yine başrolde namus, helal lokma, iyilik vs vs..milli piyango kazanıp zengin olan ve hınç adında bir şirket kuran emrah...
    bu filmi diğer emrah filmlerinden ayıran en önemli özellik; anasının, bacısın başına bişey gelmemesidir. bu defa emrah'ın derdi babasıdır..evett sevdiceği bi ara geneleve düşmekte ama o da fazla büyütülecek bir şey değil..
196 entry daha
hesabın var mı? giriş yap