6 entry daha
  • survivorship bias, bir eleme sürecini başarı ile geçen kişilere odaklanarak, onlara oranla çok daha fazla olan başarısızlıkları göz ardı etmemize neden olan bilişsel önyargıdır. bu bilişsel hatayı hemen her alanda görebilirsiniz hayatta ve bu, bizi başarısızlığa iten en büyük yanılgılardan biridir. deneysel bilim felsefesinde öğretilen temel prensiplerden biridir survivor bias.

    survivorship bias'a örnek vermek gerekirse, elon musk‘a odaklanıp başarısını kovalayanların aynı sektörde başarısız olmuş milyonlarca ismi bilinmeyen kişiyi göz ardı ettiklerini söyleyebiliriz. girişim sektöründe bunu çok sık görüyoruz ve rakamlar yalan söylemez. birçok araştırmaya göre kişilerin ilk startup’larının % 90’ından çoğu başarısız oluyor ve ortalıktan kayboluyor. biz de bu % 90’dan habersiz bir şekilde, bütün konferanslarda baş gösteren ve başarılı olarak tanımlandırılan kitlenin peşinden koşturuyoruz. başarısızlık hikayeleri bile bu bahsettiğim “başarılı” insanların yaptığı hatalar üzerinden aktarılır bize.

    aynı şekilde bolt‘un her yarıştaki başarısı göze sokulurken olimpiyatlara katılmaya hak bile kazanamayan milyonlarca sporcunun başarısızlığı göz ardı edilir. yıllarca antreman yapan, düzenli beslenen ve kendini spora adayan insanların sadece bir avucunu izlersiniz olimpiyatlarda.

    sonuç olarak da başarı kavramı ve başarı şansı konusunda çok yanlış bir bakış açısı kazanıyoruz. bill gates’in bu yıl okuduğu 10 kitap, lebron’un antreman sonrası yaptığı 5 hareket, zengin insanların 5 alışkanlığı gibi içerikler ile kendimizi yanlış yönlerde fişekleyerek başarılı olan çok ufak bir kitlenin davranışlarını tekrarlayarak başarıya ulaşabileceğimiz yanılgısına düşüyoruz. bu taktikleri zaten uygulayarak başarısız olan büyük kitleleri göz ardı ederek, bu yöntemlere gereğinden fazla değer veriyoruz.

    tarihteki en popüler survivorship bias örneklerinden biri ikinci dünya savaşı‘na dayanıyor. zekâ ile akıl arasındaki farkı çok güzel açıklayan bir örnektir. ingiliz ordusu uçaklarının düşürülme oranını azaltmak için bazı bölgelerine zırh kaplaması yapmaya çalışıyor. uçağın ağırlığı ve malzeme yetersizliğinden dolayı da uçakların bütün bölgelerini kaplamaları mümkün olmuyor. öncelikle hayatta kalıp geri dönen uçaklardaki mermi deliklerini inceleyerek en çok mermi alan bölgeleri zırh ile kaplıyorlar. fakat bu yöntemin geri dönen uçak sayısını çoğaltmadığı anlaşılıyor.

    abraham wald adlı macar asıllı yahudi bir istatistikçi uygulamaya başından beri şiddetle karşı çıkıyor ve zırh kaplamaları gereken asıl yerlerin hayatta kalan uçakların mermi yemediği bölgeler olduğunu iddia ediyor. wald'ın farkedip diğerlerinin farkedemediği şey; bu uçaklar o bölgelerden hasar aldıkları için düşmemiş, hasar almadıkları yerlerden vurulmadıkları için eve geri dönebilmeyi başarabilmiş. kurşun izi olmayan yerlerden vurulursa uçağın geri dönme şansının olmadığını söylüyor bazı uçakların bu bölgelere darbe alıp düştüğünü, hayatta kalanların ise diğer bölgelere mermi aldıkları için geri döndüklerini açıklıyor ve günü kurtarıyor. kısacası geri dönen uçakların mermi aldıkları yerler, onları düşürebilecek (başarısızlığa uğratan) noktalar değil.

    hani başarılı insanların sahneye çıkıp başarısızlıklarını anlatmaları?

    hayatta kalan uçakların hayati olmayan bölgelere kurşun yemeleri gibi değil mi sizce de?

    peki hikayelerini dinleyemediğimiz o düşen uçaklar?

    işte hayatta o mermi noktalarını kuvvetlendirmeniz gerekiyor aslında.

    zuckerberg okulu terk ettiği için değil okulu terk etmesine rağmen başarılı olmuş olabilir. okulu bırakıp hezimete uğrayan o geniş kitlelerden kimsenin haberi yok. başarı fenomenlerinin verdiği tavsiyelere uymak yapabileceğiniz en büyük hatalardan biri olabilir. zafer yollarında çok fazla insan, çok fazla değişken ve olasılık var. başka insanların yollarını kovalayıp kaybolmaktansa kendi yolunuzu çizip kendi hikayenizi yaşayın.
20 entry daha
hesabın var mı? giriş yap