4 entry daha
  • eskiden insanlar bu kadar nanemolla değilmiş gibi geliyor mu size de bazen? ya da sanki bir zamanlar farklı cinsel yönelimler bu kadar göz önünde değildi. insanlar daha mı “straight”ti eskiden? ya da çok dayanıklıydık, şimdiki kadar kırılgan değil miydik acaba? peki son yıllarda tecavüz haberleri arttı mı ne? sanki psikolojik rahatsızlıklarda da artış var... “bipolar” sözcüğü günlük dilimize yerleşeli şurada kaç yıl oldu? gerçekten eski insanlar daha mı “ahlaklı”, daha mı dayanıklı, ya da daha mı sağlıklıydılar?

    elbette hayır. ya bir yerlere kapatılıyor, ya kendilerini saklıyor, ya ölüyorlardı. 1800’lerde yazılan mektuplarda “yine durduk yere gözlerim/burnum akmaya başladı” gibi ifadelere rastlamak mümkün. şimdi olsa “çak bi’ zyrtec” deriz. geçmişte muhtemelen ciddi alerjik tepkiler insanları öldürüyordu ve tabii ki nedeninin alerji olduğu bilinmiyordu bile… ya da kimse depresyonu için tedavi görmüyordu da alkolik oluyorlardı mesela…

    20. yüzyılın başlarında avrupa’da savaşlarda miğfer kullanılmaya başlandığında kafa travması/yaralanması vakalarında da gözle görülür bir artış kaydedilmiş. “n’oluyo amk! miğferle kafalarına mı vuruyo bu davarlar?” diye araştıranlar görmüş ki eskiden miğfer olmadığı için o yaralanmalar direkt ölümle sonuçlanıyormuş. haliyle, “yaralanma” olarak kayıtlara girmiyormuş hiçbir zaman.

    diğer bir deyişle, “modern” dünyanın “trendy” sorunları falan yok aslında. sadece eskiden insanlar ya bu sorunlar yüzünden - sorunun ne olduğu dahi bilinmeden - ölüyor ya da yaşadıklarını gizlemek zorunda kalıyorlardı ve biz de hep hayatta kalanların, göz önünde olanların öykülerini dinliyorduk.

    “hayatta kalanlar” söz konusu olduğunda, survivorship bias’ın en güzel örneklerinden biri, uğradığı deniz kazasından tanrıya yakararak kurtulduğunu söyleyen kazazedeye sorulan sorudur: “peki diğer dua edenlere ne oldu?”

    dead men tell no tales”in fiyakalı adıdır survivorship bias.
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap