9 entry daha
  • büyük britanya’ya karşı kolonilerin giriştiği bağımsızlık savaşından, bağımsızlık bildirgesi’nde açıklanan liberal fikirlerden ve amerika birleşik devletleri anayasası’nda tanımlanan cumhuriyetçi biçimden sorumlu olan kimseler ve amerika’nın devrimci neslinin en önde gelen devlet adamları olan kimseler, yani kurucu babalar. içlerine katılmak için resmi bir kriter bulunmamakla birlikte bu seçili gruba üyelik, amerikan devrimi'ne veya bağımsızlığın kazanılmasının ardından anayasa konvansiyonuna aktif katkı sağlamış olmayı gerektirir.

    her ne kadar üyelerin listesi politik baskılara ve o andaki ideolojik önyargılara cevap olarak genişleyebiliyor veya daralabiliyor olsa da, sunulan en kudretli 10'lu; john adams, samuel adams, benjamin franklin, alexander hamilton, patrick henry, thomas jefferson, james madison, john marshall, george mason ve george washington'dır. ve yine resmi olmasa da, fikir birliği ile en büyük kurucu baba, george washington olarak işaret edilir.

    amerika birleşik devletleri'ndeki popüler görüş dünyasında kurucu babalar, statülerin yanında, olympos dağı'nın amerikan versiyonunda, dağın eteklerinde imtiyazlı yerlerde bulunan yarı tanrılar olarak kabul edilirler. kuruculara odaklanan tarihsel çalışmaların birçoğu, başarısızlıkların başarılardan daha fazla olduğunu, özellikle de köleliğe son veremediklerini ve yerli amerikalılarla bir uzlaşma sağlayamadıklarını belirtir.

    kurucu babalar terimi, kadınları cinsiyetçi olarak kuruluşta önemli bir rolden dışlamıştır. abigail adams, dolley madison ve mercy otis warren gibi etkili kadınlar, kurucu baba etiketi yüzünden, dikkat çeken önemli katkılarına rağmen bu grupta yer alamamıştır.

    sonuç olarak, 19. yüzyılda yarı dini ve saygın bir sıfat olarak ortaya çıkan kurucu babalar etiketi, 21. yüzyılda daha tartışmalı bir terim haline geldi. amerika’nın kurucu neslinin herhangi bir değerlendirmesi; demokrasinin kaynağı ve muzaffer bir liberal miras olarak kutlanmasına alternatif olarak amerikan kibrinin, emperyalizminin ve ırkçılığının kaynağı haline geldi.

    iki nedenden ötürü, kurucular hakkındaki tartışma, amerika’nın tarihinde herhangi bir avrupa ulus devletinin tarihi ile paralel olmayan özel bir yere sahiptir. birincisi; amerika birleşik devletleri, ilk ulusal kimliğin kaynağı olarak kabul edilebilecek ortak bir etnik köken, dil veya din üzerine kurulmadı. bunun yerine, thomas jefferson’ın 1776’da ilan ettiği ve daha sonra anayasa’nın içine eklediği, haklar yasası olarak tanımladığı bir dizi inanç ve kanaat üzerine kuruldu. amerikan vatandaşı olmak, kan bağı ya da soyağacı meselesi değil, kurucuların işaret ettiği değerleri onaylama ve benimseme meselesidir. ikincisi, amerikan içtihat sisteminin, anayasanın diline ve genellikle tasarlayanların “orijinal amacına” bağlı olmasıdır. bu yasal gelenek, amerikan kurucularına çoğu avrupa ülkesinde akla gelebilecek her iç ve dış politika tartışmalarında kalıcı bir ilişki sağlamıştır.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap