bir varmış bir yokmuş

• bir varmış bir yokmuş,
  insan tarih sayfasında görünmüş.
  tek yaşayamaz, beraber de olamazmış.
  insan insana kurt, insan insana dost,
  bazen de hükümdarmış.
  ne öfkelerin altında kılıçlar parlamış,
  ne sevdalar başka hırslara mahkum,
  yarım kalmış sevenler, hikayeler yarımmış.
  türküler yakılmış her dilde, kendince,
  ağıtlar çağlamış gidenlere, hasretlere,
  kavuşanlar bile gün gelip ayrılmış.
  hayat, bir yerden devam etmiş aldırmamış.
  zaman, her nefeste biraz daha yaşlanmış,
  zaman, yaşlansa da ölen insanmış.
  günler tüketmiş, hem baharı hem kışı,
  günler için önemsizmiş, insanın varlığı.
  koparken insan hayattan, yenisine yer açmış.
  bu bir nizam, nefesin bedeli bu bir silsileymiş,
  geride kalan sayfalarca isim,
  bazen de mezar taşları.
  yaşam savaşıymış bu,
  yaşama barışmak, hiç akla gelmemiş,
  insan insanın üstüne basarken yükselmiş,
  merdivenle tırmanmak güzelmiş de,
  iyi olanı sevmemek meziyetmiş.
  eziyeti gönüllü kabul etmiş insan,
  savaş için cephaneler biriktiriken,
  barış için sermaye edinmemiş....
  
  umut