5 entry daha
  • "...
    kendimizle ve korkularımızla o kadar doluyuz ki, hiçbir duyguyu, hiçbir insani, hiçbir nesneyi olduğu gibi bütün gerçekliğiyle göremiyoruz, her şey kendimizle ve korkularımızla oluşturduğumuz prizmalardan kırılarak ulaşıyor bize, her şeyi olduğundan başka bir biçimde ve olduğundan başka bir yerde görüyoruz, belki de bu yüzden aradığımız şeyleri aramamız gereken yerlerden başka yerlerde arıyoruz...mutlulukla aramıza korkularımizı ve kendimizi sokuyoruz...aragon'un dediği gibi eğer "mutlu aşk yoksa," bu aşkın suçu degil...aşkı, acısından, kederinden, tedirginliğinden, ayrılığından, üzüntüsünden, yarasından ayıklamaya çalışanların aşkı, mutlu olmayan aşklar...

    "ben acıya, aldatılmaya, kedere razıyım," diyenlere verilebilecek bir armağan mutlu aşk...aşk iki eli dolu bir eski ilahe, birinde mutluluğu birinde acıyı veriyor...acıyı almadan öbürünü almak mümkün değil...çok mu korkuyoruz acıdan ve yaradan ve kederden? korku bizi acılardan koruyor mu peki? aşk, o eski ilahe, o tanrıların orospusu, acıdan korkana inadına acıyı verip öbür elini kapatıyor...acısız mutluluk olmuyor...
    ..."
    (bkz: ahmet altan)
    (bkz: ten ve hüzün)
103 entry daha
hesabın var mı? giriş yap