4 entry daha
  • engin uludağ yönetiminde, asude zeybekoğlu çevirisiyle ve nilgün gürkan'ın kostümleriyle sahnelenen tenessee williams klasiğidir. halen muhsin ertuğrul sahnesi'nde izlenebilir. tüm kadronun emeklerine ve bu klasiği sergileyerek gençlere izleme olanağı sağlayanlara sevgilerimizi, saygılarımızı sunarak söylemeliyim ki, oyunun tek derdi reji'dir. oyunculuklarda gözüme batan bütün hataların, sarkan, aksayan sahnelerin bilakis ve tamamen "yönetim" hatası olduğuna inandım. sanırım başrollerin üzerinden yönetmen elini, ilgisini ve dikkatini çekmediği için - oyuncuların yetenekleri ölçüsünde- ya suya sabuna dokunmamış* ya da kötü* olmuş performansları. bu nedenle aziz sarvan'ın mitch'i ve hümay güldağ'ın stella'sı yönetmenin ilgi ve görüş alanından kaçtığı için oldukça başarılıydılar. metnin, seyirci için bir sürprizi yoktu. bırakılmamıştı. blanche dubois daha ilk repliğinde bir şizofrendi. üstüne müge akyamaç'ın abartılı oyunculuğu eklenince okuma bayramı olmuş da biz de topluca kızını izlemeye giden velilermişiz hissine kapıldım. tabii ağlayıp, hıçkırmayı başarı sayacaksak, başarılıydı. üstelik iki başrol oyuncusunun oyun boyunca birbirlerine hitap ederlerken durmadan, "bılanş, bılenş, bılönş" ve "sıtanli, sitenli" varyasyonlarını denemelerine, bay kowalski'nin oyun boyunca düşüp duran lanet pantalon askılarına, blanche'ın aman frikik olmasın bazlı tavırlarına, camdan sessizce uçuveren koca radyo'ya (efekt mi denir buna?), new orleans'ın gültepe mevkiinden kopup gelmiş ev dekoruna, sıradan ışık tasarımına değinmeyeceğim bile. asıl affedilmez olan malesef rejidir. yok, biri çıkıp diyecekse "oyunculara inandım, tennessee'ye güvendim ve onları kendi hallerine bıraktım, o zaman hiç değilse "ölülere çiçek" meselesini izleyici için daha anlaşılır hale getirmeliydi derim. bunu da yapmayacaksa bir yönetmen ne yapar bilemedim...
    unutmadan, sonradan çok düşündüm. abla kardeş kapı eşiğinde otururlarken blanche'ın benim suratıma bakıp "gökyüzü ne güzel değil mi?" repliğine stella'nın başını yukarı kaldırarak katılması iyi bir detaydı. belki hepimiz aslında blanche'ın sorunları olduğunu o sahnede anlayacaktık. ama reji izin vermediği için müge akyamaç zaten yetmezmiş gibi ekstradan özensiz / ezberci/ konsantrasyonu düşük bir profil çizmiş gibi göründü gözüme. böyle.. emeklerine saygımız sonsuzdur, en başta söyledik. bu oyundan bana kalan aziz sarvan ve hümay güldağ'dır. bu da az şey midir?
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap