1 entry daha
  • 2018 kışının tam ortasında hep kitap etiketiyle çıkan "sus barbatus" romanı, faruk duman'ın gerçeklerden yola çıkıp alegorik, politik okumalara doğru kayan bir kış masalıdır.
    kitabın adı olan "sus barbatus" latincede sakallı yaban domuzu anlamına geliyor. yazarın kitabın adının sonuna koymuş olduğu ünlemin ise bir gönderme olduğu görülmektedir.
    yazar, birkaç yıl önce artvin'de dinlemiş olduğu bir anıdan yola çıkarak kitabı yazmaya koyuluyor: "yoksul bir adam, bir domuz avlamaya karar verir..."
    faruk duman'ın romanlarında anlatım biçimi esas unsurdur. yazar, romandaki konuyu ele alırken onu kendine has üslubuyla sarıp sarmalar. onun romanlarında bundan dolayı tamamen edebi bir dil yerine; günlük konuşma dili, eksiltili cümleler, tekrarlar ve yersiz gibi görünen noktalamalar görürsünüz. ilk başta kızarken sonradan sonraya sevmeye başlarsınız bu dili. "sus barbatus" romanı da bu üslubu yoğun şekilde hissettiğimiz bir romandır.
    roman, insan ile doğayı ayrı iki unsur olarak düşünmeyen ve onları bir potada eriten bir hikaye ile başlıyor: "açlık"
    kenan ile zeynep'in açlık ile olan mücadelesi bir yandan -her biri başka bir roman karakteri olacak şekilde- yan karakterlerle ilerlerken; öte yandan 1980 darbesinin hemen öncesinde 1979'da ülkede yaşananları, gençlerin yaşadıkları üzerinden bize anlatıyor roman.
    bütün bu olanları enfes kış ve doğa betimlemeleriyle bir araya getirdiğinizde ise ortaya modern bir klasik roman çıkmış oluyor.
    yazar, kullandığı her karakterde kendinden bir parça bırakıyor kitabın içine. okudukça hem yazarın asıl söylemek istediklerini görüyorsunuz hem de ülkenin sorunlarının aslında nasıl da kısır döngü içerisinde olduğunu fark ediyorsunuz.
    kitapta en çok dikkat çeken yerlerden bir tanesi de; "sefiller" ve "yaban" romanlarına olan göndermeler. "sefiller" ile "sus barbatus" romanı arasında bir "ahlak" özdeşliği kurulduğunu görüyorsunuz. bunu aynı şekilde "yaban" romanı ile de "aydın sorunu" üzerinden yapıyor.
    yazar, romanındaki mekanları coğrafyasından koparmak ve bunların her yerde yaşanabileceğini de anlatmak için mekan isimlerini k. şehri, ç. gölü, a. dağları gibi kısaltmalarla veriyor. siz tabii ki yazarın önceki kitaplarını okuyunca ve romanın "kış şartlarını" görünce burası olsa olsa kars şehri, çıldır gölü, allahuekber dağları olur diyorsunuz.
    "sus barbatus" romanı edebilikten kopmayacak şekilde çok yönlü okumalara açık bir roman gerçekten.
    romandan kısa bir edebi alıntı:"birkaç yıl önce, devrimci gençlerden biri söylemişti: biz dünyayı değiştirmek istiyoruz ama bu dünyayı iyi ya da kötü yöneten her yasa yabana bağlıdır; yabanı öğrenmediğimiz sürece onu değiştiremeyeceğiz."
25 entry daha
hesabın var mı? giriş yap