jamestown

• kadınların ve varlıklarını koruyabilmek için çevirdikleri entrikaların ekseninde dönen dizi; erkekler ise hırsları, kof güç gösterileri ve o uğurda sergiledikleri şapşallıkları ile etkisiz eleman gibi kalmışlar.
  
  aslında tarihten esinlenilerek yazıldığı için, keşif kılıfı altında hırslarını saçmaya gidenlerin, ektiklerini biçerek nasıl kendi silahlarıyla vurulduklarına dair ibretlik bir dönemi anlatması gerekiyordu, lakin daha fazla izleyici çekmek uğruna kolaya kaçarak konuyu basit aşk vukuatlarına boğmuşlar ancak. senaryo ise kopuk kopuk, acınası derecede saçma diyaloglarla dolu. üstelik mercy gibi alabildiğine absürt, tam bir karikatürize ve sinir bozucu bir karakteri bile var. yani dönem dizisi nitelikli olur düşüncesiyle bakacak olanlar pek çok açıdan hayal kırıklığına uğrayabilirler.
  
  ki bu tür dizilerin çoğu, oyunculuklarda ve detaylarda sınıfta kalır, bu dizi de öyle olmuş. en basit örnek: henry gibi kural tanımaz, neredeyse vahşi bir karakterin yemek yeme şekli ne kadar sakin, neredeyse küçük parmağını salon erkekleri gibi havada tutacak. üstelik barut dolu kayıkta patlayan ve yüzü yanan biri olarak saçlarına da neredeyse hiç zarar görmemiş şekilde makyaj yapılmıştı, yüzünün o hâline rağmen kulağının hiç mi hiç deforme olmaması da ayrı bir komediydi. makyaj için suzan kardeş'i çağırsalar o daha başarılı iş çıkarırmış.
  
  müzikleri iyi ve john lunn yapıyor, birkaç oyuncusunu da beğeniyorum ama onlara rağmen üçüncü sezona katlanabileceğimi hiç sanmıyorum. böyle bir saçmalık nasıl devam onayı alır, o da ayrı bir garip ya neyse.