8 entry daha
  • 17 yaşındaydım. üzerime ortaçağ köylüleri gibi elbiseler giyer, her boku bildiğini sanan buğulu yeniyetme bakışlarımla etrafta ruh gibi dolanırdım. o akşamüstü fransız kültürün cafesinin merdivenlerinden, yine önümü görmeden sarsak sarsak inerken birine çarptım. kafamı kaldırdığımda, kasabanın hanındaki garson kız kılığında bir yaratık, aynı sarsaklıkla karşımda durmuş, özür dilemeye çalışıyordu. gözlerim, genç bir kadının sırtını ve kalçalarını andıran bir bibloya benzeyen o inanılmaz buruna takıldı. sanki tanrı bu yüzü şekillendirirken burun yapmaya malzemesi yetmemiş, eline geçirdiği bibloyu surata yapıştırıvermişti. kendimi tutamadım.
    "ne kadar ilginç bir burnun var senin!"
    "ha evet, göte benziyo di mi?"
    işte o an, en yakın kız arkadaşımla tanıştığımı anladım.

    yıllar içinde avrupa tarihinin bağrından kopup gelen giyim tarzlarımız, takıldığımız mekanlar, okuduğumuz kitaplar değişti, ama her seferinde aynı heyecanla defalarca paylaştığımız düşler hiç değişmedi. ben sıcak, samimi, yüce amaçları değil küçük ayrıntıları anlatan öykülerin yönetmeni olacaktım, o da benim vazgeçilmez oyuncum...

    gonca boyum kadar uzun bacaklara, şişik bir egoya ve aptal bakışlara sahip değildi, haliyle mesleğinde büyük fırsatlar yakalayamadı, ama kendi içinde istikrarlı giden bir yaşamı ve kariyeri oldu. hep oynamaktan öncelikle kendisinin keyif alacağı önemli roller istedi ama bunun için asla özbenliğini, değerlerini satmadı. hiçbir zaman bakkala çakkala hava atmak için diyaframdan çıkarttığı teatral ses tonuyla sipariş vermedi, sağa sola anlamsızca poz kesmedi ve onu tanıyıp bacaklarına dolanan çingene çocuklarını terslemedi.

    gerçek anlamda ne kadar yetenekli bir oyuncu olduğunun, çoğu zaman kendisi bile farkında değildir. bir yönetmen gözüyle değerlendirildiğinde, bulunmaz bursa ipeklisi gibidir, çünkü öncelikle, tecrübeli oyuncuların bile dahil olduğu pek çoklarının tersine, yönetmeni dinler, samimiyetle anlamaya çalışır. özverisi ve sabrı yorgunluktan bitap düşmüş bir ekibe dahi güç verir. iş ahlakı ve disiplini asla yarı yolda kalmayacağınızın teminatıdır. öyle ki, bazen biraz oyuncu kaprisi yapmasının gerekli olduğunu bile düşünürüm.

    onu birgün, işinde hakettiği yerlerde görebilmeyi çok istiyorum. ama herşeyden önce daima böyle hayat dolu, hayal dolu ve huzurlu olmasını diliyorum.
50 entry daha
hesabın var mı? giriş yap