9 entry daha
  • sıra kavramını unutmanız gereken bir yer. pazartesi günü gördüğüm 3000 kişilik kalabalıktan sonra (binanın bahçesi tıklım tıklımdı, bahçenin dışında yokuş yukarı doğru en 200 metre tek kişilik kuyruk vardı) "hmm demek sabah gelmek lazım" deyim 3 gün sonra sabah 7.50 de kapısında durup 8.30 da açılmasını beklemeye koyuldum.
    neyseki çok kalabalık yoktu sırada 50-60 civarı bir yerdeydim. yarım saat sonra, saat 8.20 de arkamda en az 150 kişi daha birikmişti. bir hareketlenme oldu ve asker adayları binaya girmek üzere bahçeye salındı. aynen metrodan ya da vapurdan inenler gibi çaktırmadan binaya girene kadar yürüme yapıldı, dünya rekorları kırıldı. koşmadan bu kadar hızlı hareket eden, çaktırmadan yandakine bakan insanlar dışardan nasıl gözüküyor tahmin edin. bendeniz bir kaç kişiyi sollayarak, bir kaç kişi tarafından da sollanarak bina kapısına kadar geldim. bu sefer sıra değil bir cümbüş oldu kapıda nitekim görevli asker kimseyi içeri bırakmıyordu. sıralar değişti, yandan kaynayanlar ittirenler derken asker saldı herkesi. binanın hemen girişindeki gişelerden fiş almak için yuvarlaklı sıra (ilk defa görüyorum) kendi kendine oluştu. hooop çüşşş dırssttt sesleri arasında tek gişe önünde 3 sıradan insanlar çaktırmadan öne geçme yarışına girdiler. sesssiz oluuueeen beyyliiiierrr diyen bir rütbeli sesi biraz kesti. 2 dk sonra çatlak sesler "kardeşim ben dışarda en önden 3-4 üncü sıradaydım şimdi önümde 30 kişi var" sesleri çıkmaya başladı.
    görevli er benim yapacak bişeyim yok derken herkes kaderine razı oldu. fişini alan asker adayları fişteki şubeye giderken kimi şubelerin taştığını kimilerinde ise 3-4 kişi olduğunu görünce bu nasıl random dağıtım dedim. ama pek de sallamadım ben işimi hallettim. çıkarken vay amına koyim dedim. her türk asker doğar... doğacaz galiba...
46 entry daha
hesabın var mı? giriş yap