9 entry daha
  • 19. yy modern ingiliz edebiyatı yazarlarından olan ve kadın bilinçlenmesine önayak olmuş virginia woolf' un ilk romanı.
    kitapta geçen ve üzerine uzun uzun düşünülesi bölümlerden birkaçı;

    --- spoiler ---
    ... eğer bir yangın ya da ölüm nedeniyle insan doğasından ansızın kahramanca bir şey beklenseydi sonuç felaket olurdu, ama trajediler insanın karnının aç olduğu saatlerde yaşanır...
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    " nasıl ki bağımsız, tek başına, ötekilerden ayrı bir su damlası buluttan kopup büyük okyanusa düşerken, değişirse, bilimadamlarının dediğine göre, sadece kendisinin okyanusta düştüğü nokta değil, birleşip engin suları oluşturan çok büyük sayıdaki bütün damlaları ve bu yolla yer kürenin oluşumunu ve milyonlarca deniz yaratığının hayatını, nihayet kıyılarda geçimlerini sağlamaya çalışan erkeklerin ve kadınların hayatlarını da değiştirir - bütün bunların tek bir su damlasının gücü dahilinde olduğu gibi, tıpkı sağanak yağmurların toprağın içinde kaybolacak milyonlarca damla yağdırması gibi - kaybolacak diyoruz; ama biliyoruz ki toprağın meyveleri onlarsız gelişemez - her birimizin elinin altında olan bir mucize de bununla kıyaslanabilir, koca evrene küçük bir kelime ya da küçük bir iş bırakan herkes onu değiştirir; evet, ciddi bir düşüncedir bu, onu değiştirir iyi ya da kötü yönde, bir an için değil, tek bir yerde de değil, ama bütün insanlığın içinde ve sonsuza kadar. "

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    "sana tapıyorum, ama evlilikten nefret ediyorum, evliliğin kendini beğenmişliğinden, güvenliğinden, uzlaşmacılığından ve senin benim işime karışman, bana engel olman düşüncesinden; yanıtın ne olur?"
    .
    .
    .
    "ben de seni özgür bırakırdım. birlikte özgür olurduk. her şeyi paylaşırdık. hiç kimse bizim kadar mutlu olamazdı. hiçbir hayat bizimkiyle kıyaslanamazdı."
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    insanlar acımasız değildi, ya da zarar vermek istemiyorlardı, hatta budala bile denmezdi onlara; ama ortalama insanın hayatında pek az duygu tattığını, bu yüzden başkalarının hayatlarındaki duyguların kokusunu, iz süren tazıların burun deliklerindeki kan kokusuna benzettiğini düşünmüştü hep.

    "bir şey olur olmaz - evlilik olabilir, bir doğum ya da ölüm - genelde ölüm olması yeğlenir - herkes seni görmek ister. ısrarla görmek isterler. söylecekleri bir şey yoktur; sen umurlarında değilsindir; ama öğle yemeğine ya da çaya ya da akşam yemeğine gitmek zorundasındır, eğer gitmezsen lanetlerler seni. kan kokusu, onları kınamıyorum, sadece bildiğim bir şey varsa, benimkini alamazlar! "

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    aşk iyi bir şeydi, dünyadaki sellerin ortasında birer küçük ada gibi ayrı ve bağımsız duran, alt katta mutfağı, üst katta çocuk odasıyla o sıcak ve rahat yuvalarda; ama gerçek şeyler kuşkusuz dışardaki kocaman dünyada olup bitenlerdi, nedenler, savaşlar, ideallerdi ve bütün bunlar sakince ve güzelce erkeklere doğru dönen bu kadınlardan tamamıyla bağımsızca gerçekleşiyordu.

    --- spoiler ---
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap