3 entry daha
  • atatürk’ün türk birliği hayalinin anlatıldığı kitap.

    türk birliği hayali

    ‘'eski bölgesel antlaşmalar şeklindeki bu iran ve afgan antlaşmaları politikası gazi'nin sonraları girişeceği daha geniş siyasi faaliyetlerinin başlangıcı idi. yalnız iran ile afganistan değil, rus azerbaycanı'nı, rus ve çin türkistanlarını içine alacak 80 milyon nüfuslu türk birliğini kurmak istiyordu. bir gece çankaya'daki davette özel dostlarına şöyle diyordu:

    'birgün dünya, asya yamaçlarında uyuklamakta olan bu görünmeyen imparatorluğun uyandığını ve harekete geçtiğini gördüğü zaman hayretten donup kalacaktır. bu yeni imparatorluk, osmanlı imparatorluğu gibi karma karışık ve yamalı birşey değil, fakat hayali güç olan bir şekilde, aynı ırktan milletlerin teşkil edeceği bir ittihat manzarası arz edecek ve türkiye'de, meydana getirdiği eserinin menfaatlerinden birşey kaybetmeden onunla birleşebilecektir.'

    fakat gazi, bu yaşayan topluluğun birgün kendine geleceğini ve türkiye'nin hristiyan ve arap memleketlerden ayrıldığı gibi, o da hiçbir bağla bağlı olmadığı sınır komşularından rus, hintli ve çinlerden ayrılacaklarına inanıyordu. o zamana kadar türkiye, başa geçebilecek seviyeye gelmeli ve teşkilatı kuracak ve rehberlik edecek kuvvette olmalı idi.

    halbuki enver paşa da, böyle bir hülya peşinde koşmuştu ve bir bakımdan bu hülyanın kurbanı olmuştu. o uzak bölgelerin ne kadar dayanılmaz bir cazibesi olmalı idi ki mustafa kemal'in kafasına da girmişti. halbuki o, bu hülyaları aşağılamıştı. şimdi o da, adeta nefret ettiği rakibi kafkaslar mağlubu, bunu o'na miras bırakıyordu.

    fakat enver'de, romantik bir coşkunluk olan bu hülya, atatürk'de müsbet ve makul bir görüş halini almıştı. enver paşa, zaman ve mesafe mefhumundan habersiz olarak yirmi yaşında bir delikanlının baloya koşması gibi hezimete saldırmıştı. gazi, bu kadar düşüncesizlikten pek uzaktı. o, ne zamanı, ne de mesafeyi ihmal ederdi ve o kadar istikbale gömülmüş olan imkanlar için günün hakikatlerini feda edemezdi. onun şimdilik yapabildiği şey, çok bahsetmeden bu mesele üzerinde sürekli kafa yormak ve yolunu tespit etmek için ilk işaret flamalarını sıralamaktı.'' (s.285-286)
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap