nail erdoğan

• akrabam. köylüm. güzel insan.
  
  ismini köyümün lisesine verdiler.
  
  güzel top oynarmış. babam söyledi. uzaklara daldı. saçları beyazlamıştı rüzgar dalgalandırıyordu. ne yapacaksın oğlum işte dedi dudaklarını sağa büktü.mukadderat dedi. farklı kelimeler ve farklı cümleler kullanıyordu acısının geçeceği ana bir an önce gelmek istiyor gibiydi.
  
  biz top oynarken ayağımızda lastik ayakkabılar vardı, topa vurunca ayağımızdan fırlar giderdi dedi. şimdiki gibi nerde... gözleri doldu. acısı hala geçmemişti. ben de kafamı önüme eğip sağa sola bakıyordum artık ortaktım acısına. anlayamıyordum fakirliğin yokluğun ne demek olduğunu. arkadaşı uçak uçurmuştu. savaşmıştı çok zaman belki bizim için. gurur bile duyuyordu mutlaka hiç şüphem yok. ama çok özlemişti. ama çok üzgündü. acılıydı. bazı hatıraları hala canlılığını yitirmemişti.