9 entry daha
  • inisiyatif, türk dil kurumuna göre öncecilik, üstünlük, karar verme yetkisi ve gerekli kararları almayı bilen kişinin niteliği gibi anlamları ihtiva etmektedir. biz ise günlük yaşantımızda daha çok “sorumluluk alarak hareket etme, karar verme” anlamlarında kullanıyoruz bu kelimeyi. kelimemiz fransızca kökenli olup hem fransızcada hem ingilizcede “initiative” olarak yazılmaktadır.

    kelimemizle ilgili genel bir tanıtım yaptıktan sonra gelelim asıl meseleye. hayatımızın her alanında gerek farkında olalım gerekse olmayalım bir şekilde inisiyatif alıyoruz. örneğin; kurtlar sofrası istanbul’da üniversite öğrencisisiniz. kısıtlı bir bütçeniz var. bu bütçenizi hem eğitim-öğretiminiz hem sosyal hayatınız hem de barınma, yiyecek, giyecek gibi temel ihtiyaçlarınızı karşılayabilmek açısından verimli kullanmanız gerekiyor ama zorlanıyorsunuz. işte inisiyatif alma ihtiyacı burada devreye giriyor ve part-time çalışmaya karar veriyorsunuz.

    inisiyatif alma, özellikle iş dünyasında ideal bir yönetici vasfı olarak ta nitelendiriliyor. bu vasfa sahipseniz eğer sorumluluk ve risk alabilen, yaratıcı bir çalışan olarak göze çarpıyorsunuz. tabii güven problemi yaşayan “tek adam” hüviyetindeki bazı yöneticiler astlarının inisiyatif kullanmasını pek istemezler. maalesef böyle de bir gerçek var.

    şimdi bahsededeceğim inisiyatif biraz farklı. devlet idaresinin ve adaletin işleyişinde inisiyatif kullanılır mı veya kullanılmalı mı? inisiyatif alıp hızlı kararlar vererek sistemin akışını sağlamak mı daha önemli yoksa hukuki dayanaklar sunarak işleyişi ya da alınan kararları gerekçelendirebilmek mi? işte cevabını aradığımız bu sorular bence hayati bir öneme sahip ama maalesef sorgulayamıyoruz. hem idare olarak, hem sade bir vatandaş olarak.

    bilenler bilir; denetim yönetim kavramının bir fonksiyonu olarak ele alınır. özel sektörde daha çok alınan kararların ve uygulamaların sonuçları, gerek iç mevzuata uygunluk gerekse performans değerlendirilmesi için kullanılır. kamuda ise durum biraz farklıdır. adaleti, güvenliği, idari işleyişi memurları aracılığı ile sağlamakla yükümlü olan devlet, idari iş ve eylemlerin hukuka uygunluğunu denetlediği gibi çeşitli usulsüzlük ve suistimalleri ortaya çıkarmak ve gerekli idari işleri uygulayabilmek amacıyla piyasa, sektör, şirket vb. denetimleri de gerçekleştirmektedir. bazen kanunlara, yönetmeliklere, mevzuata baktığınız zaman muğlak ifadeler, boşluklar ya da vicdanınızı yaralayacak; duygularınızı, hislerinizi etkileyebilecek bölümler bulabilirsiniz. karar vermek sizi zorlayabilir, belki üzer, belki kahreder, belki de sevindirir. peki inisiyatif alınmalı mıdır bu durumda? bence hayır.

    bir hakimin hukuk ya da kanun boşluğunu doldurduğu, denetimin inisiyatif kullanılarak yapıldığı bir toplumda halkınızı, vatandaşınızı, işçilerinizi, şirketlerinizi güvenilir ve sürdürülebilir bir hukuk sistemine ikna edemezsiniz. yasaları meclis’in onayladığı, diğer mevzuatların idare tarafından oluşturulduğu bir sistemde sorumlulukları hakim, savcı ya da memurlarınıza bırakamazsınız. her ince ayrıntının hesaplanarak, yorumlanarak uygulanma ihtimali söz konusu her inisiyatif alanını sınırlamak, sorumluluk ayrımının halk tarafından yapılabilmesini sağlar ve vatandaş hesabını kimden soracağını bilir. yasaları, müeyyideleri meclis hazırlarken inisiyatif neden alınır ki? mahkemelerde alınan kararlar, denetimlerde verilen hükümler ve uygulanan müeyyidelerin farklılığı adalete olan özlemimizi, ihtiyacımızı sarsmaz mı? bugün öyle, yarın böyle; bugün evet, yarın hayır; bugün üç, yarın beş olmaz. olmamalıdır.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap