4 entry daha
  • "(s. 76) birinci dünya savaşının bitmesinden bir yıl önce [...] durkheim öldü. onunla neredeyse 20 yıl beraber çalışmış olan yeğeni marcel mauss, annee sociologique çevresinde lider olarak onun yerini aldı. kolay zamanlar değildi. mauss’un parlak çağdaşlarından çoğu savaşta ölmüştü. mauss’un daha sonraki profesyonel enerjisinin önemli bir bölümü, onların çalışmalarını tamamlamaya ve yayınlamaya harcanacaktı. 1902 elen beri paris'teki ecole pratique des hautes etudes'te ilkel dinler profesörü olan mauss'un eğitimi klasik çalışmalar ve karşılaştırmalı dilbilimi alanındaydı; küresel kültür tarihi ve karşılaştırmalı etnografı bilgisi uçsuz bucaksızdı.
    (s. 77) [...] mauss, kendi çalışmasını durkheim'ınkinin bir devamı olarak gördü: her ikisi de bütünsel bir toplum anlayışını ve toplumun organik olarak birleşmiş bir bütün* bir “toplumsal organizma' olduğu görüşünü paylaşıyorlardı. durkheim’dan farklı olarak mauss’un esas ilgisi avrupalı olmayan “arkaik” kültürlere yönelikti. toplumların ayrıntılı etnografik tanımlamalarına dayalı bir karşılaştırmalı sosyolojiyi geliştirmek istiyordu ki bu bakımdan malinowski, radcliffe-brown ve boas’ın projelerine çok yakın bir yerde duruyordu. ama aşikar amacı, toplumları sınıflamak ve farklı toplumsal tiplerde ortak nitelikleri keşfederek toplumsal hayata ilişkin genel bir anlayış geliştirmekti.
    en etkili çalışması olan essai sur le don (1923-4; the gift (armağan), 1954), durkheim’ın dergisi l'annee sociologique'da önce uzun bir makale olarak basılmıştı; kitap olarak yayınlanması çok sonra gerçekleşti. ama çok çeşitli konularda zengin, hacimli makaleler yazdı: beden, milliyetçilik, kişilik, kurban, totemizm vb. mauss’un antropolojideki izi bütün çalışmalarında çok açıktır.
    (s. 78) armağanın temel fikri, yeterince basittir: bir karşı-sunumsuz sunum yoktur; dolayısıyla da armağan alış verişi, toplumsal ilişki kurmanın bir aracıdır; ahlaken bağlayıcı, toplumsal olarak bütünleştirici. armağan alışverişi, insanları karşılıklı taahhütlerle birbirine bağlar, normların oluşumunda araçsaldır. gönüllü gibi görünür ama aslında örtülü olsa bile, oldukça katı kurallarla düzenlenmiştir. armağan vermek, stratejik ve pragmatik boyutlara sahiptir. (...) son olarak armağan, simgesel boyutlarıyla da önemlidir çünkü verilen ve alman nesneler, toplumsal ilişkilerin simgeleri, hatta metafizik olgular hâline gelir. mauss polinezya kültürüne ilişkin malzemeyi tartışırken, ay’dan, yani, armağanın gücü/ruhundan söz eder. bu ruha/güce sahip armağanlar, tarihleri nedeniyle alıcıyı belli yollardan bağlayan bir niteliğe sahiptir.
    (s. 79) armağan alışverişi her toplumda var olsa da, avrupa tarihinde azalan bir önemi haizdir. mauss, geleneksel ve antik toplumlara yerleştirdiği ve prestations males (bütünlüklü sunum) olarak nitelediği belirli bir değiş tokuş biçimiyle ilgilenir. bu tür armağanlar, bütün ilişki yelpazesinde simgesel boyuta sahiptir ve toplumun özünü ifade ettikleri söylenebilir. [özetle] armağan da mauss, ahlaki yükümlülükler aracılığıyla insanların birbirlerine nasıl bağlandıklarını ve toplumların nasıl bütünleştiklerini sorgular."

    thomas hylland eriksen &: finn sivert nielsen. antropoloji tarihi (çeviren aksu bora), istanbul, iletişim yayınlan. 2010.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap