5 entry daha
  • daha çok les diaboliques ile tanınan henri georges clouzot'nun izleyiciyi sürekli koltuk kenarında oturmaya zorlayan, tırnak yedirten, gerim gerim geren altın palmiyeli filmi. giriş bölümü gerçekten çok ama çok uzun olmasına rağmen karakterlerin çaresizliklerini vurgulamak açısından bir o kadar önemlidir,ki bu açıdan sık sık john huston'ın benzer temalı filmi the treasure of the sierra madre ile karşılaştırılır. gelgelelim filmin en büyük başarısı, bu bölümde sıkılan, "hadi ulan çıkacaksanız çıkın artık yola, basın gidin" diyen izleyiciyi, ikinci bölümde "aman kaptan yavaş git gözünü seveyim" moduna sokabilmesidir kanımca.

    aslen ortada temel olarak tek gerilim unsuru vardır; nitrogliserin yüklü kamyonların; bol virajlı, bir bölümü dağ yolu olan güzergah üzerindeki bir yere ulaşması. kamyonların 40 km hız limitini aşmaması ve virajları mümkün olduğu ölçüde dikkatli ve yavaş almaları gerekmektedir. sadece bu iki engelden clouzot öyle bir gerilim yaratır ki, fransız hitchcock lakabını sonuna kadar hakettiğini gösterir.

    hele hele filmin sonlarına doğru kamyonların normal şartlarda alamayacağı bir virajın, çürük olduğu her halinden belli olan bir tahta iskele vasıtasıyla alınma bölümü vardır ki, clouzot alenen izleyicinin dayanma gücünü sınar, psikolojisini bozar. aynı şekilde karamsar sayılabilecek sonu ile de her daim mutlu sonlu amerikan filmlerine de gerekli ayarı verir.

    amerika'ya sağlam bir eleştiri de filmde bahsi geçen paragöz, vurdumduymaz ve bencil amerikalı petrol şirketi üzerinden yapılır. bu yüzden film amerika'da bu bölümler çıkartıldıktan sonra dağıtım izni alabilmiş ve anti-amerikan olmakla suçlanmıştır. sinema tarihinin gizli hazinelerinden biridir, bulunursa kaçırılmadan kitlenmelidir.
49 entry daha
hesabın var mı? giriş yap