7 entry daha
  • gazetelerin üçüncü sayfalarında görüp geçilen gencecik yaşamların yok oluş hikayelerini yerinden bildiren küçük iskender manzumesi. evet, uzunca bir şiir hüviyetindedir aslında eser. kimi zaman hayata not düşülmüş satırların çekip çıkarılabileceği bir günlük. lakin asla bir deneme değildir. denenmiş bir yaşamın ardından...

    bu yokluk, hiçbir varlığın karşılığı değil!

    eskiden radikal kitap'ta -yazardan- köşeleri olurdu, tam arşivlik. bu da oradan:

    bilirsiniz, bir ceset kaldırılırken bulunduğu yer tebeşirle tespit edilir. oysa bu çocuklar henüz ölmeden, cesetlerinin yerlerini kendileri tespit ettiler. bana düşen de bu tespit yerlerini gerekli mercilere, yani okurlara aktarmaktı. işin kara mizahına girersek, bu kitabı ölü bir yazar arkadaşımla ortak yazdım. onlar ölüyor ve bunun karşısında biz, ölümün ne olduğunu dahi sorgulamıyoruz. onları öldükleri için suçluyoruz. ama ölüm bir suç değil. bu gençleri o raddeye gelinceye kadar hırpalıyor, aşağılıyor, yok sayıyoruz. ama o yok olduğu zaman da var olamadığı, hayatta kalamadığı için lanetliyoruz. yazık diyoruz, rahatlasın vicdanımız diye. ne güzel tiyatro!
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap