6 entry daha
  • coltrane nazarımda cazı en çok sevmeme sebep olan birkaç isimden biriyken aklımın derinliklerinden ilk nasıl cazı sevdim diye düşünürken hatırladığım yegâne belirgin melodi, blue train'in giriş nakaratıydı.
    çocuğum daha ve trt 3 radyosunda dinlediğimi anımsayabiliyorum.
    zira babam yeni almıştı sony kasetçalarlı teybi.
    antenini takıp radyo arıyordum geceleri, zira geceleri daha çok radyo istasyonu dinleniyordu anlamsızca, gündüz o kanalları dinleyemiyordum.
    bunlardan biriydi trt 3.
    işte öyle bir akşamda blue train büyüsü sardı.
    7 yaşında falandım sanırım ne coltrane bilirdim ne de caz nedir.
    shazam gibi bir nimet falan hak getire, ama keşke bunu mırıldanıp öğrenebilsem adını, bir daha dinleyebilsem diye iç geçirirdim.
    sonra bizim bayol pasajındaki kasetçiye okul sonrası annemle gidip sormuştum da adı ne demişti kasetçi.
    ulan ben bilsem neden sana sorayım amk. (7 yaşında "amk" kavramı hayatımızda yok tabi)

    neyse benim saçma hikayem yıllar sürüyor ama blue train'in güzelliği insanların içinde inanıyorum ki çok güzel hisler uyandırıyordur.
    salt ve yalın bir caz bence.
    berrak, her seferinde iç ferahlatan, koltuğa yaslanıp pencereden baktığınızda dışarısını filtresiz bir canlılıkta görmenize yardım edebilecek kadar faydalı.

    sabah sabah lazy bird'ten buraya geldim ama lazy bird'te ayrı bir güzellik, onun hikayesi yok ama.
    güzeldir.
    dinleyin.
    dinletin.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap