25 entry daha
  • mihail bulgakov'un 1925'te yazdığı, türkçeye köpek kalbi olarak çevrilen kitap. buradan sonrası kitap hakkında spoiler içerir. bulgakov vermek istediği mesajlar için kullandığı metaforları, karakterleri, isimleri ve terimleri kurguya çok iyi bir biçimde yedirmiş. kitap, ilk kısımlarında kendi başına dolaşan ve üzerine kaynar su dökülen bir sokak köpeğinin gözünden anlatılıyor. burada şarik adlı sokak köpeği, ekim devrimi öncesi açlık, sefalet içerisindeki rus insanını sembolize ediyor. öyle ki, başıboş dolaşan şarik'in beyninde dünya mahvolmuş bir dünyayı temsil ediyor. bulgakov kitapta burayı çok iyi resmetmiştir. daha sonra ise başıboş dolaşan sokak köpeği şarik'in karşısına filip filipoviç adında bir bilim insanı çıkıyor ve şarik'e oldukça değerli bir krakov sucuğu verip peşinden gelmesini sağlıyor. burada karşımıza çıkan filip filipoviç adlı bilim insanı ise bolşevik ihtilalinin önderi vladimir lenin'i temsil ediyor. bulgakov burada, rus toplumunu bilinmeze doğru peşinden sürükleyen lenin'e atıfta bulunuyor. filip filipoviç peşinden sürüklediği sokak köpeğini evine götürüp burada sokak köpeğine yaşamadığı güzellikler sunuyor. şarik, şımaran ve yedikçe yiyen bir hayvan oluyor. hayat şarik için harika bir biçimde devam ederken bir gün hayatını kaybeden bir adamın er bezleri ve hipofiz bezi köpeğinkiyle değiştiriliyor ve günler sonra köpek; ahlak yoksunu, biçimsiz ve kötü bir insana dönüşüyor. sonradan insan olan bu köpek ruhlu yaratık sovyet bürokrasisinde kendine yer buluyor. bulgakov'un asıl eleştirisi ise budur: arsız ve yüzsüz, sonradan insan olabilen kötü duruşlu bir yaratığın bile, yeni sovyet düzeninde rahatlıkla kendine yer bulabilmesi. kitap bu nedenden dolayı yasaklanıyor ve yazılışından yaklaşık altmış sene sonra yayınlanabiliyor. kitapta bulgakov, bolşevikler tarafından değiştirilmesine rağmen yer isimlerini bolşevik ihtilali'nden önceki adlarıyla kullanıyor. ayrıca kitabın ilk bölümlerinde sokak köpeğinin filip filipoviç'in peşinden sorgusuz sualsiz gitmesi rus toplumuna yapılan da bir eleştiri. bu kısımla ilgili bir diyalog, filip filipoviç: "tasması da yok. işte bu harika. tam da sen lazımsın bana! gel arkamdan." şarik: "arkanızdan mı? sizinle dünyanın öbür ucuna gelirim, isterseniz fötr ayakkabılarınızla burnumu tekmeleyin, gık dersem ne olayım." kitabın sonlarına doğru soyvet bürokrasisindeki evrak meselesi de bana ahmet hamdi tanpınar'ın saatleri ayarlama enstitüsü'nü hatırlattı. yine kitabın bir bölümünde insanlaşmış köpek şarikov tiyatrolardan hazzetmediğini söylüyor ve ona nedeni sorulduğunda "aptallıktan başka bir şey değil, sırf karşıdevrim." yanıtını veriyor. bulgakov yine burada lenin ideolojisinin temellerini eleştiriyor. kitabın son bölümlerindeyse filipoviç, şarikov hakkında: "asıl korkunç olan onun köpek kalbi değil, insan kalbi taşıması. yani doğada var olanların en rezilini" diyor ve kitabın kapanışına geçiliyor. tek oturuşta okunulacak, ustaca yazılmış bir kitap. bulgakov'un dili ise oldukça akıcı. özellikle filipoviç ve bormental arasındaki ameliyat diyaloglarına hayran kalmamak mümkün değil, bulgakov'un tıp fakültesi okuduğunu öğrenince anlam verebildim ben buna.
73 entry daha
hesabın var mı? giriş yap