16 entry daha
  • 5 mart 1921 tarihli ingiliz the sphere gazetesi

    şu yukarıdaki gazete sayfası aslında sevr sonrası batının anadolu’ya ve milli direnişe bakışının net bir özeti: "bunlar ne absürt talepler, ilk iki başkentini kaybetmiş, istanbul'da da işimize geldiği için kalabilen türkler bitmiş orduyla bu alay konusu isteklere nasıl cüret eder? anadolu'nun içlerine sürülüp kuşatılmış bu mağluplar, izmir'i, trakya'yı, kilikya'yı, kars'ı, hatay'ı nasıl ister?"

    aslında başarısız bir şahan gökbakar skeci karakteri olması gereken püsküllü deli ve ona üstad diyen umutsuz artıkları kabul edemese de, ta 1921'de anadolu'nun kalbinde mustafa kemal yazıyordu. bu umutsuz, gerçekle bağlarını koparmış, söylediklerine dair hiçbir dayanağı olmayan, iftira, akıl dışı ve ahmakça iddialara tutunmaktan başka bir halt beceremeyen irin topluluğu anlamasa da bu ülkenin vatanperver insanları kendi istiklalini, saltanat sevdalısı utanmazların asla anlayamayacağı fedakarlıklar ile kazandı.

    venizelos’un oğlu sofokles orhan gazi’nin türbesinde içki içip küfürler ederek türbeyi tekmeler, hatıra fotosu çektirirken, istanbul'un anahtarını gümüş tepside veren beceriksiz saltanat kalıntısı sayesinde kurtulmadı istanbul.

    ingilizler eğer geldikleri gibi gittilerse, bu, ulu cami tahrip edilince, orhan bey’le evlenen rum kızı horofira'nın* “türk’e vardın da ne oldu?” diye kabrine zarar verilince sesi çıkmayan, "yeter artık" diye ses çıkaranlar için de idam kararı alan hain işbirlikçiler sayesinde olmadı.

    kurtuluş; bursa işgal edilince, "kudüs geri alınana dek siyah sarık takan selahaddin eyyubi‘yi" emsal alan ve meclis riyaset kürsüsüne siyah bir örtü* örten mustafa kemal ve yüce ankara meclisinin vatanperverliği ile oldu.

    ruh hastası dondurmacının yalakası olduğu ingilizleri bu topraklardan "tarihe ve millete karşı bütün sorumluluk bana ait" diyebilen büyük irade kovaladı. ve zafer ordusu izmir'den istanbul'a yürürken büyük zafer’in mecliste kesinleşmesi ile o siyah örtü de kürsüden kaldırıldı.

    bunlar hala, traktöre binip, çiftlikler kurup, elleriyle fidan diken adamı sevmez küfrederler; kendine yeten ülkeyi koyun ve yem ithal eder hale getirene tapar.

    beş parasız ve kıt kaynakla onlarca fabrika açan cumhuriyete değil, haliç'in dibindeki altınlara umut bağlar.

    kitaplara, gerçeklere değil; delirmiş kadirlere, satılmış furkanlara inanır.

    utanmaz it sürüsü.
23 entry daha
hesabın var mı? giriş yap