8 entry daha
  • içi alabildiğine boşalmış, dışı kabuk bağlamış, hatta tabiri caiz ise kemik olmuş bir bayram bakın bu bayram.

    neyi kutluyoruz allasen?
    hadi tüm dünyayı ve dış temsilcilikleri anladım da içerde neyi kutluyoruz? kişisel egolarının tatmininden ortaya çıkan hegamonyalarıyla tüm ülkenin gencecik zihinlerini çürüten hocaların ellerinde kopya ve intihale kurban giden tıbbiye ilmini mi? hastane köşelerine sürünen insanları eninde sonunda özel sektörün kucağına atacak şekilde hazırlanmış ve sonra da "biz bunu böyle devraldık" savunmasıyle her seferinde içine edilmiş sağlık sistemini mi? multidisipliner bir çalışmayla tüm kolları ranta bağlanmış bir devletin evlatlarına nereden ve nasıl kazık atacağını hesaplayan kişilerin köşe dönmelerine seyirci kalışımızı mı?

    yapmayın...
    kutlayacak hiçbir şey göremiyorum ben ortada. ha şu var, evet son birkaç yıldır birileri koşturuyor sağa sola, bu düzeni "nizami" hale getirebilmek, merkeze parayı değil "hastayı", "vatandaşı" koymak için. ama öyle güzel dizmişiz ki sınırlayan taşları farkında olmadan ellerimizle, şimdi kendimiz bile söküp atamıyoruz. neye iyi diyeceğimizi, neyin iyi olduğunu bile şaşırmış halde her şeye karşı çıkar olmuşuz refleks olarak, ama sonra da pıt diye kabullenmişiz, kabulleniyoruz.

    yok arkadaşım tıp bayramı falan, kapattık, unuttuk biz onu yıllar önce. kemikleri sızlayan hipokratın, behçet uz'un, refik saydam'ın adını sildik her yerden. neyi kutluyorsunuz siz şimdi? önlüklerimiz artık sarı, beyaz değil...
957 entry daha
hesabın var mı? giriş yap