4 entry daha
  • gosterime girmesinden evvel ankaralilarin da 16 ankara uluslararasi film festivali sayesinde izleme firsati bulduklari wim wenders filmi; land of plenty.
    peki nasil bir filmdir land of plenty?amerika’da giderek artan yabanci dusmanligi artik sagir sultan tarafindan da bilinmekte. amerika’da yasayan –ortadogulu olmasa da- bir yabanci, ustelik amerika cografyasi ve kulturune sempatisi olan bir yabanci olarak bu hususta iki cift laf etmek wim wenders‘e de duser haliyle.kendi rahatsizligini belirtmek uzere kalkistigi bu isin sonucu ne olmustur?ortalama bir hikaye ile, son donemlerde topa tutulan million dolar hotel benzeri kendisine irtifa kaybettiren filmlerin uzerinde bir seyri olan, meramini ortalikta birakilmis mesajlarla anlatan,hikayeye gommemis bir film.seyirciyi,son derece hassas bir dengeyle ayarlanmis hosluklarla,gulumsetmeyi de basarmis,ne kendinizden gecip filmden uzaklasiyorsunuz, ne de “ne gerek vardi” diye dusunuyorsunuz.amerika‘da gececek wim wenders filminin ugramasi gereken mekanlara ugranmis,sehrin icinde kalinmamis ve bu cekimler kanaatimce gayet basarili olmustur. muzik ise ihmal edilemeyecek bir unsur yine.salondan seyircisini leonard cohen ile ugurlamasi benim ve dahi tuum izleyici kitlesinin wim wenders sevgisini kabartmistir.kanit isterseniz herkesin sevk ile the soul of a man bileti almaya kosmus olmasi izleyicinin ruh halini yansitir herhalde.son olarak belki de filmin en şık artısı; ismidir.
    belirtmeden gecemeyecegim nokta ise sudur: paul bir sahnede(hangisi oldugunu soylemeyeyim) bluzunun ustune saat takar ki ben wim wenders’i bir fotografinda bu ekolu (gomleginin uzerine saat takiyordu) temsil ederken gormustum. tabi tum filmden aklimda kalan buysa ayrica yaziklar olsun bana.
    sonuc olarak;guzel film, daha once izledigimiz wenders filmleri gibi muhtesem olmasa da. ama yillarin hatiri ve wim wenders‘in ismine duyulan hurmeti uzerine koyarsaniz, muhakkak gidip gorulmesi gerekir kanaatimce.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap