6 entry daha
  • öksürük bazen var. dün öksürük nöbeti ile gelen 1 cm büyüklüğünde cisim var. pıhtı ile karışık birşey. ne olduğunu anlamadık. bir foto çekmiş ablam. doktor pek önemsemedi.

    --- 25 aralık 2016 ---
    genel durum iyi. kordexa günde 1 devam. inlyta devam, başka ilaç almıyor. ağrı yok, bulantı yok. baştaki tümörler den sadece sağ yandaki kaldı. kabuklu, küçük. diğerleri yok oldu. dün itibariyle ayak bileklerinde şişlik var. ödem olduğunu düşünüyoruz.

    --- 30 aralık 2016 ---
    grip oldum. bu yüzden ablamın yanına gidemedim. yılın son gecesinde yanına olmak için söz vermiştim. ama enfeksiyon ihtimali yüksek. doktorumuza sordum, yanına gitme dedi.
    bu yılı, bu 11 ayı koşturmaca, umut, heyecan, arada sevinç, bolca hüzün, derin endişeler, hayal kırıklıkları, yanaklarda süzülen gözyaşları, "iyi olacağım di mi ?" sorusuna, boğaza oturan kocaman bir tarifsiz soyut his ile söylenen "tabii ki iyi olacaksın ablacım." yalanı, tıbbî terimler, ingilizce makaleler, onlarca ilaç, tonlarca rapor, annemize, ailemize dair 50-60 yıllık anıların konuşulduğu dramatik akşamlar ile geçirdik.

    --- 03 ocak 2017 ---
    ablam "ankara'da kemik için iğne yapmışlardı, her ay yapılacak dediler, doktora sor" dedi. sordum. "cuma günü muayeneye gelin, burada yaparız" dedi.
    bu aralar diyalog ve telefon mesajlarında aksi bir tavır içinde. kızgın...küskün...herkese ve herşeye kızgın gibi. artık neredeyse hiç gülmüyor. iç dünyasında neler oluyor? ne fırtınalar var kimbilir?

    --- 06 ocak 2017 ---
    sabah erken gittik, çok zayıf olmasına rağmen, damar zor bulunuyor.
    bu yüzden, kemoterapi için damar yolu açıldığında hem kemik iğnesinin yapılmasını hem de tahlil için kan alınmasını önerdim doktora. defalarca canı acımasın diye... mantıklı dedi.
    kemoterapi öğle saatlerinde bitti. doktorun başı çok kalabalık her zamanki gibi. devlet hastanesindeki muayenehanesinin önü ana-baba günü... her gün böyle. bekledik, 14.00 gibi geldi. kemoterapi bölümündeki her hastaya birkaç dakika ayırdı. çıkarken ayaküstü konuştuk. akşam telefonla konuşalım dedi. bakışlarından durumun iyi olmadığını anladım. zaten sürpriz değildi ama yine de can acıtıyor... "durum iç açıcı değil" dedi.

    --- 11 ocak 2017 ---
    kordexa'yı azaltarak kestik. fakat kestiğimizden beri iştah hızla gitti. 44 kg'dan 41 kg'a düştü.
    2 gündür halsizlik de başladı. başka bir sorunumuz yok. doktora sordum, kordexa'ya başlayalım dedi. 4 mg günde 2 tablet.
    yeğenimin kalan 3 aylık refakat iznini almasına kararlaştırdık.

    --- 13 ocak 2017 ---
    kordexa yı kestiğimiz den beri, davranış, söylem ve bakışlarında giderek düşen ve endişe verici grafik sergiliyor. yeğenlerim ile detaylı görüşmelerde, ki ablama en yakın ikamet eden yeğenimin anlattıkları; gerçekte olmayan olayları olmuş gibi algılıyor. yeğenime "okul yarıyıl tatilinde ankara'ya giderken beni de götürün" demiş. öyle bir plan hiç yok. ankara'daki kızına da "kardeşin çok ısrar etti ben de geleceğim" demiş.

    yeğenim hemen her gün yanına uğruyor. her seferinde söylemediği ve yapmadığı şeyleri "böyle yaptın, şöyle dedin" diyor. en son, iki gündür alt ve üst kat komşularına takmış durumda. gece boyu gürültü yapıyorlarmış. eniştem gerçek olmadığını söylüyor. hafta içinde kendisine yemek vs yardımcı olmak için gelen yengem (ağabeyimin hanımı) ve yeğenimi neredeyse kovmuş. gerçek dışı hikayeler anlatıyor.

    "maalesef bütün bunlar beyindeki tümör ve ödemden" dedi doktorumuz.
    beyindeki ödemi bastırmak için kordexa'yı alması şart ama "kemiklerim kırılacak" diye almak istemiyor. doktor "mecbur alacak, ısrar ederse getirin" dedi.
    bu komşuların gürültü konusunda, konuyu anlamak için biraz sert konuşmuşum ablamlarda.

    ablam, kendisi gibi değil tam olarak. bu aklımdan çıkmış. anlamak için sorduğum soruları "sorgu hakimi gibi" davrandığımı söyledi.

    --- 15 ocak 2017 ---
    ablam bugün trafik kazasındaki kızcağızı ve akrabalarını arayıp çağırmış. fark edince gelmelerine gerek olmadığını söyledim.

    --- 19 ocak 2017 ---
    ankara'dan gelen yeğenim fark etmiş, dizlerden aşağısı ısınmıyor. bacaklarının alt bölümü soğuk. kaloriferin acayip yandığı evde bacakları polar battaniyenin altında bile ısınmıyor. yeğenim avuçlarıyla ovarak, masajla ısıtmaya çalışıyor.

    bacaklarım ağrıyor diyor ablam. sanırım soğuk olduğundan ağrı hissi var. ısınabilirse, ağrı geçiyor.

    kordexa ve inlyta'ya devam. yemek yiyor. kilo alamıyor. giderek zayıflıyor.

    --- 22 ocak 2017 ---
    bugün cumartesi, inlyta perşembe bitecek. şimdiden doktora söyledim. yeğenim ablamı kendi evine götürdü. artık bir süre orada kalacak. yeğenim, eşi ve küçük çocukları için yeni bir dönem.

    --- 25 ocak 2017 ---
    ablamın gözünde kızarıklık ve yaşarma var. yeğenim doktora götürdü. enfeksiyonmuş. damlalar vermişler.

    --- 01 şubat 2017 ---
    hastamız mütemadiyen uyuyor.
    inlyta ve kordexa devam. bulantı yok. kilo almıyor. 41 kg. artık ayakta zor duruyor. güçsüz. eskilerin deyimi ile "takati yok" sadece yanakları tombul. kortizondan bence. uyumasa bile gözünü kapatıp yatıyor...
    düşünce ve davranışlarında tutarsızlık var. sonuçta kızı daha iyi tanır.
    dün gece itibariyle ağrıları başlamış. yeğenim söyledi. "annem söylemiyor ama geceleri inliyor" dedi. ağrılar için doktor bantları kullanın yine dedi. 1 tane kalmış. gidip reçete yazdıracağım.

    --- 04 şubat 2017 ---
    ablam "bacaklarım ağrıyor" diye ağlıyor. . durogesici dün önce bacağına sonra akşam oradan çıkarıp göğsün üstündeki düz yere yapıştırmış. ağrının geçmemesi mümkün mü? başka bir ilaç vermeli miyiz? contramal verdik. uyudu şimdi.

    --- 08 şubat 2017 ---
    gözündeki kızarıklık ve sürekli yaşarma geçmiyor. geçer gibi oldu ama nüksetti. batma hissediyormuş. bu sabah (10 gün sonra) aynı hastaneye, başka bir göz hekimine götürdük. doktor augmentine yazdı. ayrıca 4 çeşit de damla.
    bu yetmezmiş gibi gece düşmüş ! burnunun üzerinde bir sıyrık var.
    onkoloji doktorumuz "augmentine kullanamaz" dedi. gözünün fotoğrafını gönderdim. "bu şakaktaki metastaza benziyor. buraya getirin göreyim" dedi.
    gittik. muayene, kan tahlili ve kemoterapi'den sonra eve döndük.
    doktorumuz biz çıkarken gözleriyle iki saniyelik kısacık ama upuzun bir cümle kurdu. ben tek sözcüğe indirgedim: "bitiyor"

    --- 10 şubat 2017 ---
    kan değerleri iyi çıktı. elbette bu "iyilik" içinde bulunduğumuz durumun en iyisi. doktorumuz "yeni tomografi isteyeceğiz, sonuçlara göre tedaviye devam edeceğiz" yazdı.

    (bugün anlıyorum ki "esasen tıp bitti. allah yardımcınız olsun" demek istemiş.)
    ablamla whatsapp mesajlaşmalarıma baktım: sağlıklı ve emoji içeren son mesajı 12 aralık'taymış.

    15 ocak'ta "kabızlık bitti çok şükür" yazmış. 21 ocak'ta "yine yanlış anladım, hafta içi gelecekmiş. allah akıl sağlığımı geri versin" yazmış.
    bugün "pet ne zaman yapılacak?" yazmış. ben de "doktor ne zaman derse...önce tomografi diyor" yazdım.

    ---13 şubat 2017 ---
    ablam yeğenimin evinde kalmaya devam ediyor. iki günde bir akşamları iş çıkışı gidiyorum. bu akşam da üç saat kadar yanındaydım. elini tutup konuştum. o hiç konuşmadı. sadece baktı...baktı...baktı.

    boş baktığını anladım. algı yok. bakıyor ama algı hiç yok...

    ---14 şubat 2017 ---
    11:00 birkaç gündür farkındaydık, ama bugün zaman ve mekân algısı tamamen gitti. tuvaletten çıktı, "burası neresi?" demiş... sabah saatlerinden beri bilinç yok.
    14:00 an itibariyle normal. tv izliyor. fakat dün akşam 3 saat yanında olduğumu hiç hatırlamıyor.

    22:40 iş çıkışı yanındayım. iki saat kadar oldu. vücudu ve yüzü soğuk. ev normal ısıda. battaniyeye sarınmış durumda ama yüzü bile soğuk... söylediklerime tepki vermiyor. algı yok. neyi nasıl yapacağını da bilmiyor birkaç gündür. doktora "son günleri midir?" yazdım. "evet" yazdı.

    --- 15 şubat 2017 ---
    bu akşam ablamı kendi evine götüreceğiz. sabah kusmuş yine. beslenemiyor.
    20:00 algı yok. gözler açık, ayık durumda ancak söylenen hiç bir şeyi algılamıyor gibi... 3 kez "evine gitmek ister misin?" dedim. anlamıyor. üçüncüde olur anlamında kafasını salladı. algı yok.

    iş çıkışı ablamı oğlunun evinden aldık, kendi evine götürdük. yürüyemiyor. kucağımda taşıdım. otomobilin ön koltuğu daha geniş diye öne yerleştirdim. kendi evine gelince yine kucağımda taşıdım. hafif zaten...40 kg var yok....salonda bir kanepeye yerleştirdik. en sevdiği yer orası.

    son iki gündür yemek yiyemiyor. vücut ısısı 33,5 derece görünüyor. belki cihaz doğru ölçmüyordur.

    doktora sordum, "kortizon yetersizliğine bağlıdır" dedi. "terminal dönem şu an" yazdı.

    --- 16 şubat 2017 ---
    02:00 algı geri geldi! her şeyi hatırlıyor! yani algının kayıp olduğu zamanlar hariç her şeyi.
    iştah yok. yemiyor. ağrı yok, bant takılı. güçsüz, ayakta duramıyor. bulantısı var. halbu ki yemek yemedi, mideyi rahatsız eden bir gıda yok?!... mütemadiyen uyuyor.
    20:30 bulantı yok. sindirim ve gaz sorunu var şimdi de. bacaklarının alt bölümleri geniş alanda koyu bölgeler var... kas olmadığı için mumya gibi görünüyor o bölgeler...

    21:20 gün boyu bilinç açıktı. an itibariyle algı ve bilinç yine gitti. boş bakıyor.

    --- 17 şubat 2017 ---
    14:50 ablam "doktor ne diyor bu durumuma?" diyor. bulantısı olduğu için ağlıyor şu an. konulabilir miyim doktor bey ile?" diyor. doktorumuz "müsait değilim" yazdı. ki haklı... şu anda kapısında yüzlerce hasta var.

    18:46 midesince sancıları var... dayanamıyor. doktorumuz ile iletişim kuramıyoruz. kızı vücudunun üst tarafında, gövdesinde geniş morluklar var. durogesic bant işe yaramıyor.

    doktora "ne yapalım?" yazdım.

    "isterseniz hastaneye yatıralım, ancak sonuç değişmeyecek, bir aydan uzun beklentimiz yok. inlyta'yı keselim. pazartesi toparlamazsa morfine başlayacağız" dedi.

    19:15 doktor mide spazmı için "doladamon" adında bir ilaç önerdi. nöbetçi eczaneye gittim. çünkü saat 19:00'da eczaneler kapandı. doladamon, reçetesiz verilmiyor!
    eczacı anlayışlı insan. sağolsun. "borç" olarak yazdı. ilacı verdi. doktor pazartesi reçeteyi yazınca bildireceğim. hesaptan düşeceğiz...

    ilerleyen saatlerde doladamon kesinlikle işe yaradı. geceyi huzurlu geçirdi ablam. doktorumuz kaçıncı kez bilmiyorum, huzurlu bir gece daha hediye etti...
    bu arada şunu fark ettim: özellikle stresli ve bunalımlı anlarda algı tamamen gidiyor.
    algı tam gidince o anlarda yaşadığını, kimleri gördüğünü hiç hatırlamıyor. sorulanlara hiç yanıt vermiyor.

    bir de algı yarım kapanıyor. o zaman sorulara tek kelime ile yanıt veriyor. kendisi ile konuşanları hatırlıyor.

    kimileri karşısına geçip "kimim ben?" diye ölçüyor da...

    hatırladıklarını söyledi kızarak. "aptal değilim, hastayım, halsizim, yanıt veremiyorum" dedi.
    artık desteksiz kalkamıyor, ayakta duramıyor.
    inlyta'yı vermiyoruz. kordexa ve doladamon devam.
    ---20 şubat 2017 ---
    inlyta yı ısrarla soruyor. doktora verelim mi dedik. verin dedi.
    ---23 şubat 2017 ---
    ööğleden sonra şuur gidiyor. halüsinasyon başladı. öksürük ve az miktarda balgam var. kan yok. sindirim sistemi sorunlu. büyük tuvalet yapamıyorum diyor. bu sorun bekunis ile çözülebilir mi? ablam lağman yapın diyor. yapalım mı diye doktora sorduk. yapın dedi.

    ---25 şubat 2017 ---
    yolun sonuna geliyoruz. son 10 günde, şuur uzayan periyotlarda kayboluyordu. bugün uyanık olduğu hiç bir anda şuur yoktu. kan şekeri ölçümü son 4 günde 195, 239, 326, 366 diyabet ilaçlarına rağmen düşmüyor.

    şuur olmadığı için, uyandırsak da ilaçlarını yutamıyor. ağzında bekletiyor. nasıl yutulacağını bilmiyor. söylediklerimizi bugün hiç algılamıyor. vücud artık ilaçları işleyemiyor sanıyorum. doktora sordum. "son günleri maalesef" yazdı.

    ---28 şubat 2017 ---
    önümüzdeki hafta yurtdışında olacağım iş için...aylardır erteledik. ekim'de gitmem gerekiyordu. sağlık daha önemli...

    gün içinde yine algının gittiğine, halüsinasyon gördüğüne şahit olduk. son 2 aydır bazen yere bakıp solda sağa bir şeyleri izliyordu. bu akşam da kaşığını ağzına götürürken bir an durdu... kaşığı tepsiye geri koymak istedi. "ne oldu ablam?" dedim... "böcek" dedi.

    o an daha yeni idrak ettim aylardır arada bilinç kaybolunca oda boyunca böcekleri izlediğini...
    "canım ablam yemekte böcek olsa sana veriri miyiz hiç?" deyince yemeye devam etti.

    ---04 mart 2017 ---
    şubat sonu mart başı itibariyle tamamen yatalak. yeğenlerim hasta yatağı kiralamışlar, fındıkzade'deki karagül işhanından hasta klozeti ve bir takım hasta gereçleri satın almışlar. bir hasta bakıcı ile anlaşmışlar.
    ben yurtdışından bugün 18.30 gibi döndüm. ancak hafta boyunca tüm gelişmelerden haberdarım.

    son iki gündür inliyor, ağrım var diyor. eşim, eniştem ve yeğenim (oğlu) ile evdeyiz.
    19:21 doktora morfini sordum. reçete ile uygulanır dedi. kırmızı reçete.
    20:15 inliyor ara ara... hiç bir şey yemiyor. ilaçlarını alamıyor. koma halinde.tahminim en fazla 2 gün yaşayacak.

    21:00 uçaktan yeni indiğim ve yorgun olduğum için eve geçtim. yeğenim de evine gitti. eşim ablamın başında.
    sürekli mesajlaşıyoruz.

    eşim durumun iyi olmadığını yazdı. gelsen iyi olur dedi. parmaklarının ucu kırmızı oldu dedi. ben, ablamın nefesini kontrol etmesini, video çekip göndermesini istedim. video geldi. ben son saatler olduğunu anladım.
    22:30 ablamın evine gittim. yolda giderken yakında oturan yeğenimi aradım. "annenin evine geç" dedim. bilinç yok. nefes sıklığı azalmış. ilk önce ayaklarını kontrol ettim. ayaklar tamamen soğumuş ve morarmaya başlamıştı. ölüyordu...
    ankara'daki yeğenimi (kızını) aradım. "yola çıkın" dedim. durumun ciddiyetini tam anlamadı. "daha önce de böyle oldu, panik yapmayın" dedi. fakat ben ölümün başladığını ve son saatler olduğunu 23 yıl önce ablam ile annemin baş ucundayken şahit olmuştum. "yola çıkın ve gelin" dedim.

    sonraki dakikalarda her an ablamın yanında, elini tutar durumda bekledim.
    eşim annesini aradı ve ablamın ölmek üzere olduğunu, ne yapması gerektiğini sordu. edindiği bilgiler usulünce evde bulduğu kur'an ile yasin okumaya başladı. bu arada ablamın ağzına pamuk ile su vermeye, nemlendirmeye çalışıyorduk.

    ---05 mart 2017 ---

    00:00 nefesi giderek zayıflıyor... bir saati bile kalmadı. evde ben, eşim, yeğenim ve eniştem varız. eniştem ve yeğenim zaman zaman odadan çıkıyor. kokulara karşı hiç hassas değilim. ancak odada daha önce hiç duyumsamadığım bir koku var.

    00:40 nefes iyice güçsüz. yüzünü dikkatle incelerken, kulağına belki de 15 dakikadır kelime-i şahadet telkin ediyorum.

    00:44 ablamın iki gözünden de yaşlar süzüldü. bu komadan çıktığı ve ruhunu teslim edeceği anlamına geliyor... yıllar önce annemde gözlemlediğim gibi, ölmeden saniyeler önce komadan çıkıyor. annem de komadan çıkmış ve gözlerini açıp ablamla bana bakmıştı.

    00:45 nefes alması durdu. kalbini kontrol ettim. durdu.

    2010 yılında tespit edilen böbrek kanseri, haziran 2010'da radikal nefrektomi (radical nephrectomy) ile yok edilmeye çalışıldı.
    26 ocak 2016'daki ağızdan kan gelmesi sonucunda akciğer metastazı ortaya çıktı.
    radyoloji (radioteraphy) , kemoterapi (chemotherapy) süreçlerine rağmen 05 mart 2017 00:45'te yol bitti.

    mekânı cennet olsun.
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap