5 entry daha
  • plath’in cogu siirinde oldugu gibi yine kendi deneyimleri ve hayatini birebir yansittigi bir siiri, hatta neredeyse onun icin cikmaz olan hayatinin kisa bir ozeti, acilarinin belgesi ve ilerde yapabileceklerinin habercisi bir siir. plath siire gerceklestirdigi iki intihar deneyimi ile baslar ve kendisini holocaust’da nazi’ler tarafindan eziyetlere ugramis yahudilere benzetir. kendisini herseye ragmen “walking miracle” olarak tanimlar. aslinda burada nazi de yahudi de plath’in kendisidir, cunku acilarinin sebebi hickimse ya da hicbir olay degil tamamiyle kendisidir, etrafinda olup bitenler sadece onun icin bir katalizor gorevi gormustur.

    plath’in tam olarak teshisi koyulmamis olsa da bipolar bozuklugu oldugu soylenir, ne kadar dogru bilinmez ama bu siiri aslinda bu hastaligina isaret eden dizelerle doludur.

    the nose, the eye pits, the full set of teeth?
    the sour breath
    will vanish in a day.

    soon, soon the flesh
    the grave cave ate will be
    at home on me

    bir kita oncesinde bedenin anlamsizligindan bahsedip kisa bir sure sonra eski haline doneceginden bahseder. ne kadar dibe vurursa, o kadar yukarilara da cikan bir insandir plath. uzuntulerini en derinlerde yasayip, sevinclerini de bir o kadar yukseklerde yasayan bir insan plath...

    plath ayrica bu siirde kendi kendini nasil mahvedip ayni zamanda nasil hayata dondurdugunden de bahseder. siirin basligi zaten hemen kendini ele verir...lady lazarus...lazarus’un incil’de isa tarafindan yeniden hayata dondurulmus olmasi, plath’in ilerleyen dizelerde kendisini 9 canli kediye benzetmesi ve en sonunda kendisini kullerinden yeniden vareden phoenix’e benzetmesi yeteri kadar plath’in gelgitlerini gozler onune seren dizelerdir.

    kisacasi nazi de, yahudi de, isa da, lazarus da, hepsi hepsi plath’in kendisidir, sonucta o the girl who wanted to be god...
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap