79 entry daha
  • kendi gibi müzisyen olan babası onnik dinkjian eski diyarbakır ermenilerindendir ve 1915'i en derinden yaşayanlardandir.
    garod belgeselinde şunları der;

    babamın çok güçlü bir kişiliği vardır ve kendisini her zaman diyarbakırlı diye tanıtır. bir gün kendisine "baba, oraya gitmedin bile. nasıl diyarbakırlı olursun?" diyecek oldum. ama yine ısrarla vurguladı "diyarbakırlıyım ben" diye. bir gün, gözümü açar açmaz kararımı verdim, daha fazla bekleyemezdim, 75 yaşındaydı, telefon ettim ve "baba biletleri aldım. gidiyoruz." dedim. babam, kendi babasından diyarbakır hakkında pek çok şey dinlemişti. diyarbakır'a gittiğimizde, kasıtlı olarak babamın 5-6 adım gerisinden yürüyordum. çünkü onun, kenti o ilk keşfeden adımları kendi başına atmasını, babasından dinlediği, surlara, koskocaman karpuzlara ve yürürken kollarınızı açtığınızda evlerin duvarlarına değebildiğiniz daracık yollara dair öyküleri hatırlamasını istiyordum. bütün o efsane ya da abartı zannettiği şeyler, aslında doğruydu. orası diyarbakır'dı, eviydi. kendimi nasıl hissettiğimi soruyorsunuz, bunu ifade etmem çok zor. babamın kendi kökenlerini keşfetmesine tanık olma fırsatını bulduğum için çok talihli hissediyorum kendimi.
30 entry daha
hesabın var mı? giriş yap