chef's table

• açılın sövmeye geldim.
  
  öncelikle harika bir dizi olduğunu, benim gibi gastronomi aşığı bir adama izletilebilecek en güzel dizilerden biri olduğunu söylemek istiyorum. en azından böyle başlamak istiyorum konuşmama, ilerisi için sağlam söveceğim çünkü. ilk bölümden itibaren izliyorum, adamların yaptığı yemek değil zaten sanat eseri. bu yüzden zaten dünyanın sayılı restoranlarının sahipleri ya da şefleri.
  
  her şey bu dizi hakkında çok güzel gözükse de ikinci sezon ikinci bölümde alex atala'yı anlatılan bölümde e be orospu evlatları kaz öyle mi öldürülür? ulan ben de etoburum buldum mu gömerim, acımam kırmızı et beyaz et ne bulursam yerim. ecdatlarını dürttüğümün dürzüleri bir hayvan öyle mi öldürülür? ulan müslümanlar daha vicdanlı lan. adamlar en azından göz bağlıyor efendim bir ayağını dışarıda bırakıyor su veriyor bir şey yapıyor. e şeref yoksunu pezevenkler. yiyin amk lafım yok ben de yerim ama bir hayvanı acısız en kısa yoldan öldürmesini bilin amk. kafasına sopayla vurup öldürmek ne amk? hayır bir kere vuruyor baktı bir şey yok bir daha vuruyor, sonra boğazını kesiyor. ulan önce kessene boğazını. hayvana işkence ediyorsun orada. çaylağım şimdi kimse görmez bu yazıyı ama bir gün yazar olursak biri gelir de yok aslında öyle olmalı o falan filan çekerse onun da amk! seninde kafana vursunlar bir kaç kere o zaman amk. bu ne lan. bütün keyfimin içine etti amk dizisi. sikeyim yapacağınız işi.