3 entry daha
  • vay canına.

    öncelikle belirteyim, ağır temposuyla yorsa da muazzam film. son yarım saatiyle kutudan tavşan çıkarıyor diyebiliriz. başroldeki lou castel'in oyunculuğu ön plana çıksa da giula rolündeki paula pitagora'nın oyunculuğunu es geçmemek lazım. keskin geçişleri, filmdeki her eşyanın ve herkesin daracık alanlarda varolma çabaları gergin bir atmosfer oluşturmuş. bir nevi o kutunun içinden bir kişi diğerlerinin üstüne basarak hayatta kalmaya çalışıyor. ayrıca ennio morricone hastası biri olarak izlediğim filmleri arasında * abimizin yaptığı en farklı (bununla birlikte filme yine cuk oturan) score olabilir. ki filmi muhtemelen morricone'yi görünce listeme almıştım.

    --- spoiler ---

    ana karakter alessandro'nun davranışları duygu dalgalanmalarıyla abisi üzerinden sürekli değişme halindedir. bir tarafından abisi gibi olmaya çalışırken (örneğin gittiği hayat kadınıyla birlikte olması ki hatta abisinin aynı kadını aldığı sahneyi tersten görürüz burada) duygularını dizginlediğinde ise kendini yetersiz atfederek abisine* bir konfor alanı yaratma, ona bağlanma çabasına girer (lucia'yla şehre taşınma planına tepkisi, anneyi öldürmesi). öbür taraftan büyük kardeş augusto ise bu kutu içerisinde dışarıyla en bağlantılı insandır ve medeniyetten uzak, sorunlu insan yığınından kendisini kurtaracak bir şey yapacak kadar da cesaretten mahrumdur. ailesiyle tek bağı kendi pısırıklığından ibarettir çünkü ne annesi öldüğünde ne giulia'nın felç ihtimalinde (aynı esnada en ufak kardeşin cenazesinde) ya da alessandro'nun toplu intihar girişiminde tepki göstermeyecek kadar soğuk davranmıştır. giulia ise ikisinin biraz daha arasında bir görünümde. augusto kadar bencilken alessandro gibi de duygularını dışa vurmaktan çekinmiyor ve tutarsız. mesela augusto annenin öldürülmesine sevindiği halde kardeşlerine pek farkettirmese de giulia hemen neşeli bir mod içerisine geçiyor. namlunun ucunun kendisine döndüğünü görünce abisi gibi durumu akışına bırakarak ale'den kurtuluyor. giulia ve alessandro arasındaki cinsel tansiyon ise filmin gerilimini zenginleştirmiş. elimde bir veri yok ancak yönetmen o yıllarda ensest bir ilişkiyi sarih bir biçimde vizyona yansıtırsa alacağı tepkiden çekinerek bunu hep ufak imalarla belli etmiş.

    ayrıca müşteri bilgilerini sızdırdığı için hayat kadınını, dallama olduğu için de partideki gözlüklü dingili kınıyorum.
    --- spoiler ---
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap