8 entry daha
  • oscar wilde'ın sanatına ve özel yaşantısına son derece yüzeysel bir şekilde yaklaşan, 10 milyon dolara mal olup gişede ancak 2 milyon hasılat elde edebilmiş 97 yapımı fiyasko film.

    her ne kadar stephen fry fiziksel olarak wilde için iyi bir tercih gibi gözükse de senaryo ve yönetmene kurban gitmiş. sevgilisi bosie'yi canlandıran jude law'da gayet iyi fakat o da senaryo kurbanı. senaryo ne lord alfred douglas 'ın (bosie) gay aktivistliğine değinmiş, ne intihar eden erkek kardeşinin dönemin ingiltere başkanıyla olan eşcinsel ilişkisi yüzünden babasının olayı öğrenmesiyle birlikte oğluna ve başbakana yaptığı şantaja değinmiş, ne de wilde ve bosie ikilisinin cezayir'e cinselliklerini rahatça yaşamak için yaptıkları seyahatlere ve bu seyahatler sırasında andre gide ile olan deneyimlerine değinmiş. bunun gibi bir çok ayrıntıya değinmek yerine wilde'ı çoğunlukla maskülen, iyi aile babası, bir melek, bosie'yi de aksine kötü şiirler yazan para yiyici biri olarak gösterilmiş. sanki tek bir mektupla açılmış gibi gösterilen dava da cabası. halbu ki wilde çocuklarla otel odalarında, eşiyle yaşadığı evde o kadar rahat ilişkiye girmiş ki, arkasında bosie' nin babasına ve dedektiflere bolca malzeme bırakmış. pahalı hediyelerle kandırıp, kendine aşık ettiği çocukların tek tek mahkemede ifade verdiği de bilinen bir gerçek. bunların hiç biri filmde yok. filmin tek güzel yanı sonradan yıldızı parlayacak olan orlando bloom'un rent boy olarak bir dakika arz-ı endam etmiş olması.

    6/10
hesabın var mı? giriş yap