4 entry daha
  • dostoyevski'nin kendi sürgün hayatını eski bir merhum mahkumun günlüğündenmiş gibi anlattığı romanıdır. genel itibariyle klasik dostoyevski romanı diyebiliriz çünkü hapishaneye gelen keçinin bile bir sayfa tasviri ve hikayesi vardır ama güzeldir.

    genel olarak mahpus hayatının ne kadar korkunç olduğunu gözler önüne sermiştir. otuz metrekare bir oda, ranzalar, tuvalet havalandırması gibi küçük tek bir pencere, aydınlatma için hayvan yağından mumlar ve kokusu, sigara(çubuk) dumanı, kavga, gürültü, bağırışma, alkol.... gerçekten kitabı bitirene kadar mahpus hayatı yaşatıyor insana.

    starover, staroobyradets akımlarından bahsetmiştir. mahpusların çoğunu nefsi isteklerin kölesi olmuş insanlar olarak tanımladığı gibi bir çok yerde nefsi arzuların peşinden gitmenin insanı olmadığını ve sonunun iyiye gitmeyeceğini işlemiştir. dağıstanlı müslümanlardan (ali ve ağabeyleri) ve onların karakterlerinden bahsetmektedir. müslümanlık hakkında kayda değer olmasa da küçük çıkarımlar yapmaya müsaade edecek yorumları var. müslümanlara karşı önyargı vs. yok, hatta hristiyanlıkla ortak noktalarından bahsedip olumlu bir bakışı da vardır. "namus için katil olan ile zevk için katil olan aynı cezayı mı çekmeli?" sorgulamasıyla mahpusların adil bir şekilde infaz edilip edilmediğini sorgulamıştır . ilgilisi için; cizvitlerle ilgili bir kaç cümlesi var ki hakaret seviyesinde.. ve bunlar gibi bir çok konu hakkında dikkat çeken ifadeleri var. iyi okumalar.
52 entry daha
hesabın var mı? giriş yap