57 entry daha
  • zaman zaman "tamam da kardes oregon'un hep iyi yanlarini sayiyorsun, kotu yani hic mi yok" seklinde sorular geliyor. bu entry'de bu tur sorulara cevap vermek icin oregon'un nispeten "kotu" yonlerini listeleyecegim. bir cok insan bunlari kotu olarak gorebilir ama sahsen bunlarin cogunun kotu oldugunu dusunmuyorum.

    1.) yuksek vergiler: oregon abd'deki en yuksek vergi oranlarindan birine sahip. federal devletin aldigi gelir vergisine ek olarak bir de oregon'a gelir vergisi odemek gerekiyor ve bu rakam %10. ornegin ayda 10 bin dolar kazanan bir plaza calisani abd devletine her ay 2,800 dolar verirken oregon'a da 1,000 dolar oduyor. boylece gelir vergi orani %28'den %38'e cikmis oluyor. sosyal guvenlik, issizlik sigortasi filan derken ornegimizdeki 10 bin dolardan kala kala 6 bin dolar kaliyor. bununla birlikte california ve new york gibi populer eyaletlerde de vergiler yuksek. genelde demokratlarin yonettigi eyaletlerde vergiler yuksek olmakla beraber sosyal devlet kavrami biraz daha gelismis oluyor. oregon'da gelir vergisi yuksek olmakla beraber satis vergisi yok. yani ekmekten arabaya kadar ne alirsaniz alin tek kurus vergi odemiyorsunuz.

    2.) surekli yagmur yagmasi: oregon'un havasi yumusaktir, ne cok soguk ne cok sicaktir ama eyalette surekli yagmur yagar. ekim ayindan nisan sonuna kadar olan donemde yagmursuz gecen 5-10 gun oluyor. yaz mevsiminde de yagmur tamamen durmuyor, sadece daha az yagiyor. ornegin yagmurlu hava beni rahatsiz etmez ama surekli gunesli havayi seven biriyseniz burayi pek sevmeyeceksiniz demektir. california'dan oregon'a goc edenlerin onemli bir kisminin en buyuk sikayeti bu hava durumu olayi. bununla beraber soguk eyaletlerden ve kanada'dan gelenler "hava ne guzel" diyorlar. yilin tamamina yakininda hava 15-25 derece arasinda gidip geliyor.

    3.) oldugundan daha kalabalik hissetmesi: ozellikle portland oldugundan cok daha kalabalik hissettiriyor. portland'in sehir olarak nufusu 600 bin ve metropol bolge olarak nufusu 2 milyonun biraz altinda olmakla beraber insanlar surekli disarda oldugu icin her mekan kalabalik oluyor. gecen bir arkadas portland'i ziyaret etti ve ilk soyledigi sey "kimse beni buranin nufusunun 6-7 milyondan asagi olduguna inandiramaz" seklindeydi. hava yagmurlu da olsa gunesli de olsa, gunduz gece demeden disarda surekli yuruyen, kopegini gezdiren, bisiklet veya kaykay suren, restoranttan markete her turlu mekani tikabasa dolduran insanlar oluyor. bu da sehrin oldugundan daha kalabalik gozukmesine sebep oluyor. kalabaligi fazla sevmeyen biriyseniz portland'i pek sevmeyeceksiniz demektir. eyalette portland haric boyle bir sorun yok. ben de sehre 45-50 dakika mesafede ufak bir orman koyunde yasiyorum.

    4.) esrarin legal olmasi: "esrarin legal olmasi esrar kullanmayan birini ilgilendirmez" diyebilirsiniz. cogu zaman haklisiniz. bir insanin esrar kullanip kullanmamasi umurumda degil ama o kisilerden bazilari esrar cekip trafige cikarsa bu beni ilgilendirir. nadiren de olsa esrar cekip trafige cikan, polis durdurunca da "esrar legal degil mi?" diyen tipler oluyor. esrar legal ama esrarla araba kullanmak legal degil (ayni alkol gibi). bu tiplerle ugrasmak istemeyenler icin oregon uygun bir yer olmayabilir.

    5.) cesitliligin (diversity) az olmasi: 1800'lu yillarda abd'de eyaletlerin bazilari koleligi yasal tutmus ve afrika'dan zincirlenerek zorla gemilerle getirilen koleler tarlalarda calistirilmis, bazi eyaletler de koleligi yasaklayarak zencilere kucak acmis ve onlara ev sahipligi yapmis. bu donemde oregon ilginc bir karar almis ve hem koleligi yasaklamis, hem de zencilerin eyalete girisini yasaklamis. bunun etkileri bugun bile devam ediyor. abd nufusunun %13'u zencilerden olusurken oregon nufusunun %2'si zencilerden olusmakta. hatta portland'i saymazsak eyaletteki zencilerin orani %1'in altinda. kulturel cesitliligi sevenler oregon'dan fazla hoslanmayabilirler cunku eyalet bu konuda iskandinavlarla yarisiyor. ozellikle portland disindaki sehirlerde beyaz amerikalilarin nufusa orani %90-95 civarinda.

    6.) eskisine gore daha pahali olmasi: baska bir entry'de "oregon bati yakasindaki komsulari california ve washington'a gore cok daha ucuz" demistim ama bu eyaletin eskisine gore daha pahali oldugu gercegini degistirmiyor. bundan 20 yil once oregon'daki hayat pahaliligi california'nin 3'te 1'i oranindaysa (%66 fark) simdi aradaki fark %30-40 civari ve bu fark giderek kapaniyor. bunun sebeplerinden biri california'da calisip esek yukuyle para biriktiren bazi californialilar'in emeklilik doneminde paralarini pullarini alip oregon'a tasinmasi. bu da eyalette enflasyona sebep olmus.

    7.) deprem riski: oregon volkanik bir bolge ve burada cok buyuk bir deprem riski var. ozellikle okyanus boyunca kiyiya paralel giden cascadia fay hattinin tek parca halinde kirilmasi halinde 9 buyuklugunde bir depreme sebep olmasi ve ortaya cikacak olan 40 metre yuksekligindeki tsunaminin tum sahil seridini yutmasi bekleniyor. bu depremin onumuzdeki 50-100 yil icinde olma ihtimali oldukca gercekci. japonlar'in aksine oregonlular boyle bir depreme hic hazir degiller. depreme hazirlik konusunda california japonya'nin 20 yil gerisindeyse oregon 40 yil gerisinde diyebiliriz. peki bu risk burada yasamaya deger mi? bugune kadar kac kisiye sorduysam "evet" dedi ama boyle bir riski almak istemeyenler icin burasi uygun bir yer olmayabilir.

    8.) hayatin aksam 7'den sonra durmasi: oregon'un bir cok sehrinde marketler, restorantlar ve dukkanlar 5'te kapanmaya baslar ve 7'den sonra acik kalan mekanlar yok denecek kadar azdir. bu ozellikle portland'in disindaki yerler icin gecerli. winco isminde super marketler 24 saat acik oluyor ama bunun disinda gece karniniz aciktiysa ve evde yemek yoksa ac kalabilirsiniz. mesela abd'nin cogu yerinde olan 24-saat acik restorant konsepti burada cok nadir. ayni sekilde acik bufe konsepti de pek bilinmiyor.

    9.) dogu tarafinin col olmasi. her ne kadar oregon'un bati yarisi cam agaclariyla, yesilliklerle ve cesitli bitki ortuleriyle dolu olsa da eyaletin dogu yarisi da western filmlerinin cektigi colleri andirmaktadir. hatta her an colde karsiniza road runner kusunu kovalayan coyote cikabilir. bu bolgenin iklimi kara iklimidir ve yazlar da kislar da sert gecer. eyalet nufusu buyuk olcude batida yasadigi icin buralar oldukca issizdir. bazen bir tane insan yapimi bina veya ev gormeden 50 km yol alabilirsiniz.

    10.) insani biktiran sakinlik. tamam buralar sakin sessiz ve huzurlu da bu huzur bazen insana batiyor. mesela supermarkete gidiyorsun, kasiyer sirasinda onunde 2 kisi var ama siranin sana gelmesi 10-15 dakika suruyor cunku kasiyer siradaki herkesle 5-10 dakika muhabbet etmeye calisiyor. mesela trafikte cogu zaman onune hayvanlar, traktorler, bisikletler filan ciktigi icin zaman zaman bombos yolda 30-40 km hizla araba kullaniyorsun. fast food restorantlarda bile soyledigin yemegin gelmesi 10-15 dakika surebiliyor ve bunu kimse yadirgamiyor. burada hayat agir cekimde yasaniyor ve kimsenin hicbir yerde acelesi yok. turk milleti olarak buna alisik olmadigimiz icin "bu kadar sakinlik fazla" deyip stres yapma ihtimali yuksek.

    11.) nike ve intel disinda sirket olmamasi. eyaletin ekonomik olarak neredeyse tum yukunu intel ve nike cekiyor. ornegin intel son 10 yilda eyalete 100 milyar dolarin uzerinde yatirim yapmis (onun yerine oregon valisine saray yapsalardi eyaletin itibari yukselirdi). tamam guzel de koskoca eyaletin 2 sirkete bagimli olmasi iyi degil. bu iki sirketten biri baska eyalete tasinsa veya ekonomik olarak zorlansa tum eyalet zorlaniyor. gecen bir restorantta garson hanim soyle demisti: "yillardir burada calisiyorum ve teknoloji sektoruyle alakam olmamasina ragmen hangi yil intel'in iyi gidip hangi yil kotu gittigini o sene verilen bahsislerden anlayabiliyorum." gerci son donemde google, amazon ve facebook burada ufaktan ofisler acmaya basladi ama du bakalim.

    12.) yollar cok kivriliyor. gerci turk milleti buna aliskindir. turkiye cok daglik oldugu icin sehirlerarasi yollar surekli bir saga bir sola kivrilir ve araba kullanma konusunda yetenekli olmayanlar zorlanir ya, aynisi burada da gecerli. abd'deki bati eyaletlerini saymazsak cogu eyalet tepsi gibi duz oldugu icin yollar da dumduz oluyor. mesela bir teksas'tan, illinois'ten oregon'a gelen adam yollari gorunce afalliyor ve ne yapacagini sasiriyor. gecen bir misafirimize iki tarafi cam agaclariyla yolu ve surekli saga sola kivrilan bir yolu gezdirdik ve kendisinin yorumu "atari salonlarindaki yaris oyunlari gibi, surekli kivrilmaktan midem bulandi" seklinde oldu.

    13.) avm yok. abd'de kic kadar kasabalarda bile adim basi avm mevcutken oregon'un en buyuk sehri olan portland'da bile parmakla sayilacak kadar az avm var. bu eyalette avm kulturu gelismemis. bazen burada yasayanlar yillik kiyafet alisverisini yapmak icin washington veya california'ya gidiyorlar.

    14.) yollarin cogunun tek serit olmasi. portland disinda kalan bolgelerdeki yollarin %90'i tek serit gidis tek serit donus seklinde. onunuze yavas biri denk gelirse yavas yavas onu takip ediyorsunuz ve trafik olmadigi halde trafikte kalmis gibi hissediyorsunuz. neyse ki yollarin cogu ormanlarin icinden gectigi icin yol kenarlarinda bolca bosluk var ve onunuzdeki araba cok yavassa adama selektor yapinca kenara cekip senin gecmeni sagliyor. ozellikle yazin kampcilarla dolan eyalette tek serit yollarda hiz sinirinin epeyce altinda seyreden karavancilarin veya bisikletcilerin arkasinda tikilip kalmak hic zevkli degil. yine de stres yapmaya gerek yok. arabayi kenara cek, arabadan in, etraftaki agaclari kokla, derin bir nefes al ve cevrenin tadina bak. gidecegin yere gec kalsan da olur. burada "zaman" diye bir kavram olmadigi icin "gec kalma" diye bir kavram da yok.

    15.) trafikte her 2 arabadan birinin subaru outback olmasi. bu ille de kotu bir sey degil ama durup dururken bu markanin bir yerde neden bu kadar populer oldugunu anlamak guc. ortalama bir abd eyaletinde yolda goreceginiz 100 arabadan biri subaru'yken oregon'da bu rakam 50'ye yakin. ne zaman yola ciksam surekli "subaru ne alaka lan?" deyip duruyorum. subaru muhabbeti buyuk ihtimalle hipster'larla alakali bir geyiktir.

    16.) 500 km'lik sahil seridi boyunca hicbir yerde denize girilmiyor. hava disarda 30-35 derece bile olsa pasifik okyanusunun suyu buz gibi oluyor ve denize girmeyi birak 10 saniyeden fazla ayaginizi bile sokamiyorsunuz. zaten su soguk olmasaydi bile gelgit olaylari ve yogun dalgalar yuzunden denize girilemezdi. kisaca buradaki ucsuz bucaksiz plajlar yuzmelikten ziyade uzerinde yurumelik ve bakmalik plajlar. gerci arada surf yapanlar da var ama nadir.

    bu durumda ne diyoruz: (bkz: oregon'dan siktir olup gitmek)

    tabi ki hayir. bana gore iyi yanlariyla kotu yanlarini karsilastirinca iyi yanlari kat kat agir basiyor. buraya tasindigimdan beri daha bir tane bile mutsuz insan gormedim. "o esrar legal oldugu icindir" de denilebilir ama orasini bilemem tabi.
137 entry daha
hesabın var mı? giriş yap