8 entry daha
  • ilk seyredildiginde alisilmis david lynch tarzindan uzak gibi gorunen, ama lynch'in film dilini ve surrealist yonunu ele aldiginizda tam da ondan beklenebilecek bir film olan, kucuk bir master piece. ama lynch'in en iyi filmi sayilmaz bence.

    lost highway gibi herkesin kafasini karistiran bir film yaptiktan sonra ayni seyirciyi, kaybolduklari otoyolda siradan ve duz bir hikaye izlemeye davet eden david lynch'in en sade road movie'si. bu iki filmin ard arda cekilmesi bir rastlanti olmasa gerek bence, kim bilir.

    filmin sinematografisi ve muzikleri mukemmeldir. ama lynch'in hayatin icinden boyle sade bir hikayeyi alip, asiri bir gerceklikle yalin olarak anlatmasi filme biraz absurd bir hava katiyor gibi. filmin ortaokul ahlak dersi tadindaki "gun gelicek sende yaslanicaksin, hayatin kiymetini bil", "aileni sev ve sakin unutma", "herkesin gecmisinde aci tatli hatiralar vardir, affetmeyi, kendinle barisik yasamayi ogren" gibi etik dialoglari bana biraz zorlama gibi geliyor. belki de lynch'in basit bir hikayeyi, hic bir asiriliga kacmadan sade olarak beyaz perdeye aktarmasi bu absurdlugun sebebidir. kimbilir belki de hayattaki bu sadelik ve yalinligi boyle bariz bir sekilde gostererek hayatin anlamsizligi (veya anlamliligi) uzerine seyirciye bir ders vermek istiyor olabilir.

    basroldeki, yillarca hollywood'da dublorlukten baska bir rolde oynamayan richard farnsworth'un, bu filmle odule layik gorulmesi, filmden kisa bir sure sonrada intihar etmesi ne yazik ki filmin o iyimser, humanist hikayesini bir olcude golgeliyor gibi. gene de cok guzel bir filmdir, boyle bir film yapabilmek her babayigidin harci degildir.
73 entry daha
hesabın var mı? giriş yap